- Sahip bulunduğu veya kendine pay çıkardığı bir şeyden abartılı bir şekilde bahsetmek, iftihar etmek: Oğlundan söz ederken iyice çekilmez oluyor. Ağzını büze büze, gözlerini belerte belerte övünüyor oğluyla. (S. Menekay)
- Bir niteliği nedeniyle kendi kendisini övmek: Kötülükleri bununla da kalmıyordu. Zenginiz diye övünüyor, güçlüyüz diye böbürleniyorlardı. (İlgili cümle kaynağı: M. Y. Kandemir). Allah, kendini beğenen, övünen kimseyi sevmez. (Lokman Suresinden)
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "övünme ve övünmek" kelimeleri geçen deyimler ve açıklamaları:
- Övünme çörtük (çeltik), yel esti gördük: Övünen birine, fazla övünmemesini, meselenin aslında ne olduğunu herkesin bildiğini anlatmak için söylenir.
- Övünme payı çıkarmak: Herhangi bir şeyde kendini övmeye yarayacak bir taraf bulmak.
- Övünmek gibi olmasın: Kendini övmeye hazırlanan bir kimse tarafından övünmesini hoş göstermek ya da alçak gönüllü görünmek için kullanılır.
Soru/Yorum Gönder