- Üst baş: Giyim kuşam, giyecekler, giysiler.
- Üst başa geçmek: Baş köşeye kurulup oturmak.
- Üst perdeden konuşmak (atmak): Üstünlük taslayarak büyük, iddialı sözler söylemek.
- Üst üste: Birbiri arkasından, tekrar tekrar.
- Üste çıkmak:
- Artırmak.
- Katmak.
- Üstü kapalı (örtülü): Açık ve kesin sözcükler kullanmadan, herkesin anlayamayacağı bir biçimde.
- Üstüme iyilik sağlık: (deyiminin anlamı)
- Allah esirgesin, Allah beni korusun; üstümden uzak olsun.
- Hayret doğrusu, hiç böyle şey olur mu?
- (Bir işin) üstünde durmak: İlgilenip uğraşmak.
- Üstünde kalmak: Artırmada ya da eksiltmede bir mal kendisine kalmak.
- Üstünden akmak: Bir durumu açıkça belli olmak.
- Üstünden atmak: Bir şeyi görev edinmemek, başından savmak.
- (Birinin) Üstüne atmak (yıkmak): Bir suçu birine yüklemek.
- (Üzerine) Üstüne bir bardak soğuk su içmek: (alay) Başkalarından alacaklı bulunduğu bir şeyi elde etmekten artık umut kesmek.
- Üstüne düşmek: Bir şeye merak sardırmak, bir şeyle çok uğraşmak; birine çok ilgi göstermek.
- (Karısının) Üstüne gül koklamamak: (deyiminin anlamı) Eşinden başka bir kadınla birlikte olmamak.
- Üstüne güneş doğmak: (halk dilinde) Sabahleyin yataktan geç kalkmak.
- Üstüne sağlık: Allah sizlere öyle rahatsızlık vermesin.
- (Bir şeyin) Üstüne titremek: Çok sevgi, ilgi, özen göstermek.
- Üstüne toz kondurmamak: Bir şeyin kusurlu olabileceğini kabul etmemek.
- Üstüne tuz biber ekmek: Üzüntüyü, kusuru artıracak duruma neden olmak.
- Üstüne üstüne gitmek: Çekinmeden, sonucu tehlikeli olabilecek bir şeyle uğraşmak, yılmamak.
- Üstüne yıkmak: Ağır bir işi ya da suçu başkasına yüklemek.
- Üstüne yok (olmamak): Bundan daha iyisi olmaz, hepsinden iyisi bu.
- Üstünüzden ırak: Dilerim, sizler böyle bir felakete uğramayın.
Üst ile ilgili deyimler ve anlamları ne demektir?
İçinde "üst" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları: