|
| Yedi sayısı |
- Altıdan bir fazla: Yedi gün bir hafta.
- Altıdan sonra gelen sayının adı ve bu sayıyı gösteren rakam: 7, VII.
- (tasavvuf, din) Kutsal sayılardan biri (Arapça: ٧): Yedi gök, yedi iklim, yedi kıta, yedi deniz, yedi renk, yedi büyük peygamber, kalbin yedi gücü, hali ve yedi durağı vardır. Kabe yedi kez tavaf edilir. Allah cenneti ve dünyayı yedi katlı yaratmıştır. Kuran yedi anlamlıdır ve namazdaki bir rekat yedi bölümden oluşur. [Yine Kur'an'ın ilk ve en büyük suresi olan ve namazın her rekatında okunması gereken Fatiha Suresi'de 7 ayettir.] İslam'ın ezoterik yorumlarında İlahi isimlerin taayyünlerinin sureti olarak açıklanan, aşkla kendinden geçmiş yedi melek vardır. Mesnevi'de yedi yıldızın yedi aklından söz edilir. Tasavvuf yolunda yedi makam vardır. [Yine tasavvuf geleneğine göre insanın yedi ruhu vardır.] Cehennemin yedi kapısı bulunur. İstanbul yedi tepelidir. Tevrat'ta Nuh Tufanı'nın yedi gün sürdüğü, gemiye her hayvan türünden yedişer tane alındığı ve geminin yedinci ayın yedinci günü Ararat Dağı'nın tepesine oturduğu bildirilmiştir... (İ. Sarı)
![]() |
| Arapça 7 sayısı |
- Yedi ulu: Alevi ve Bektaşilere göre kutsal sayılan yedi şaire (Nesimi, Hayati, Fuzuli, Pir Sultan, Kul Himmet, Virani ve Yemini) verilen ad.
- Yedi Uyurlar (Ashab-ı Kehf): (din) Kendilerine yapılan zulümden kaçarak köpekleriyle birlikte bir mağaraya kapanan ve burada 309 yıl uyuyarak kalan ilk Hristiyanlardan yedi kişiye (Yemliha, Mekselina, Mesliha, Mernuş, Debernuş, Sanenuş, Kefeştateyuş ve köpekleri Kıtmir) verilen ad.
- Yediler: Geleneksel dini kültürümüzde "üçler, yediler, kırklar" olarak ifade edilen evliya topluluklarından, yedi kişiden oluşan evliya topluluğuna verilen ad.
Yedi ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "yedi" kelimesi (yedi sayısı) geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Yedi canlı: Ölüm nedeni olabilecek birçok olaydan kurtulup sağ çıkan kimse: Sayısız suikast düzenlemişler ama onu öldürmeye bir türlü muvaffak olamamışlardı. Onun için yedi canlı kedi diyorlardı. (A. N. Devrimci)
- Yedi cet: Aynı kandan gelen bütün geçmişler: Yedi ceddinden İstanbullu ve hakikî bir İstanbul sevdalısı idi. (Hece)
- Yedi denizin (dışarı) attığı: Hiçbir çevrede kendisine yer verilmeyen, herkesin kendisinden tiksindiği kişi: Meğer o memlekette "Kırk Haramiler" derler kırk haramzade varmış; bunlar, yedi denizin dışarı attığı mahluklarmış. Dünyada kötülük diye ne varsa, her biri birini talim etmiş; şeytanın bilmediğini bilirlermiş... (E. C. Güney)
- Yedi düvel:
- (halk dilinde) Bütün devletler: Yedi düvel silahına sarılsa / Fitneyle, fesatla tuzak kurulsa / Pervamız yok ölüm emri verilse / Canımız vatana kurbandır bizim / Şükür, rehberimiz Kur'an'dır bizim. (Önce Vatan)
- Herkes bütün dünya: Yedi düvel gelse alamaz seni benden.
- Yedi düvelle barışık: Herkesle iyi geçinen: Her haliyle eski usul bir kız olan Seher, teyzemin alt kattaki komşusunun iyi yürekli, evcimen, yardımsever kızıydı. Yedi düvelle barışık, dedikleri cinstendi. (M. Mungan)
- Yedi göbek: Bütün soy sop, yedi cet: Zahire tüccarı ve şehrin yedi göbek yerlisiydi. (E. Kalkan)
- Yedi iklim dört bucak: Her yer, bütün dünya: Hayallerin kanadında yedi iklim dört bucak dolaşırlar. (S. Vural)
- Yedi kat el: Çok yabancı: Kendi ailene yedi kat el bedbahtlarının yapacağı fenalığı yapma! (H. R. Gürpınar). En yakının olanlar, seni anlamazlarsa; derdini onlara da anlatamazsan, yabancılar mı acısınlar, yabancılar mı derdinle ilgilensinler, yedi kat el mi halinden anlasın, istiyorsun? (M. Yesari)
- Yedi kat yerin dibine geçmek:
- Çok güçlü bir şekilde yere çakılmak: Bu el kocaman bir sille, insafsız bir tokat, insanı yedi kat yerin dibine geçirebilecek bir şamar kesiliyor. (A. Çelik)
- Fazlasıyla utanmak, mahcup olmak: Geri kalmışlığın suçlusu benmişim gibi utancımdan kahroldum, yedi kat yerin dibine geçtim. (V. N. Tör)
- Yedi kubbeli hamam kurmak: Büyük hayaller peşinde koşmak: Sonradan arkadaşım bu boşlukları kafamda uydurduğum hikayelerle, adeta yedi kubbeli bir hamam kurarak doldurduğumu da keşfetti. (T. Aymelek)
- Yedi mahalle: Herkes, bütün çevre: Onu arıyor yedi mahalle... (A. Oğuz)
- Yedi yorgan paralamak (eskitmek): Çok uzun yaşamak: Yedi yorgan eskittikten sonra ancak ruhunu teslim edebilmiş olan büyükannesi gibi, tam da aynı odada, sıkılmış bir canla debelenip duruyor. (B. Başarır)
- Yediden yetmişe (Yedisinden yetmişine): En küçüğünden en büyüğüne kadar herkes: Küçük büyük, yediden yetmişe herkes Allah'ın huzurunda saf tutmuş, omuz omuzadır. (H. I. Durmuş)
- Yediye gitmek: Gelinin koca evine gittikten yedi gün sonra, baba evini ziyaret etmesi.
- Bildiğini yedi mahalle bilmez: Bir kimsenin çok kurnaz, çokbilmiş olduğunu anlatan bir söz: "Ufak tefek olduğuna bakmayın, bildiğini yedi mahalle bilmez." (H. F. Gözler)
- Deve değil ki yedi yerinden boğazlansın: Gereken özveriyi yaptı, yeniden ve fazladan birçok özveri yapması istenmesin, daha fazlası gücünü aşar: ... karışma, ben kendi derdime çare bulurum. Deve değil ki yedi yerinden boğazlansın. Olup olacağı minnacık bir serçe. (A. Püsküllüoğlu)
Yedi ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "yedi" sözcüğü (yedi sayısı) geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır*: İki insanın tanışıp kaynaşması ve aralarında bir dostluk bağı oluşması için özel bir kurala, yola, yönteme gerek yoktur, kısa bir yolculuk, küçük bir ikram bile bu yakınlığı sağlayabilir.
- Yedisinde ne ise yetmişinde de odur: İnsanın çocuklukta edindiği huy ve karakterin yaşlılıkta da değişmeyeceğini anlatır. Yaş ilerlese de kişilik özünde aynı kalır.
- Altı olur, yedi olur, hep Allah'ın dediği olur*: Önceden ne kadar hesap yapılırsa yapılsın, sonunda Allahü Teâlâ'nın dilediği olur.
- At yedi günde, it yediği günde (belli olur, semirir)*: Değerli kişilikler zamanla gelişir, kısa zamanda beliren kişilikler gerçek değer taşımayanlardır.
- Bir bit yedi köyü gezer (Bir topal bit, bir gecede yedi yastık dolaşır): Küçük bir sorunun bile büyüyerek daha fazla yere yayılabileceğini ifade eder. Küçük bir problem, eğer çözülmezse hızla büyüyüp çevresini etkileyebilir.
- Bir koca yedi oğula bedeldir: Bir kadının hayatında eşinin, erkek evlatlarından daha önemli bir yer tuttuğunu ifade eder. Kadın için huzur ve destek sağlayan bir eş, evlatların varlığından daha değerlidir.
- Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır* (Kutsuzun yedi eve dek ziyanı dokunur): Bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur.
- Bizim tavuk bir yumurta yumurtlar, yedi mahalle duyar; elin kısrağı küheylan doğurur, hiç sesi çıkmaz: Bazı görgüsüz insanlar ufacık bir iş başarsalar bunu herkese duyururlar, kültürlü, olgun insanlar ise başardıkları iş büyük de olsa alçak gönüllü davranırlar.
- Deveye "Bir çömlek yapıver" demişler, yedi kazan sütü devirmiş "Çok şükür bir işten kazasız çıktım" demiş: Beceriksiz, sakar kimseler en basit işi bile her şeyi kırıp dökerek yaparlar. Buna aldırış etmedikleri gibi işi başarıyla bitirdiklerine inanıp sevinirler.
- Hıdırellez yaz kapısı, yedi gün sürer tipisi: Hıdırellez'in yazın başlangıcı kabul edildiğini anlatır. Ancak bu dönemde kısa süreli soğukların ve fırtınaların olabileceğine işaret eder.
- İki kardeş bir evde geçinememiş, yedi bacanak bir çavdar sapının gölgesinde geçinmiş: Kardeşler aynı evde geçim sağlayamazken, uzak akrabalar çok iyi geçinebilirler.
- İnsan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur*: Çocukluk döneminde edinilen huylar kolay kolay bırakılamaz, yaşlılıkta bile sürer gider.
- Komşu hakkı yedi yerde sorulur: Komşulara karşı olan sorumlulukların ve hakların büyük önem taşıdığını, komşuluk ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu ve komşuya yapılan iyilik ya da kötülüklerin karşılıksız kalmayacağını vurgular.
- Kötü komşunun yedi mahalleye zararı vardır: Yalancı, düzenbaz, iffetsiz bir komşu sadece kendi çevresine zarar vermekle kalmaz; kötülüklerini daha geniş çevrelere de taşır.
- Yabancı köpek yedi mahalleden kovulur: Bir yere ait olmayan veya yabancı olan kişilerin kolay kabul görmeyeceğini ifade eder. Toplum içinde dışlanmamak için aidiyet ve uyum önemlidir.
- Yetim hakkı yedi taşı deler de geçer: Kimsesiz insanların haklarını gasp etmek en büyük günahtır ve mutlaka cezalandırılır.
- Yumurtladığı bir yumurta, gürültüsü yedi mahalleyi tutar: Beceriksiz ve kendini beğenmiş kişilerin nadiren başardıkları küçük başarıları abartıyla duyurduklarını ifade eder.

Soru/Yorum Gönder