Rahat nedir ne demektir? Rahat ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Eksiği, üzüntüsü, sıkıntısı, acısı olmama durumu, erinç. Huzur eş anlamı.
  2. Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan, erinç içinde olan: Son yıllarda olmadığım, ummadığım kadar rahatım.
  3. Sıkıntı, tedirginlik ya da yorgunluk vermeyen: Oturduğun yerde, yorulmadan, rahat bir iş. (C. Kudret)
  4. Aldırmaz, gamsız: Rahat adam.
  5. Kolay bir biçimde, kolaylıkla: Artık her yana rahat varırız. (Z. Hanhan)
  6. Esas duruştan rahat duruşa geçirme komutu: "Rahat! Hazır ol!" Tören rahat!


Rahat ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "rahat" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Rahat batmak: (deyiminin anlamı) Rahat yaşadığı iyi bir durumdayken bunun değerini bilmemek: Yediğin önünde, yemediğin arkanda, daha ne istiyorsun, sana rahat batıyor. (N. Tarhan)
  • Rahat bırakmak: Daha rahat ve huzurlu oturmayı sağlamak, rahatsız etmemek: Hocasının omuzlarını örterek, onu rahat bıraktı (N. İntepe). Sakinleşmesi için onu rahat bıraktı.
  • Rahat bırakmamak (vermemek): Tedirgin etmek: Ama zihnindeki sorular rahat bırakmıyordu. (E. Yetkin)
  • Rahat durmak: Yaramazlık etmemek ya da kımıldamamak: Müdür Amca ayağa kalkıp: – E be kızım, bir kere de rahat dur. dedi. (Ş. G. Karacan)
  • Rahat etmek: Sıkıntısız durumda olmak, ferahlanmak, dinlenmek: Emaneti geri veren adam, Padişah tarafından armağanlara boğuldu, saygı gördü, sevildi, ömrü oldukça rahat etti, keyifle yaşadı. (S. Yalsızuçanlar)
  • Rahat olmak: Üzüntülü, sıkıntılı veya tedirgin durumda olmamak: Bizim Ali Reis rahattı, çok rahattı. Hiç böylesine neşelenmemişti... (B. Büyükarkın)
  • Rahat yüzü görmemek: Hiç rahat etmemek, rahata erememek: Hayatı hep hizmetle geçti. Rahat yüzü görmedi. Basit bir mümin gibi yaşadı. Ahlâklı, eli açık, merhametli ve âdildi. (E. B. Ekinci)
  • Rahata ermek: Rahatlamak: Derdini anlatmış, rahata ermişti. (S. A. Polat)
  • Rahata kavuşmak: Rahatlamak: Piyasaya olan borçları bitmiş, rahata kavuşmuştu. (A. Aybora)
  • Rahatı kaçmak: Rahatsız, tedirgin olmak, üzülmek: Taşındıktan sonra Suat hanımın rahatı kaçmıştı. (A. S. M. Alus)
  • Rahatına bakmak: Hiçbir şeye aldırış etmeyerek rahatını sağlamaya çalışmak: Rahatına bakıp köşesine çekilmek isteyen, benden ayrılsın. Belaya katlanıp fenaya rıza veren benimle bir olsun ve birlikte gelsin. (Fuzulî)
  • Rahatına kıyabilmek: Rahatına düşkün olmamak.
  • Rahatını kaçırmak: Rahatsız etmek, üzmek: Bu yazarların yazdıkları, yumuşak koltuklarında uyuklayan bürokratların rahatını kaçırdı. (M. Yağmur)
  • Rahatsızlık duymak: Tedirgin olmak, huzurunun ve rahatının kaçtığını hissetmek: Tuhaf bir rahatsızlık duydu bundan, bir insanın başka bir insan önünde eğilmesini kabul etmek istemedi. (M. Mollaosmanoğlu)
  • Rahatsızlık vermek: Rahatını bozmak, rahatını, keyfini kaçırmak: İstenmedik konuk gibi rahatsızlık veriyordu. (L. Doğan)
  • İçi rahat etmek: Kaygı duyulacak bir konu bulunmadığını öğrenerek ferahlamak: Bu gerçeği duyunca içim rahat etmişti (M. C. Uludağ)
  • Yüreği rahatlamak: Üzüntü ve kaygısı azalmak, kalmamak: "Oğlum" deyince, yüreği büsbütün rahatladı. (Y. Koray)


Rahat ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "rahat" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Rahat ararsan mezarda*: (atasözünün anlamı) Herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter (→ Ağrısız baş mezarda gerek).
  • Rahat döşeğinde ölmekten, düşman karşısında şehit olmak yeğdir: Onurlu bir ölümün, mücadele etmeksizin yaşanan bir hayattan daha değerli olduğunu ifade eder. İnsan, vatanı, milleti veya inançları uğruna savaşarak ölürse, bu ölümün çok daha anlamlı ve şerefli olduğu vurgulanır.
  • Rahat durmayan rahatsız olur: Sürekli huzursuzluk çıkaran veya gereksiz işlere karışan kişinin, sonunda bu davranışlarının zararını göreceğini ifade eder. Sakin ve ölçülü bir yaşam, huzurun anahtarıdır.
  • Rahat isteyen sağır, kör, dilsiz olmalıdır: Huzurlu bir yaşam için çevredeki olumsuzluklara karşı duyarsız olmanın gerektiğini ifade eder. Başkalarının kusurlarını görmemek, dedikoduları duymamak ve gereksiz tartışmalara girmemek insanı daha mutlu kılar.
  • Arkanda varsa dayın; rahat olur günün, gecen, ayın: Güçlü ve destekleyici bir akrabanın varlığıyla kişinin hayatının daha rahat olacağını ifade eder. Dayı gibi yakın akrabalar, zor zamanlarda kişinin güvence kaynağı olur ve ona huzur sağlar.
  • Az söyleyen çok rahat eder: Çok laf etmeyen, sadece yeri geldiğinde konuşan kimselerin başı kolay kolay derde girmez.
  • Bana benden olur her ne olursa, başım rahat bulur dilim durursa: Kişi, gerektiği yerde dilini tutmasını bilirse, rahat ve huzurlu olur.
  • Dünyada rahat etmek isteyen her şeyi hoş görmeli: Sürekli başkalarını eleştiren kimse çevresinden sevgi ve saygı görmez.
  • Er sıkıntıya düşmeden rahata ermez: Hiç sıkıntı çekmeden rahat ve mutlu bir yaşama kavuşulmaz.
  • Evde rahatı olmayan dünya cehennemindedir: Bir evde kavga ve geçimsizlik varsa o evde yaşayanlar cehennem azabı çekerler.
  • Evvel zahmet çeken sonra rahat eder: Çalışan, emek harcayan mutlaka karşılığını alır.
  • Hasut (Hasetçi) asla rahat etmez: Kıskanç kişilerin sürekli başkalarının başarılarını dert ederek huzursuz olduklarını ifade eder. Kıskançlık, insanın iç huzurunu bozan bir duygudur.
  • Öç alma rahatlığı rahatlık sayılmaz: İntikam almanın kişiye geçici bir tatmin sağlasa da kalıcı bir huzur getirmeyeceğini ifade eder. Gerçek rahatlık, kin ve öfkeden arınarak iç huzuru bulmaktan geçer.
  • Pinti cennete girmez, girse de rahat bulmaz: Kimseye yararı olmayan, bencil ve cimri insanlar toplumda sevilmezler ve istenmezler.
  • Rüzgarlı günde rahat yok, kaygılı günde uyku yok: Zorlu ve stresli zamanlarda huzur bulmanın zor olduğunu ifade eder. Tıpkı rüzgârlı bir günde rahat edilemediği gibi, endişeli bir zihne sahipken de uyumak mümkün değildir.
  • Sen beni rahat bırak, ben de seni: Başkalarını rahatsız etmez, onlarla iyi geçinirsen aynı karşılığı sende onlardan alırsın.
  • Şüphe insanı rahat komaz, amma çok tehlikeden de kurtarır: Her şeyden şüphe duyan kişiler sürekli tedirgin yaşarlar, ancak bu şüphecilikleri de onları çoğu tehlikeden korur.
  • Tek/Dek duranı kimse yerinden/tedirgin/rahatsız etmez: Kimseye ilişmeyen, ağırbaşlı kişilere kimse sataşamaz.
  • Varsa aşın rahattır başın, yoksa aşın tehlikede başın: İnsan ihtiyaçlarını karşılayabildiği sürece mutlu olur. Aksi halde sıkıntılı günler onu bekler.
  • Varsa eşin rahattır başın, yoksa eşin zordur işin: Evli olan kişinin yaşamı bekar kişinin yaşamına oranla daha düzenlidir.
  • Yazın yorulmayan, kışın rahat edemez (Yaz yorgunluğu kış rahatlığı içindir): Elinde fırsat varken çalışıp kazanmayan fırsat elden gittiğinde başkalarına muhtaç kalır.
  • Zahmet çeken rahat bulur: Emek veren ve sabırla çalışan kişinin sonunda huzura ve başarıya ulaşacağını ifade eder. Çaba göstermek, ödül ve mutluluğun temel şartıdır.


Rahat ile ilgili birleşik kelimeler


  • Rahat döşeği: Ölünün, ölmek üzere olan bir kimsenin, cenazesi kaldırılıncaya değin evinde yatırıldığı döşek: Malumdur ki güzel bir mahbûbe maazallah rahat döşeğinde yatarken bile yine güzeldir. (M. Has-Er)
  • Rahat duruş:
    1. Vücudun alıştırmalar arasında dinlendirilmesi için, arkada tutulu ellerle bacaklar önce ya da yana yarım adım duruşunda aldığı gevşek durum.
    2. Eller arkada, bacaklar bir adım boyu yana açık, vücudun kımıltılar yapabilecek durumda gevşek duruşu.
  • Rahat rahat: Rahat bir biçimde: Bazen şöyle ne zaman rahat rahat bir uyku uyuyacağım diye düşünüyorum. (U. Becerikli)
( 0 soru/yorum )