Saman nedir ne demektir? Saman ile ilgili deyimler atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Saman yığınının yakın görüntüsü
Saman
Ekinlerin, tahılların ve diğer olgunlaşmış otsu bitkilerin taneleri ayrıldıktan sonra geriye kalan ve hayvanları beslemekte kullanılan, ezilmiş, kırılmış ve kurumuş saplara verilen ad: Sahipsiz bir evin ahırına atları bağladılar. Samanlıktan saman doldurup torba taktılar. Daha arpaları vardı, birer avuç da arpa verdiler. (T. Apaydın)


  • Samanlık: Saman saklanan üstü kapalı yer, saman deposu.
  • Samanlık deliği: Samanın kapı açılmadan samanlığa yerleştirilebilmesi için samanlığın çatısına özel olarak açılmış delik.


Saman ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "saman ve samanlık" kelimeleri geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Saman alevi gibi: Birden parlayıp hemen yatışan: Saman alevi gibi yanıp sönen sevdalarla dolu değil mi etrafımız? (H. A. Öztekin)
  • Saman altından su yürütmek: (deyiminin anlamı) Hiç belli etmeden dolap çevirmek, gizli saklı iş çevirmek: Adam da saman altından su yürütüyormuş. Hiç tahmin etmezdim rüşvetçi olduğunu. (B. Baykara)
  • Saman elinse samanlık senin (Saman senin değilse samanlık da mi senin değil?): Sağlık için oburluktan kaçınmak, her önüne konanı yememek gerekir; başkasının sofrasında oburluk eden kendi midesini ağrıtır.
  • Saman gibi: Tatsız tuzsuz, yavan: Diyet bisküvi buldum yahu, şu tadı saman gibi olanlardan. (O. Karagüz)
  • Samanlıkta iğne aramak: Çok zor ve neredeyse imkânsız bir işi yapmaya çalışmak: Samanlıkta iğne aramaktan da imkansız bir işti yaptığı; memleketi karış karış dolaşırsa bir yerde Hasret'le karşılaşacağını umuyordu. (M. Yazar)
  • Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde: Genellikle bir masal veya hikayeye başlarken "çok zaman önce" anlamında kullanılan bir tekerleme: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde çok uzak diyarlarda, etrafı masmavi denizlerle çevrili, ışıl ışıl bir ülke varmış. (E. Özsoy)
  • Postuna saman doldurmak: Öldürmek: Postuna saman tepip Çamlıbel tepesinden asalım, herkes görsün Köroğlu'nun atını kaçırmanın, kartal yuvasından yumurta almanın karşılığını... (Ü. Kaftancıoğlu)
  • Sap derken saman demek: Belirli ve doyurucu bir düşünce ortaya koyamamak: Konuşmamız sap derken saman demek kabilinden hiçten şeylerden ibaret kalmıştı. (R. H. Karay)
  • Sap yiyip saman s*çmak: (kaba)
    1. Ne dediğini bilmemek, saçma sapan konuşmak: Sap yiyip saman s*çma! Başımıza gelenlerin seninle ne alakası var? (Ç. Yiğenoğlu)
    2. Bir olaya kızıp ateş püskürmek: Kudurmuş bir canavara dönmüştü, sap yiyip saman s*çıyordu... (M. Bayrak)
  • Sapla samanı karıştırmak: İyi ile kötüyü ayıramamak: İnsan kıymeti bilmez hale geldik / Sapla samanı karıştırır olduk gitgide / Kötüler baş tacı yapılırken / İyiler yerlerde süründü sebepsiz yere / İyi niyet öldürüldü göz göre göre (P. Metin)


Saman ile ilgili atasözleri ve anlamları


Bir adet sıkıştırılmış dikdörtgen saman balyası
Saman balyası
İçinde "saman, samanlık" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Saman altından su yürütür, üstüne çıkar vaaz eder: İkiyüzlü, çıkarcı kimseler fırsat bulunca her türlü uygunsuz işi yaparlar, etrafındakilere de her zaman dürüst ve namuslu olmalarını öğütlerler.
  • Saman hayvana, zaman insana yakışır: Hayvanlar için saman ne kadar gerekli ve uygun ise, insanlar için de zamanı doğru ve etkin kullanmak o kadar önemlidir. Bu atasözü, zamanın değerini bilmeyi ve hayatımızı planlı, düzenli bir şekilde yönetmeyi öğütler.
  • Saman yiyen torbasını beraber taşır: Bir kişi bir nimetten veya imkândan faydalanıyorsa, o nimetin getirdiği sorumlulukları ve zorlukları da üstlenmek zorundadır anlamına gelir.
  • Samanlık saray oldu, gelinlik kolay oldu: Bir kişinin ya da ailenin maddi durumunda büyük bir iyileşme yaşandığında, daha önce zor olan şeylerin artık kolaylaşacağını ifade eder.
  • Arama iğneyi samanlık içinde: Bazı kimseler o kadar akılsız olurlar ki olmayacak işlerle uğraşıp gereksiz yere çaba harcarlar.
  • Arpa samanıyla, kömür dumanıyla*: Kusursuz nesne olmaz, yararlandığımız nesneleri kusurlarıyla birlikte kabul etmeliyiz.
  • Ata binenin heybesinde sarı sarı altın, eşeğe binenin heybesinde sarı sarı saman: Büyük, yararlı işler yapan kimseler bolluk içinde, küçük önemsiz işlerle uğraşan kimseler de sıkıntı içinde yaşarlar.
  • Ayağını zamana uydur, kalburunu samana: Gelişmelere ve yeniliklere ayak uyduramayanlar her şeyde en geride kalırlar.
  • Boş samanlık kiremit istemez: Değersiz, işe yaramaz şeyleri korumak için önlem almaya gerek yoktur.
  • Camızı kadı etmişler, samanlığı kendine ayırmış: Bencil kişi mevkii sahibi olduğunda önce kendi çıkarlarını düşünerek hareket eder (camız: Su sığırı, manda, kömüş).
  • Dağına göre odun, sapına göre saman olur: Bir durum veya kişi değerlendirilirken, onun kendi şartları, özellikleri ve çevresi göz önünde bulundurulmalıdır. Başka bir deyişle, her şey kendi bağlamında anlam kazanır ve doğru değerlendirme ancak bu şekilde yapılabilir.
  • El yahşi biz yaman, el buğday biz saman: "Yabancılar bizden değerli görülüyor, el üstünde tutuluyor" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Geçimim geçim olsun da, oturduğum yer samanlık köşesi olsun: Evde huzur yoksa, kavga ve geçimsizlik çoksa o ev saray bile olsa insan mutlu olamaz. Mutluluğun, sevginin yaşandığı yer neresi olursa olsun saraylardan bile daha güzeldir.
  • Güvenme (inanma) dostuna, saman doldurur postuna*: Dost sanılan birçok kimsenin, kendilerine duyulan güvenden yararlanarak, daha kolaylıkla, büyük kötülükler yapabileceklerini unutmamak gerekir.
  • Heybesi var torbası var, besbelli samana geldi: Kılık kıyafetine ve davranışlarına bakarak bir insanın nasıl bir karaktere sahip olduğunu ve ne yapacağını anlayabiliriz.
  • Hırsızlıkla kahpelik saman çöpünün arkasındadır: Hırsızlık ve kahpelik uzun süre saklı kalacak türden bir suç değildir.
  • İki gönül bir olunca samanlık seyran olur*: Sevgi her şeyi güzelleştirir, acıya neden olabilecek sıkıntılar bile tatlı bir hal alır.
  • İnsanın insanlığı irfanla, hayvanın hayvanlığı samanla beslenir: İnsan bilgi ve becerisiyle değerlenir. Hayvanı değerli yapanda çok yiyip çok beslenmesidir.
  • İyiliğe kötülük, kör eşeğe samanlık: İnsan kendisine iyilik eden birine, en azından biraz saygılı davranmalıdır.
  • Kedinin gideceği samanlığa kadar*: Bir kabahati olan, pek uzağa kaçamadan yakalanır.
  • Koca öküz ölürse de samandan ölsün: Bazı açgözlü ve obur kimseler hoşlandıkları şeyler uğruna başlarına gelecek her şeye razı olurlar.
  • Sakla samanı gelir zamanı*: Gelecekte meydana gelebilecek sıkıntılar için önceden hazırlık yapılmalıdır.
  • Sarı saman vaktinde altın olur: Her şeyin değerli olduğu bir zamanı (sezonu) vardır ve işler zamanında yapılırsa, o işler değer kazanır.
  • Şeytanla ortak buğday eken samanını alır*: Ortağı kurnaz, düzenbaz olanın eline kârdan bir şey geçmez.
  • Tatlı üzerine su içmek, samana kazık çakmak gibidir: "Tatlı üzerine içilen su ağzın tadını giderir" anlamında bir atasözü.
  • Yoz sığıra saman dökülmez: Değersiz, verimsiz veya işe yaramaz bir şeye emek veya kaynak harcanmaması gerektiğini ifade eder [yoz: (halk dilinde) Kısır].
  • Zaman, saman satar (Zaman satar samanı): Kış zamanı yemyeşil otlar tükendiğinde samanın değeri artar ve saman bu zamanda daha kıymetli olur ve satılır. Saman gibi her şeyin de kıymetlendiği, rağbet gördüğü bir zaman vardır.
( 0 soru/yorum )