Süt nedir ne demektir? Süt ile ilgili deyimler atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Üstü süt gibi çalkalanan süt sözcüğü
Süt
  1. Kadınların ve memeli dişi hayvanların yavrularını beslemek için memelerinden gelen ve memelerindeki bezler tarafından salgılanan, besin değeri yüksek, tatlımsı beyaz sıvı: Anne sütü. Pastörize inek sütü. Keçi sütünden yoğurt.
  2. (botanik) Bazı bitkilerin türlü organlarında bulunan beyaz renkli özsu: Badem sütü, Hindistan cevizi sütü vb.
  3. Erkek balığın tohumu.


Süt ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "süt" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
( atasözlerine geç )

  • (Çocuğu) Süt çalmak: Bozuk süt, çocuğu hasta etmek.
  • Süt çekmek: Bir özelliği anne tarafı akrabalarına benzemek: Bu kadar mı süt çeker, aynı dayısı.
  • Süt dökmüş kedi gibi: Bir kabahat işlemiş gibi çekingen durmak: Kapıda iki tane gece bekçisi ve arkalarında süt dökmüş kedi gibi bekleyen Ahmet ve Merve. (N. Sapa)
  • Süt dökmüş kediye dönmek: Suçunu bilerek bundan utanmak: Süt dökmüş kediye döndü Ferit, o bakış ve ardındaki hakikatle. Başını öne eğdi, bir daha girmedi söze. (İlgili cümle kaynağı: F. Kadri)
  • Süt gibi: Çok beyaz, çok temiz: Kadının ellerine baktım. Süt gibi beyazlar. Saçı da gece gibi. (A. Büke)
  • Süt ineği gibi sağmak: Birinden kendi çıkarı için daima aşırı ölçülerde yarar sağlamak için uğraşmak.
  • Süt kuzusu:
    1. Çok küçük insan yavrusu: Ak pak olmuş kocamışlar, süt kuzusu yavrular, analar, avratlar, bacılar hep bizi gözler. (B. Büyükarkın)
    2. Çok temiz yürekli: Herkes süt kuzusu. Siz cennetlik insanlarsınız vesselam! (A. E. Kavaklı)
  • Süt vermek: Emzirmek: Hacer suları içti. Yavrusuna süt verdi. (B. Ayaz)
  • Sütçü beygiri gibi: Çok tembel ve miskin: Fakat sen hâlâ ortalıkta sütçü beygiri gibi gayesiz dolaşıyorsun. (S. Süalp)
  • Sütçü beygiri gibi ayakta uyumak: Çok tembel ve miskin olmak: Bakkal İsmail'in zati içi geçmiş, sütçü beygiri gibi ayakta uyur... (A. Nesin)
  • Sütten ağzı yanmak: Bir olaydan gerekli dersi alarak uyanık davranmak: Bir daha evlenmek fikrini aklına bile getirmiyordu Zeynep. Sütten ağzı yanmıştı bir defa. (F. Ç. Kabadayı)
  • Sütten çıkmış ak kaşık gibi olmak: Temiz ve saf olmak: Sanki kendin sütten çıkmış ak kaşık gibi tertemizsin, hiçbir suçun, günahın yok. (Ö. Tümer)
  • Sütten kesilmek: Hastalık, üzüntü veya bebeğin emmesi nedeniyle anneye süt gelmemek: Olaya tanık olan gelin sütten kesildi, bir anne olarak dayanamamıştı gördüklerine. (G. E. Akbaş)
  • Sütten kesmek: Bebeğe, belli bir zamandan sonra (genellikle iki yıldan sonra) anne sütü vermemek: Çocuk iki yaşına gelince annesi onu sütten kesti ve süt yerine yiyecek götürmeye başladı. (A. C. Paşa)
  • Sütü bozuk (olmak): Kötü soydan gelmek: Bazı sütü bozuk adamlar, dünyayı mahvediyorlardı. (H. F. Beşik)
  • (Bir işi birinin) Sütüne havale etmek: O işi, onun insanlığına, vicdanına güvenerek doğru yapmasını beklemek: Sütüne havale edip iki yüz lirayı Paşaya vermekten başka çare yoktu (A. Yılmaz). Burası sana teslim. Sütüne havale. Ortalığa mukayyet ol bu zor zamanda... (M. Başaran)
  • Sütüne kalmak: İnsanlığına, namusuna, vicdanına, insafına kalmak: Söyleyip söylememesi de sütüne kalmış bir şeydi (T. Buğra). Artık üst tarafı, Şükrü nün sütüne kalmış; kaçtan yazarsa... (M. Makal)
  • Sütünü helal etmemek: Analık hakkını helal etmemek: "Torunumu bu okula kaydettirmezsen sütümü helal etmem" dedi. (H. Tokak)
  • Ağzı süt kokmak: Çok genç ve toy olmak: Heyecanlandı. Biraz kekeledi, bir şeyler söyleyecekti, söyleyemedi, vazgeçti. Hani ağzı süt kokuyor derler ya, öyle deneyimsiz, genç bir adam. (H. Bektaş)
  • Anasından emdiği süt burnundan gelmek: Çok sıkıntı çekmek, eziyet görmek: Ne var ki Hasan Efendi suçsuz olduğunu ispatlayıncaya kadar anasından emdiği süt burnundan gelir. (Ş. Kutlu)
  • Anasından emdiği sütü burnundan getirmek: Birine bir iş yaptırırken çok sıkıntı çektirmek: Kılınıza bile dokunamaz. Eğer buna kalkışırsa, anasından emdiği sütü burnundan getiririm (A. Çankırılı). İnşallah şu vartayı atlatayım, bunu yazanın anasından emdiği sütü burnundan getireceğim. (R. C. Ulunay)
  • Anasının ak sütü gibi helal etmek: Karşılıksız olarak bağışlamak: Ama sen borcunu ödemeden bu dünyadan göçersen; bil ki, ben onu peşinen ve ananın ak sütü gibi helal ettim... (S. Kaplan)
  • Bir kuşsütü eksik: Her türlü yiyecek var: Sofrasında her şey vardı, bir tek kuşsütü eksikti. (Y. Kemal)
  • Çiğ süt emmiş: İyiliğini gördüğü insana kötülük yapan kişiler için kullanılan bir söz: – Ah oğul, ne çiğ süt emmiş insanlar var, kendini dünyaya getiren anasına bile burnu bir karış havada bakarlar. (S. Yılmaz)
  • Emdiği süt haram olmak: Herhangi bir isteğinin yapılmamasından sonra ilenmek: Hiç bir şey yapmadın ha? Emdiğin süt olsun haram olsun, dursun gözüne dizine! (O. Kemal)
  • Etliye sütlüye karışmamak: Kendini ilgilendirmeyen işlere karışmamak: Etliye sütlüye karışmayan ama her defasında güçsüzün yanında yerini alan bir adam. (A. Batman)
  • Helal süt emmek: Doğruluktan ayrılmamak: Bizim buralarda "helal süt emmiş" olmak önemlidir. Harama bulaşmamış, doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamıştık, kimsenin malına göz dikmemiştik. (M. Akpak)
  • Kuşsütü ile beslemek: Eksiksiz, özenle beslemek: Günler boyunca boyunca şehzadeye bakmış. Onu kuş sütüyle, türlü çeşit meyve ile beslemiş... (G. Sönmez)
  • Ortalık sütliman olmak: Sakinleşmek, durulmak: Allah Teâlâ'nın izniyle kayığın takip ettiği yol, âdeta sütliman olmuş ve dört bir yanda şaha kalkmış dalgalar bu Allah dostunun kayığına hiçbir zarar vermemişti. (O. N. Topbaş)
  • Tekeden süt çıkarmak: Olamayacak şeyleri olur duruma getirmek: Tüccar adam, bu ... tekeden süt çıkarır. Velâkin bu kadını yola getiremez, işi amana zamana döker, yine başaramaz. (Masal Zinciri)


Süt ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "süt" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Süte katılan sular ineği götürdü: Bir işte hile veya dürüst olmayan yöntemler kullanmanın sonucunda daha büyük zararlara yol açabileceğini, o işin tümden elden gidebileceğini ifade eder. Hile yapmanın veya işi bozmanın sonucunda kötü sonuçlar doğacağını vurgular.
  • Süte maya koymadan yoğurt olmaz: Bir işin başarıyla sonuçlanması için gerekli olan temel adımların ve katkıların yerine getirilmesi gerektiğini ifade eder. Başarılı sonuçlar elde edebilmek için doğru hazırlık ve çaba göstermek önemlidir.
  • Sütle giren huy canla çıkar*: Küçükken edinilen alışkanlıklar yaşam boyu sürer.
  • Sütlüyü sürüden çıkarmazlar*: Yararlı, verim sağlayan varlıklar elden çıkarılmaz.
  • Sütsüz koyun meleğen olur* (Sütsüz koyun çok meler): Verim sağlayamayan kişi, kendini acındıracak davranışlarda bulunur.
  • Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer*: Başlarına beklenmedik bir durum gelenler, o derece korkulu olmasa da benzer durumlar karşısında çok çekingen davranırlar.
  • Sütü paktan (pak olandan) korkulmaz: Temiz ve dürüst olan kişilerden veya şeylerden herhangi bir kötü sonuç beklenmeyeceğini ifade eder. Pak ve temiz olan, güvenilir ve zararsızdır; bu nedenle ondan korkmak gereksizdir.
  • Cansız koyundan süt sağılmaz: Verimsiz veya işe yaramaz bir kaynaktan fayda beklemenin boşuna olduğunu ifade eder. İnsanlar, değer ve sonuç almak istedikleri iş veya kişilerden fayda sağlayabilmek için onların verimli ve aktif olmalarını beklerler.
  • Çingene, manda malaklayıncaya kadar sabretmiş de süt pişinceye kadar sabredememiş: Bazen insanlar zor konularda sabır gösterirken çok basit konularda sabredemezler (malaklamak: Manda yavrulamak).
  • Çobanın gönlü olursa tekeden süt çıkarır*: Kendisinde iş bitecek kişi, isterse olmayacak gibi görünen işlere bile bir çıkar yol bulur.
  • Deveye "Bir çömlek yapıver" demişler, yedi kazan sütü devirmiş "Çok şükür bir işten kazasız çıktım" demiş: Beceriksiz, sakar kimseler en basit işi bile her şeyi kırıp dökerek yaparlar. Buna aldırış etmedikleri gibi işi başarıyla bitirdiklerine inanıp sevinirler.
  • Dağ, ovanın süt anasıdır*: Ticareti besleyen, üretim kaynaklarıdır anlamında bir atasözü.
  • Helal süt emmiş başkadır: Dürüst ve güvenilir insanların diğerlerinden farklı ve üstün olduğunu ifade eder. Böyle insanlar toplumda büyük değer görür ve saygı kazanırlar.
  • İki karılı bitten, iki analı sütten ölür: Bir şeyin veya durumun fazlasının zararlı olabileceğini ifade eder. İki karısı olan bir erkeğin huzuru kaçar (bitlenir) ve iki annesi olan bir bebek de uyumsuzluk yaşayarak sağlığını kaybedebilir. Aşırıya kaçmanın olumsuz sonuçlarına dikkat çeker.
  • İnek gibi süt vermeyen, öküz gibi kutan sürer*: Kendisinden bekleneni vermeyeni daha ağır işlere koşarlar (kutan: Büyük pulluk).
  • İnsanoğlu çiğ süt emmiş*: İnsanlardan tam bir doğruluk beklenemeyeceğini, tam olarak güvenilemeyeceğini, insanoğlunun kimi zaman yapılan iyiliğe kötülükle karşılık verebileceğini anlatır: Ben de haline acıdım. Acımaz olaydım. Yanımda sebeplensin şu yavru, yazıktır, sevaptır dedim. Utan be, utan. Zaten insanoğlu çiğ süt emmiş derler. Niye güvendim sana ki?.. (H. Polat)
  • İven sinek süte düşer: Acele eden kişinin genellikle hata yapacağını veya zarara uğrayacağını ifade eder. İşleri aceleyle ve düşünmeden yapmak yerine, sakin ve dikkatli bir şekilde ilerlemek gerektiğini vurgular (ivmek: acele etmek).
  • İyi inekten süt umarlar: Güvenilir ve yetenekli kişilerden başarı ve verim beklenir anlamına gelir. İnsanlar, nitelikli ve güvenilir olanlardan olumlu sonuçlar beklerler.
  • Kadının temizi sırtından, sütün temizi yoğurdundan bellidir: Temiz süt yoğurdundan belli olduğu gibi, kadın da kılık kıyafetinin temizliğinden belli olur.
  • Kediye süt (peynir tulumu) inanılmaz: Bir şeyin yanlış bir kişiye veya doğru olmayan birine teslim edilmesinin sonucunun kötü olacağını ifade eder. Birisinin beklenen sorumluluğu yerine getiremeyeceğini veya zarar verebileceğini bildiği halde ona güvenilmesinin ne kadar yanlış olduğunu vurgular (inanmak: Doğru bulmak, güvenilir bulmak, güvenmek, itimat etmek).
  • Kuşa süt nasip olsa anasından olurdu*: Kişi kısmetinde olmayan şeyi ya da en yakınından sağlayamadığı yararı bir başkasından hiç sağlayamaz.
  • Manda karadır, ama sütü beyazdır (Siyah inekten beyaz süt sağılır): Dış görünüşün yanıltıcı olabileceğini ve bir şeyin veya kişinin değerinin, dış görünüşünden ziyade içeriği veya özüne bağlı olduğunu ifade eder. Olumsuz görünen bir şeyin içinde değerli ve olumlu özellikler bulunabileceğini vurgular.
  • Meleğen inek süt vermez:
    1. Boş konuşan veya sürekli şikayet eden kişinin verimli veya yararlı bir iş yapamayacağını ifade eder.
    2. Mantıklı insanlar bazı işlerin olup önceden anlayabilir ve ona göre hareket edebilirler.
  • Sağarım sütünü, okşadıkça budunu: İnsan, çıkar beklediği kişiye ne kadar çok sıcakkanlı davranırsa o kadar çok faydalanır.
  • Soyu soydan al, sütü mandıradan: Kaliteli ve güvenilir kaynaklardan elde edilen şeylerin daha değerli ve güvenilir olduğunu ifade eder. İnsanların, işlerinde veya seçimlerinde güvenilir kaynakları ve kökenleri tercih etmeleri gerektiğini vurgular.
  • Yüzüne bak da sütünü um: Bir kişiden veya hayvandan fayda sağlamak için öncelikle ona gerekli ilgi ve özeni göstermek gerektiğini ifade eder. İlgi ve bakım, başarılı sonuçlar elde etmek için temel bir ön koşuldur.


Süt ile ilgili birleşik kelime ve fiiller


  • Süt çocuğu: Henüz sütle beslenen çocuk, bebek: En küçükleri ise daha süt çocuğuydu.
  • Süt danası: Sütten kesilmemiş buzağı: Süt danası olarak alıp, aylarca elinden besler, onların gözlerini severdi. (A. Kutlu)
  • Süt dişi: Bebeğin beş veya altı aylıkken çıkarmaya başladığı, yedi yaşlarında kendiliğinden dökülen diş: Tek süt dişini göstere göstere sırıttı. (Ö. Muti)
  • Süt kardeşi: Aynı kadından süt emmiş ama öz kardeş olmayan çocukların her biri: Allah'ın Resûlü de süt kardeşi Şeymâ isimli kızla, öğle sıcağında, kuzuların bulunduğu yere gidiyor. (N. F. Kısakürek)
  • Süt kuzusu: Henüz meme emen kuzu: Anasını görmüş, yeni doğmuş süt kuzusu gibi zıplaya zıplaya ona doğru gitmeye çalışıyordu. (Ç. Ata)
  • Sütanne: Bir çocuğun, annesi dışında sütünü emmiş olduğu kadın; sütana, sütnine: Peygamberlik yıllarında süt annesi kendini ziyarete gelince "Anacığım, Anacığım" diye karşılamış ve çok hürmet göstermişti. (A. Manaz)
( 0 soru/yorum )