Son nedir ne demektir? Son ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Siyah bir arkaplan üzerinde yazılı son sözcüğü
Son
  1. Şimdiki zamana en yakın olan geçmiş: Son zamanlarda çok üzgündü. Onu en son ne zaman gördün?
  2. En arkada bulunan: Son vagon, son sıra vb.
  3. Artık ondan ötesi ya da başkası olmayan: Peygamberimiz son din olan İslamiyet’in temsilcisi olarak ve yine son peygamber sıfatı ile gönderilmiştir. (A.Y. Zengin)
  4. Belirli bir zaman sürecinin, belirli bir işin en arkadan gelen bölümü: Baharın sonu, yolun sonu, konuşmanın sonu, işin sonu vb.
  5. Olanca: Son hızla, son kuvvetiyle, son sesiyle vb.
  6. Ölüm: Her şeyin bir sonu vardır. Hayatın da!
  7. Uç, sınır.
  8. (anatomi) Döl eşi, etene.

Son ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "son" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Son bulmak: Bitmek, tükenmek: Savaş son buldu.
  • Son gürlüğü: Yaşlılıkta kavuşulan, bolluk içinde rahat yaşam: Allah son gürlüğü versin. (Amin)
  • Son kozunu oynamak: Elinde bulunan son olanağı kullanmak: Her ne pahasına olursa olsun mağlubiyetten kurtulmak için son kozunu oynadı. (M. S. Karayel)
  • Son nefes:
    1. Ölümden hemen önce alınıp verilen soluk: En büyük kaygısı, son nefesini iman ile verebilmek, mahşer günü Allah'ın huzuruna alnı açık ve günahtan pak bir şekilde çıkabilmekti (O. N. Topbaş). Sayısı kullara meçhul, Allah'a malum olan bu nefeslerin en düşündüreni, şüphe yok ki "son nefes"tir. (O. N. Topbaş)
    2. (mecazi) Hayatın sonu: Nefes alıp verdikçe son nefes yaklaşıyor. (S. Şahiner)
  • Son nefesini vermek: Ölmek: Şehadet kelimesini söyleye söyleye, tekbir getire getire son nefesini verdi. (B. Bozgeyik)
  • Son noktayı koymak: Bir işte en son sözü söylemek: "Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeyi bilmek gerek bazen," diye tartışmaya son noktayı koydu annesi. (Ö. Açık)
  • Son vermek: Bitirmek, sona erdirmek: Bir ateşkes imzalayarak savaşa son verdi.
  • Son yolculuğa çıkmak: Ölmek: O arkadaşımız dönüşü olmayan son yolculuğuna çıktı. Öldü dün, birdenbire ölüverdi arabasında. (S. Sayar)
  • Son yolculuğuna uğurlamak: Birinin cenaze törenine katılmak: Her birini dualarla son yolculuğuna uğurladık. Hayat en sevdiğimiz insanları bizden alsa da onları hatırlatan zaferler acımızı gururla örtüyordu. (K. Aydoğan)
  • Sona ermek: Son bulmak: Film sona erdi.
  • Sonu gelmek: Bitmek, tükenmek, yok olmak, ölmek: Ahir zaman oldu, dünyanın sonu geldi artık!.. (Elçin)
  • Sonu gelmez: Bitmez tükenmez, sürekli, devamlı: Kâinat, gözlemcisine kendisini bir sonu gelmez mevcudiyetler kaynağı olarak sunar. (A. Duman)
  • Sonunu düşünmek: Sonucunu hesap etmek: Sonunu çok düşünen muradına eremez (Atasözü)
  • Sonunu getirememek: Bir işi başarıyla tamamlayamamak, yerine getirememek: Sözünün sonunu getiremedi, başı yastığa düştü yeniden. (Ö. Polat)
  • (bir işin) Sonunu getirmek: O işi başarıyla tamamlamak, yerine getirmek: Peşinde koştu durdu. Ne sonunu getirebildi işin, ne dünyayı anlamaya muvaffak oldu. (B. Orak)
  • (bir şey bir şeyin) Sonunu getirmek: Bitirmek, son buldurmak: Çevre kirliliği, kontrolsüz avlanma birçok türün sonunu getirdi. (İ. Tül)
  • Allah sonunu hayır etsin: Bir işin sonucundan kuşku duyulduğunda söylenen bir iyi dilek sözü: Bana kalırsa hapı yuttu gibi... Allah sonunu hayır etsin... Hali harap vesselam... (K. Tahir)
  • Çıkmaz ayın son çarşambası: (şaka yollu) Hiç yapılmayacak bir işin sözde yapılma zamanı, hiç gelmeyecek bir zaman: Çıkmaz ayın son çarşambası belki sana bir kuruş veririm! (M. Şekur)
  • Söze son vermek: Konuşmayı bitirmek: Ferman pâdişâhımındır! deyü söze son verdi. (M. Naima)
  • Tünelin sonunda ışık görünmek: Sıkıntılı durumdan kurtulmak için çare belirmek: Artık krizden çıkıyoruz. Tünelin sonunda ışık göründü (K. Kurdaş). Sabredenler ise tünelin sonunda bir ışık belireceği ümidini korurlar, karanlık gecenin sonunda güneşin doğacağına güvenirler (S. Duman). Fakat unutulmamalıdır ki, her tünelin sonunda bir ışık vardır. (A. Türkekul)

Son ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "son" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Son gülen iyi güler*: Sabırlı olan ve sonunda başarıya ulaşan kişinin, en büyük mutluluğu yaşadığını ifade eder. Aceleci olmayan ve mücadeleden vazgeçmeyen, sonunda kazançlı çıkar.
  • Son nefeste iman selameti: Bir kişinin hayatının sonunda imanını koruyarak Allah'a kavuşmasını temenni eder. Dinimizde, imanın hayat boyu muhafaza edilmesi kadar, son nefeste de imanla ölmüş olmanın önemi büyüktür.
  • Son pişmanlık fayda etmez (vermez)*: Sonradan pişman olmamak için bir işi yaparken, bir davranışta bulunurken nereye varacağını hesaplamalıyız.
  • Sona kalan dona kalır*: Bir işin nimetlerinden, önce davranan yararlanır, gecikenler hiçbir şey elde edemez.
  • Sonunu çok düşünen muradına eremez: Sürekli sonuçları hesaplayan kişinin cesaretle adım atamayacağını ve hedeflerine ulaşamayacağını ifade eder. Başarı, risk almayı ve tereddütten uzak olmayı gerektirir.
  • Sonunu sayan erlik edemez: Cesur ve kararlı bir kişinin, yaptığı işin sonucunu düşünerek tereddüt etmemesi gerektiğini ifade eder. Risk almaktan korkan bir kişi, büyük başarılar elde edemez.
  • Acele işin sonu pişmanlık*: Aceleyle yapılan işlerin genellikle istenilen sonucu vermeyeceğini ve kişiyi pişman edebileceğini ifade eder. Acele edilerek yapılan işlerde hata yapma olasılığı yüksek olduğundan, sonuçlar genellikle tatmin edici olmaz.
  • Adavetin sonu nedamettir: Düşmanlık ve kin beslemenin sonunda pişmanlık getireceğini ifade eder. İnsan, öfkeyle hareket ettiğinde zarar görür ve bunun sonucunda üzüntü duyar.
  • Alın teri dökülmeyen kazancın sonu gelmez: Çalışılıp, çaba gösterilmeden kazanılan para insana yarar getirmez.
  • Allah son gürlüğü versin: "Allah, yaşlılık yıllarını bolluk, rahatlık içinde geçirmeyi nasip etsin" anlamında bir atasözü ve dua.
  • Amellerin en hayırlısı sonu hayır olanıdır: Yapılan işlerin hayırlı sonuçlanmasının esas önemli olan şey olduğunu ifade eder. Bir işin başındaki niyet veya çaba ne kadar büyük olsa da, sonuç olumlu değilse o işin gerçek bir değer taşımadığını anlatır.
  • Armudun önü, kirazın sonu*: Armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği azman yemeli. Her şeyin bir zamanı vardır.
  • Ayın son çarşambası kimine yarar, kimine yaramaz: Aynı olayların veya durumların farklı insanlar üzerinde farklı etkiler yaratabileceğini ifade eder. Herkesin hayatındaki koşullar ve sonuçlar değişken olduğu için, birinin yararına olan şey, diğerine zarar verebilir.
  • Azgın itin sonu uyuzluktur: Haddi aşan ve ölçüsüz davranan kişilerin sonunda zarara uğrayacağını ifade eder. Kendini kontrol edemeyen kimseler, yaptıklarının bedelini mutlaka öder.
  • Bir işe başlamadan sonunu düşün: Bir işe başlanırken sonunda kârlı mı, zararlı mı çıkılacağı iyice düşünülüp ölçülmelidir.
  • Doğru yol usandırır ama sonu selamettir: Doğru yolda ilerlemek bazen sabır ve azim gerektirir, çünkü dürüst olmak her zaman en kolay yol değildir. Ancak bu yolun sonunda kişinin iç huzuru bulacağı, güvenlik ve refah içinde olacağı vurgulanır.
  • Düğünde misafir, sonunda borçlu ağırlanır: "Düğün biter, masraf bitmez" anlamında bir atasözü.
  • Firkatin sonu vuslattır: Ölüm dışında, her ayrılığın sonu kavuşmayla biter.
  • Gafletin sonu nedamettir: Dikkatsizlik ve ihmalkârlığın sonunda pişmanlık getireceğini ifade eder. İnsan, olaylara yeterince özen göstermediğinde karşılaştığı sonuçlardan dolayı üzüntü duyar.
  • Haram malın sonu olmaz: Haksız kazancın sürdürülebilir olmadığını ifade eder. Haram yollardan elde edilen mal, er ya da geç elden çıkar ve hayır getirmez.
  • Harman sonu dervişlerin (dervişlerindir)*:
    1. Herkesin alacağını alıp çekildiği yerde artakalanlardan yararlananlar, sıradan ve alçak gönüllü kimselerdir.
    2. Bir işin sonunda iyi pay alanlar için söylenir.
  • Her acelenin sonu nedamettir: Aceleyle yapılan işlerin genellikle pişmanlıkla sonuçlandığını ifade eder. Acele işlerin sonu genellikle hayırsız ve olumsuz olur (nedamet: pişmanlık).
  • Her işin bir sonu vardır: Başlanan iş başlandığı yerde kalmaz, öyle ya da böyle sonuçlanmak zorundadır.
  • Her kabahatin (kusurun) sonu nedamettir: Yapılan her hatanın sonunda pişmanlık duyulacağını ifade eder. İnsan, yanlışlarının farkına varınca üzüntü ve vicdan azabı yaşar.
  • Hıyarın önü, dutun sonu: Salatalık ilk çıktığında taze ve lezzetli olur; gitgide kartlaşır. Dut ise ilk çıktığında ham olur, son günlerinde olgun ve tatlı olur.
  • İsrafın sonu dilenciliktir: Malının, parasının kıymetini bilmeyip savuran kişinin sonu başkalarına muhtaç olmaktır.
  • İşin encamını (sonunu) düşünmeyen çaresiz kalır: Yapacağı işin ayrıntılarını ve sonuçlarını hesaplamayan sıkıntıya düşer.
  • Kahpenin sonu ebelik, külhanın sonu dedelik: Gençliğini ve güzelliğini kötüye kullanan kadınla, gençken kabadayılık, zorbalık yapan kimseler yaşlandığında çevresindekileri alay konusu olurlar.
  • Kavganın sonu dayak: Anlaşmazlığı kavgayla gidermeye çalışırsan, bundan bir şey elde edemediğin gibi yediğin dayak da yanına kâr kalır.
  • Korkulu düşün sonu hayırdır: İnsan rüyasında kötü bir duruma düşmüşse, gerçekte iyi olaylar yaşayacağı anlamına gelir.
  • Kumarbazlığın sonu sefalettir/nedamettir: Kumar alışkanlığı olan insan eninde sonunda her şeyini kaybeder ve yokluk içine düşer.
  • Martın onundan, şubatın sonundan korkulur: Mart ayının başlangıcı ve şubat ayının son günleri mevsimin en soğuk ve sert zamanıdır.
  • Öfke tatlıdır, ama sonu çok acıdır: Bir şeye sinirlenip bağırıp çağırmak insanı bir bakıma rahatlatır, ama istemediği şeyleri de yapmış olur. Sonunda ise ya pişmanlık ya ceza vardır.
  • Öne/Önüne bakma sona/sonuna bak: Bir şeyin veya bir işin iyi mi kötü mü olduğu ik bakışta belli olmaz, sonuna doğru belli olur.
  • Önün anlamayan sonun tanlar: Bir konunun başlangıcını anlamayan kişinin, sonucunu da tatmin edici bir şekilde kavrayamayacağını ifade eder (tanlamak: şaşırmak).
  • Övüngen adam en sonunda önüne bakar: Kendini beğenen ve sürekli övünen kişilerin, nihayetinde gerçek sorunlarla yüzleşmek zorunda kalacaklarını ifade eder. Kendine aşırı güvenenler, zamanla kendi eksikliklerini veya hatalarını görmek durumunda kalır.
  • Sabır acıdır, amma sonu sarı altındır (Sabır zordur ama sonunda ferahlık vardır): Sabretmenin zor ve sıkıntılı bir süreç olduğunu ancak sonunda büyük bir ödül veya başarı getirdiğini ifade eder. Sabır, zor zamanların ardından gelen olumlu sonuçlar sayesinde değer kazanır.
  • Sabır sabır, sonu kabir: Güzellikle hallonulabilecek bir şey için gereksiz yere sabredenler hayatlarında hiçbir işi sonuçlandırmadan ölümle buluşabilirler.
  • Sabrın sonu selamettir*: Sabırlı davranış her zaman iyi sonuç verir.
  • Serkeş öküz (son) soluğu kasap dükkanında alır*: Dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu davranışları hayatlarına bile mal olabilir.
  • Sevda (sevgi) geçer yalan olur, sonra (sonu) sokar yılan olur*: Birbirini iyi tanımadan, huylarını öğrenmeden aşık olanlar bir süre sonra birbirlerinden nefret ederler.
  • Şakanın sonu kakadır (kavgadır / kötüdür)*: Tadında bırakılmayan şakanın sonunda üzücü durumlar olur.
  • Taşkınlığın sonu şaşkınlıktır: Kendine hakim olamayan, her yerde kargaşa çıkaran kimseler başları derde girdikten sonra yaptıklarından pişmanlık duyarlar.
  • Ucuz satan tez satar, sonunda kaygıyla batar: Kârını iyice hesaplamadan malını ucuza satan, malını çabuk satar ama yeterli kâr edemeyerek sermayeyi de yavaş yavaş bitirir.
  • Zulüm ile abad olanın sonu berbad olur: Zulüm etmekten zevk duyan kimselerin sonu kötü biter.