Edep Ya Hu (Hayreddin Tokadi Hazretlerine giderken) |
- Söz ve davranışta herkesin beğendiği yol, yöntem ve kurallar: Babanın çocuğuna edep öğretmesi, mal vermesinden daha iyidir. (A. Ceyhan)
- İyi ahlak, incelik, terbiye: Edep bir taç imiş nuru Hüdâ'dan; / Giy ol tacı, emin ol her beladan.
- Utanç, hayâ ve hicap duygusu: Edebi olmayan âdem değil âdem, / Ayıran âdemi hayvandan edeptir. (Ken'ani Rifaî Hz.)
- Bütün iş ve sorumluluklarımızı Allahü Teala'nın gördüğü bilinciyle yapma, davranışlarımızda Allah'ı görüyor gibi davranma; Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem), farz ve vacibin dışındaki davranış ve hareketlerine benzetmeye çalışarak yaşantıyı O'nun hayatına göre ayarlama ameliyesi. (Abdulkadir Halit)
Edep ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "edep" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Edep etmek: Utanmak, sıkılmak: Pirzâde'yi görünce durup onun önünden geçmeye edep etti. (M. Tatcı)
- Edep yahu!: "Utan, terbiyeni takın" anlamında kullanılır: Burada böyle kelâm edilmez. Edep yahu! (Musahipzade Celâl)
- Edeptir söylemesi: "Affedersiniz, ayıptır söylemesi" anlamında kullanılır: Edeptir söylemesi, çocuk altına etmiş. (H. F. Gözler)
- Edebini bilmek: Haddini aşmamak, terbiyeli, edepli olmak: Fena biri değil! Haddini, edebini bilir... Ancak, fazla cesur, azıcık fazla güzel, azıcık da fazla ağzı kalabalık ise de bunları "Gençlik" deyip geçtik, hepimiz!.. (İ. Bozdağ)
- Edebini bozmak: Terbiyesini bozmak, terbiyesizleşmek: Yalan söylemekten sakın; zira edebini bozar ve halk arsında itibarını azaltır. (Muhammed Reyşehri)
- Edebini takınmak: Terbiyesiz davranışları bırakıp terbiyeli olmak: Birisi ona, "Edebini takın, ulu kişilere böyle zanda bulunmaya Allah izin vermez." dedi. (Mesnevi Şerif)
Edep ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "edep" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Edep en hayırlı mirastır / En hayırlı miras edeptir: İnsanın ölümünden sonra çocuklarına bıraktıkları arasında en değerlisi vermiş olduğu eğitim ve terbiyedir.
- Edepli, edebi edepsizden öğrenmiş: İnsanın kötü örneklerden ders alarak doğru davranışları öğrendiğini ifade eder. Edepli kişiler, edepsizlerin yanlış davranışlarını görüp onları yapmamayı seçerler.
- Edepsiz karşısındakini (de) edepsiz eder: Terbiyesiz utanmaz kimseler çevresindekileri de kendisi gibi olmaya teşvik ederler.
- Edepsizin (Arsızın) yüzüne tükürmüşler, "yağmur yağıyor" demiş*: Edepsiz (Arsız) ne kadar ağır hakaret görse aldırış etmez, pişkinliğe verir.
- Edepsizlik parayla pulla değil: Ahlak ve terbiyenin maddi varlıkla ilgisinin olmadığını ifade eder. İnsan zengin veya fakir olabilir, ancak edep ve ahlak kişinin karakterine bağlıdır. Her insan kendi tercihi doğrultusunda edepli veya edepsiz olabilir.
- Edebi edepsizden öğren* (Edepsizden edep öğrenmeli / Edepsizden ırzını satın al): Edepsizin yaptığı davranışlardan gerekli dersler çıkarılarak, edepli olmanın yolu öğrenilir. Edepsizin yaptıklarını yapmamak bir bakıma edepli olmaktır.
- Akıllı, edebi edepsizden öğrenir (Akil, edepsizden edep öğrenir): İnsan dürüst, iyi huylu olmayı, ahlaksız, kötü karakterli insanların yaptıkları davranışlardan kaçmakla daha çabuk öğrenir.
- Gönüle kötek olmaz, aşığa edep: Birinin kalbini zorlamak veya etkilemek mümkün olmadığı gibi, aşık olan kişinin davranışlarının ve duygularının sınırları aşabileceğini veya beklenmedik şekillerde ortaya çıkabileceğini anlatır (?).
- Hüner makbuldür, amma muteber olan hüsnü edeptir: Bilgili ve becerikli kişiye herkes değer verir. Fakat önce o kişinin dürüstlüğüne ve terbiyesine bakarlar.
- İyi nasihat verilir ama iyi edep verilmez: Doğru öğütler vermenin kolay olduğunu ancak kişinin iyi bir terbiyeyi kazanmasının daha zor olduğunu ifade eder. Edep, sadece sözle değil, davranış ve örnekle kazanılan ve kazandırılan bir değerdir.
- Kişi haddini bilmek edeptir: Kendini bilen, çevresini rahatsız etmeyen insan terbiyeli, dürüst, erdemli insandır.
- Yüze bakma edep ara (Yüzün güzelliğine, çirkinliğine bakma, adamda edep ara): Bir kişinin dış görünüşüne aldanmak yerine onun ahlakına, terbiyesine ve iç güzelliğine önem verilmesi gerektiğini ifade eder. Dış güzellik geçici, edep ise kalıcı ve değerlidir.
Edep ile ilgili birleşik kelimeler
- Edep dahilinde: Terbiye ve ahlâk kurallarına uygun şekilde, edepli bir hal ile: Meramınızı edep dahilinde dile getirmede gösterdiğiniz incelik ve özen gerçekten takdire değer. (Türk Edebiyatı)
- Edep dairesi: Edep ve terbiye sınırı: Hatta sövgülere başvurur ki edep dairesini aşan bu tür taşlamalar pek makbul sayılmamıştır. (M. Calp)
- Edep erkan: Uyulması gereken kurallar, yöntem ve usuller: Talebe iken babasından okumuş, amcalarının medresesi varmış, ocaktan yetişmiş, çok edep erkan sahibi bir kimse idi. (Muhammed es-Seyyid Mahmud)
- Edep yeri: İnsanlarda üreme organlarının bulunduğu, karnın alt bölümünde bulunan yer, ut yeri: Edep yerlerini örtecek kadar giyindiler, açlıklarını giderecek kadar yediler. Dünyaya geçici gözü ile ahirete ise kalıcı gözü ile baktılar. (İmam-ı Gazali)
- Edeben: Edep gereği, edebe uyarak: Efendi Hazretleri edeben, ayakkabılarını çıkarıp, kabre yaklaştı. (E. B. Ekinci)
- Edebi kelam: Kaba ve kırıcı sözcükler kullanmadan, anlatılmak istenilen şeyi üstü kapalı olarak başka sözcüklerle anlatma yolu, örtmece, dolamlama: Müsaade buyurunuz. Hüsrev Sami Beyden nezaheti lisaniye namına, edebi kelam namına rica ediyorum. Bu sözünü geri alsın. (T.B.M.M. Zabıtları)
Soru/Yorum Gönder