|
Gömlek yakası |
- Giysilerin boyun bölümü olup dik, devrik, enli, açık gibi biçimlerde olabilir: Balıkçı yaka.
- (denizcilik) Yelkenlerde kenar.
- Karşılıklı iki kıyıdan her biri, kıyı, sahil: Anadolu yakası, Avrupa yakası.
- Eğik arazi, dağ yamacı: Yaka tütünü.
- Yapıların saçaklarında suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha.
- Balık ağlarının kenarı.
Yaka ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "yaka" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Yaka bir tarafta, paça bir tarafta: Kılığı kıyafeti dağınık bir durumda: Giyimine, kuşamına bakmazdı hiç. Yaka bir tarafta, paça bir tarafta. (M. Hacıhasanoğlu)
- Yaka ısırmak: Şaşıp "Allah (c.c.) esirgesin" demek: Eşkal-i Zaman'da iki kişinin karşılıklı konuşması esnasında birinin beddua etmesi üzerine diğeri yaka ısırarak "Bela okuma" der. (Ç. Tercüman)
- Yaka paça etmek/götürmek: Hiçbir itiraz dinlemeden ve zorla götürmek: Hoca gülen adamı yaka paça etmiş, kadı'nın huzuruna çıkarmış (G. Ünal). Jandarmalar basmışlar, yaka paça alıp götürmüşler Nuri'yi, ay ışıklı gecede. (E. Öz)
- Yaka silkmek: Bıkıp usanmış olmak: Onun hakkındaki şikayetlerden yaka silkmişti. (G. Koyuncu)
- Yakadan atmak: Savıp kurtulmak: En nihayet o vefasız yakadan attı beni / Söz verip gelmedi hiç her gece aldattı beni (M. Rona)
- Yakadan geçirmek: Evlatlığa kabul etmek, evlat olarak almak: "N'ola oğlan idinüp yârı geçürsem yakadan / Pîrehen pârelenüp çâk-i giribân büyidi." (Sürûrî Çelebi - Aşık Çelebi Tezkiresi)
- Yakası açılmadık: Söylenmesinden kaçınılan (kötü söz, sövgü veya açık saçık nükte): Gözleri dönmüş, kudurmuş insanlar, yakası açılmadık küfürlerle birini tepeliyorlardı. (C. Dağcı)
- Yakasız gömlek: (mecazi) Kefen: Ağa da olsa, paşa da olsa yakasız gömleği bir gün giyecektir. (B. Ayaz)
- Yakasına asılmak (sarılmak, yapışmak): Hesap sormak, ya da bir şey istemek için tutup bırakmamak: Yakasına asıldı, sarstı Kerami'yi: "Kurtaracaksın." (Y. Bahadıroğlu). Osman Ağa'nın yakasına sarıldı: "Paracıklarımı isterim ben. Çatır çatır ödeteceğim sana, harcadığım paraları." (K. Bilbaşar). Doğrudan üzerine yürüdü, iki eliyle de yakasına yapıştı ve onu kendine doğru çekti. "Kızım nerede?" diye gürledi.
- Yakasına çökmek: Zorlamak, baskı yapmak.
- Yakasını bırakmamak: Bezdirecek kadar üstüne düşmek, rahat vermemek: Sözlü müracaatlarına savsaklama cevaplar veren mal müdürünün yakasını bırakmadı. (K. Bilbaşar)
- Yakasını kaptırmak: Bir şeyin, bir kimsenin etkisinden kedisini kurtaramamak: Yakasını tefeciye kaptırmış bir tüccar nasıl bir daha iflah olmazsa, dış borç tuzağına kıstırılmış bir ülkenin ekonomisi de bir türlü sıhhate kavuşamaz. (M. Özel)
- Yakayı ele vermek: Kaçamayarak ele geçmek, yakalanmak: "Hırsızlık için girmiş ama yakayı ele verdi." dedi adam, karısına. (M. A. Akyürek)
- Yakayı kurtarmak (sıyırmak): İstemediği bir yerden, bir işten kurtulmak: Çevrede toplanan halkın az daha hücumuna uğrayacaktı. Valinin yardımıyla, güçlükle, yakayı kurtardı (M. Hocaoğlu). Kendini nehre atmak suretiyle bu katliamdan yakayı sıyırmış.
- Ahirette on parmağı yakasında olmak: Kendisine karşı sorumlu olan kimseden ahirette hesap sormak: Haram olsun! Yarın ahirette on parmağım yakasında kalsın; dedi de. E mi? (İ. H. Sevük)
- Bir yakadan baş çıkarmak: Toplu halde dirlik içinde yaşamak: Baş çıkarmışlar idi bir yakadan ser-cümle / Dil-i viranları memlû idi gencine-i cûd (TDK)
- Çalyaka etmek: Yakasına yapışıp sıkıca tutmak: Kadir odadan dışarı koştu. Çalyaka etmek için dolandırıcının üzerine atıldı. (İlgili cümle kaynağı: H. R. Gürpınar)
- İki eli (birinin) yakasında olmak: Kıyamette ondan davacı olmak: Hele kızımı bir ağlatsın da bak. İşte o zaman iki elim yakasında. (E. Örgen)
- İki yakası bir araya gelmemek: Geçim sıkıntısından bir türlü kurtulamamak, borçtan kurtulamamak: Çapkın, içkici olduğundan masrafı fazlaydı. Onun için de iki yakası bir araya gelmiyordu. (M. Kemal)
- İki yakasını bir araya getirememek: Maddi sıkıntıdan kurtulup rahata erememek: Gerçek şu ki ben iki yakasını zor bir araya getirse de mutlu olan insanlar gördüm. Bunu nasıl yapıyorlar?
Yaka ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "yaka" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Yakada bağım yok ki çakaldan korkum olsun: Fazla değerli bir malı olmayan kimsenin hırsızdan korkusu olmaz.
- Bekarın parasını it, yakasını bit yer*: Bekar bir kişinin hayatının düzensiz olduğunu, parasını verimli kullanamadığını ve kişisel bakımına özen göstermediğini ifade eder. Bekar yaşamı düzensizdir, harcamalar yerini bulmaz, giyim kuşama özen gösterilmez, temiz olunmaz.
- Çaldım kesmedi, dürttüm geçmedi, bıraktım yakasını: Bir türlü çaresi bulunamayan dert insanı bıktırır.
- Diken olup ayağa batacağına gül ol da yakaya takıl: Kötülük edip herkesin nefretini kazanacağına, iyilik et herkesin sevgisini kazan.
- Eğrinin iki yakası bir araya gelmez: Hırsızlıkla, kumarbazlıkla, sahtekarlıkla geçinen insanlar hep sıkıntı içinde yaşarlar.
- Ekmeğini it (yer), yakasını bit yer: Kazandıklarıyla kendisinden daha çok başkalarının faydalandığını anlatır.
- İhmalcinin iki yakası bir araya gelmez: İhmalkar kişiler para kazanacağı işleri ihmal ettiği gibi, ödemesi gereken borçlarını da zamanında ödemez, bu yüzden sürekli borç içinde yüzerler.
- Kötülük bir kızıl gömlektir, ya yeninden ya yakasından çıkar: İnsanın içinde sakladığı kötülüğün er ya da geç bir şekilde ortaya çıkacağını ifade eder. Kötü niyetli kişiler ne kadar gizlemeye çalışsa da gerçek karakterleri sonunda belli olur.
- Kumarbazın iki yakası bir araya gelmez: Kumar alışkanlığı olan insanlar borç ve sıkıntıdan kurtulamazlar.
- Kürkü giymeli, fakat yakasını kirletmemeli: İnsan temiz giymedikten sonra istediği kadar pahalı ve kaliteli kıyafet giysin, kimse onu beğenmez.
- Tamahkarın yakası müflisin elindedir (cebindedir): Açgözlü insanların, iflas etmiş veya zor durumda olan kişilere bile aldanabileceğini ifade eder. Aşırı hırs ve doyumsuzluk, kişiyi sonunda zarara uğratır.
- Terziye "göç" dediler, iğnesini sapladı yakasına: Kendisine gerekli olan şeyler kolay taşınır olan kimsenin bir yerden başka yere göçmesi daha kolaydır.
- Yarın kıyamette on parmağım yakanda olsun: Birine yapılan haksızlık veya zulmün hesabının ahirette mutlaka sorulacağını ifade eder. Mazlumun ahı yerde kalmaz, zalim ise eninde sonunda cezalandırılır.
Yaka ile ilgili birleşik kelimeler
|
Gömlek yakası çeşitleri |
|
Tişört yakası çeşitleri |
- Yaka akçesi: (tarih) Osmanlılarda, yeniçerilere belirli zamanlarda elbise bedeli olarak verilen on bir akçe.
- Yaka iğnesi:
- Kadınların yakalarına taktıkları süs iğnesi; broş
- Erkeklerin gömlek yakalarını birbirine tutturmak için kullandıkları çubuk, çengel vb. şekillerdeki iğne.
- Yaka kürkü: Palto, manto gibi giysilerin yakalarına dikilen kürk, zağara.
- Yaka kartı: Kart sahibinin veya ziyaretçinin kimliğini ve görevini belirten kart.
- Yaka mendili: Erkek ceketlerinde yaka ceplerine süs olarak konulan küçük mendil.
- Balıkçı yaka: Giysilerde boynu saran ve katlanabilen yaka.
- Bisiklet yaka: Kazak ve süveterlerde bulunan yuvarlak yaka.
- Degaje yaka: Hafif açık, esnek kıvrımı önde çukur oluşturan yaka.
- Haydari yaka: Yelek, hırka vb. giysilerin açık V harfi biçimindeki yakası.
- Kayık yaka: Açıklığı omuzlara doğru olan, oval yaka.
- Sosis yaka: Örüldükten sonra dışarıya doğru kıvrılan ve sosis biçimini andıran yaka.
- Şal yaka: Ceket, bluz veya kabanlarda kullanılan, üçgen biçimli, serbest duran, büyük yaka; mendil yaka.
- Şapşal yaka: Dökümlü ve geniş yaka.
- V yaka: "V" harfi biçiminde olan yaka.
Soru/Yorum Gönder