Usta |
- Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse: Usta eserinden, kişi dostundan tanınır.
- Zanaat veya sanat öğreticisi: Müzik bilgimi ustam filancaya borçluyum.
- Zanaatçılar için unvan olarak da kullanılır: Ahmet Usta.
- (tarih) Osmanlılarda saray görevlilerinin en kıdemlisine verilen ad.
- Eli uz, işinin eri, becerikli: Usta elleriyle ameliyatı yarım saatte bitirdi.
Usta ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "usta" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Usta çıkmak:
- Loncalarda ustalar önünde sınav vererek sanatını tek başına yapmaya hak kazanmak, usta olmak: Aralarında yüzlerce hatırı sayılır usta çıktı. (karabatak)
- (mecazi) Bir işten, bir durumdan büyük bir beceriklilikle, ustalıkla sıyrılmak: Oysa, sonra hepimizden usta çıktı. Kürsüye çıkıp kendini öyle bir savundu ki... (M. Kemal)
- Usta elinden çıkmak: İşinin ehli biri tarafından yapıldığı belli olmak: Duvarlara usta elinden çıktığı belli olan kocaman yağlı boya manzara tabloları asılmıştı. (K. Erzurum)
- Usta işi: Eli uz, işinin ehli olan bir kimse tarafından yapılan: Usta işi bir eserin usta işi taklidi (karabatak). Annem bırakmıştı, bir gün işe yarar diye; usta işi bir yüzük, ah bir görsen!
- Usta olmak:
- Bir sanatta maharet sahibi olmak, usta duruma gelmek: Kalfanın diktiği yemeni beğenilirse "usta oldun" derler, o da tüm esnafın elini öper ve kahvede otururdu. (U. Barlas)
- (mecazi) Bir işin ince taraflarını, hilesini öğrenmek: Kılıç kullanmakta büyük bir usta olmuştu.
Usta ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "usta" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Usta maymun kamçı istemez*: İşini iyi bilen kişinin baskı ya da zorlamaya gerek duymadan görevini yerine getirdiğini ifade eder. Tecrübeli kişiler, sorumluluklarını farkında olarak işi kendi isteğiyle ve en iyi şekilde yapar.
- Usta oğlu şakirt olmaz: Ustanın yetiştirdiği kişinin de usta seviyesine geleceğini ifade eder (şakirt: çırak, yamak).
- Usta yanında perende atılmaz*: Bir konuda tam beceri kazanmamış olan kişi, o işin uzmanıyla kalkışacağı üstünlük yarışında yenilgiye uğrar.
- Ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur: Gücüm bu kadarını yapmaya yeterlidir. Daha çoğunu ya da iyisini yapmamı beklemeyin.
- Ustanın çekici bin altın: Ustanın, işinin ehli kimsenin en küçük emeği, büyük değer taşır.
- Ustasız usta olmaz: Bir zanaatı deneyimli bir ustadan öğrenmeden, kimse bir işte tam anlamıyla uzmanlaşamaz, usta olamaz.
- Acemi bez dokur, usta tez dokur: Acemi kişi bir işi iyi yapabilir ama, ustası hem iyi hem de çabuk yapar.
- Bakmakla usta olunsa (öğrenilse), köpekler (kediler) kasap olurdu (kasaplığı öğrenirdi)*: Hiç yapmadan, yalnızca nasıl yapıldığını izleyerek bir şey öğrenilemez.
- Balığın mekânı, usta balıkçının oltası altıdır: Deneyimli ve yetenekli bir kişinin, doğru zamanda doğru yerde olup başarılı olacağını ifade eder. Bu atasözü, usta birinin bilgisi ve yeteneği sayesinde başarılı olma olasılığının artabileceğini anlatır.
- Bilmeyenin elinden al, bilenin eline ver: Bir işi en iyi ustası yapar. Beceri isteyen işleri bilen kimselere yaptırmak gerekir.
- Boynuz kulağı geçer (Boynuz kulaktan sonra çıkar, ama kulağı geçer)*: İnsan bir iste ne kadar usta olursa olsun, yetiştirdiği kimseler bazen işi ondan iyi yapabilirler.
- Ekin biçe biçe deste olur, insan gide gide usta olur: Kişi, öğrenerek, zamanla ustalaşır, işler düzenli çalışmayla bitirilir.
- El elden üstündür, ta arşa çıkıncaya kadar*: Belli bir konuda uzman olan kişiden, daha ustası vardır ve ondan da ustası...
- Eline geç ustadan ayağına çabuk dilenci yeğdir: Bir işi zamanında bitiremeyen usta kişiden, işi daha az bilen ama zamanında yetiştiren kimse daha yararlıdır.
- Her iş ehline layıktır: İş, ustasının elinden çıkarsa sağlam ve güzel olur.
- Her iş ustanın elinde kolaydır: Kimilerine zor gelen işler, ustası için çok basittir.
- Herkes davul çalar, ama çomağı makama uyduramaz: Bir işi en iyi ve kusursuz ustası yapar.
- İnsan demiri döve döve demirci olur: Bir kişinin bir beceriyi veya uzmanlığı zamanla, sürekli pratik yaparak ve tecrübe kazanarak elde edeceğini ifade eder. Ustalaşmanın ve yetkinliğin, sürekli çaba ve tekrarlarla mümkün olduğunu vurgular.
- İnsan yapa yapa ustalaşır: Kişinin bir işi sürekli tekrarlayarak ve pratik yaparak o işte uzmanlaşabileceğini ifade eder. Deneyim, beceriyi geliştirir ve ustalık kazandırır.
- İşi erbabına işletmeli: Her işi o işin ustası iyi yapacağı için buna göre hareket edilmelidir.
- Kabiliyetli çırak ustayı geçer* (Kabiliyetli çırak ustadan usta olur): İşini severek yapan yetenekli çırak ustasından daha usta olur.
- Kaşığı herkes yapar, amma sapını orta yerine getiremez: Beceri isteyen bir işi herkes yapar ama, ustasının yaptığı kadar sağlam ve düzgün olmaz.
- Kösemeni usta olan sürünün çobanı zengin olur: İyi bir lider veya kılavuzun, bir topluluğun veya grubun başarısını ve refahını artırabileceğini ifade eder (kösemen: Sürünün önünden giderek ona kılavuzluk eden koç veya teke).
- Sanatı ustadan görmeyen öğrenmez (öğrenemez)*: Bir sanatın incelikleri ancak onu çok iyi bilen birinin yanında çalışmakla öğrenilebilir.
Soru/Yorum Gönder