- Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm: İnsanların namazda omuzları omuzlarına değer. (A. Döner)
- (halk dilinde) Mahya: Dört omuz ( = Dört yöne eğimli çatı), İki omuz ( = İki yöne eğimli çatı, beşikçatı).
Omuz ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "omuz" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Omuz kaldırmak: 1. Bilmez gibi davranmak. 2. Kabul etmemek, geri çevirmek.
- Omuz omuza: (İnsan) Dayanışarak, birlikte: Oralarda da kardeşler omuz omuza, yürek yüreğe düşmanla savaşmışlardı... (Ben Çanakkale)
- Omuz öpüşmek: Birbirine eşit derecede olmak: Servet ve refahta bu iki aile omuz öpüşürler. (H. R. Gürpınar)
- Omuz silkmek: (deyiminin anlamı) Aldırmamak, umursamamak, önemsiz bulmak.
- Omuz vermek:
- Omzuyla dayanmak, yardım etmek, destek olmak: O ise yaslanacak bir omuz verdi. Güç verdi, inanç verdi. (İlgili cümle kaynağı: Ü. Kurtcan)
- (argo) Önem vermemek.
- Omuz vurmak:
- Yardımcı olmak.
- (argo) Sataşmak.
- Omuzda taşımak: Çok saygı göstermek.
- Omuzları çökmek: Bitkin, perişan ve yıkılmış bir durumda olmak.
- Omzuna atmak: Ceket vb. kollu giysileri kollarını giymeden sırtına koymak.
- (Birinin) Omzuna binmek: Yük olmak, ağırlık vermek.
- Omzuna vurmak: Yüklenmek.
Soru/Yorum Formu
»