- Eksiği, üzüntüsü, sıkıntısı, acısı olmama durumu, erinç. Huzur eş anlamı.
- Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan, erinç içinde olan: Son yıllarda olmadığım, ummadığım kadar rahatım.
- Sıkıntı, tedirginlik ya da yorgunluk vermeyen: Oturduğun yerde, yorulmadan, rahat bir iş. (C. Kudret)
- Aldırmaz, gamsız: Rahat adam.
- Kolay bir biçimde, kolaylıkla: Artık her yana rahat varırız. (Z. Hanhan)
- Esas duruştan rahat duruşa geçirme komutu: "Rahat! Hazır ol!" Tören rahat!
Rahat ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "rahat" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Rahat batmak: (deyiminin anlamı) Rahat yaşadığı iyi bir durumdayken bunun değerini bilmemek: Yediğin önünde, yemediğin arkanda, daha ne istiyorsun, sana rahat batıyor. (N. Tarhan)
- Rahat bırakmak: Daha rahat ve huzurlu oturmayı sağlamak, rahatsız etmemek: Hocasının omuzlarını örterek, onu rahat bıraktı (N. İntepe). Sakinleşmesi için onu rahat bıraktı.
- Rahat bırakmamak (vermemek): Tedirgin etmek: Ama zihnindeki sorular rahat bırakmıyordu. (E. Yetkin)
- Rahat durmak: Yaramazlık etmemek ya da kımıldamamak: Müdür Amca ayağa kalkıp: – E be kızım, bir kere de rahat dur. dedi. (Ş. G. Karacan)
- Rahat etmek: Sıkıntısız durumda olmak, ferahlanmak, dinlenmek: Emaneti geri veren adam, Padişah tarafından armağanlara boğuldu, saygı gördü, sevildi, ömrü oldukça rahat etti, keyifle yaşadı. (S. Yalsızuçanlar)
- Rahat olmak: Üzüntülü, sıkıntılı veya tedirgin durumda olmamak: Bizim Ali Reis rahattı, çok rahattı. Hiç böylesine neşelenmemişti... (B. Büyükarkın)
- Rahat yüzü görmemek: Hiç rahat etmemek, rahata erememek: Hayatı hep hizmetle geçti. Rahat yüzü görmedi. Basit bir mümin gibi yaşadı. Ahlâklı, eli açık, merhametli ve âdildi. (E. B. Ekinci)
- Rahata ermek: Rahatlamak: Derdini anlatmış, rahata ermişti. (S. A. Polat)
- Rahata kavuşmak: Rahatlamak: Piyasaya olan borçları bitmiş, rahata kavuşmuştu. (A. Aybora)
- Rahatı kaçmak: Rahatsız, tedirgin olmak, üzülmek: Taşındıktan sonra Suat hanımın rahatı kaçmıştı. (A. S. M. Alus)
- Rahatına bakmak: Hiçbir şeye aldırış etmeyerek rahatını sağlamaya çalışmak: Rahatına bakıp köşesine çekilmek isteyen, benden ayrılsın. Belaya katlanıp fenaya rıza veren benimle bir olsun ve birlikte gelsin. (Fuzulî)
- Rahatına kıyabilmek: Rahatına düşkün olmamak.
- Rahatını kaçırmak: Rahatsız etmek, üzmek: Bu yazarların yazdıkları, yumuşak koltuklarında uyuklayan bürokratların rahatını kaçırdı. (M. Yağmur)
- Rahatsızlık duymak: Tedirgin olmak, huzurunun ve rahatının kaçtığını hissetmek: Tuhaf bir rahatsızlık duydu bundan, bir insanın başka bir insan önünde eğilmesini kabul etmek istemedi. (M. Mollaosmanoğlu)
- Rahatsızlık vermek: Rahatını bozmak, rahatını, keyfini kaçırmak: İstenmedik konuk gibi rahatsızlık veriyordu. (L. Doğan)
- İçi rahat etmek: Kaygı duyulacak bir konu bulunmadığını öğrenerek ferahlamak: Bu gerçeği duyunca içim rahat etmişti (M. C. Uludağ)
- Yüreği rahatlamak: Üzüntü ve kaygısı azalmak, kalmamak: "Oğlum" deyince, yüreği büsbütün rahatladı. (Y. Koray)
Rahat ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "rahat" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Rahat ararsan mezarda*: (atasözünün anlamı) Herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter (→ Ağrısız baş mezarda gerek).
- Rahat döşeğinde ölmekten, düşman karşısında şehit olmak yeğdir: Onurlu bir ölümün, mücadele etmeksizin yaşanan bir hayattan daha değerli olduğunu ifade eder. İnsan, vatanı, milleti veya inançları uğruna savaşarak ölürse, bu ölümün çok daha anlamlı ve şerefli olduğu vurgulanır.
- Rahat durmayan rahatsız olur: Sürekli huzursuzluk çıkaran veya gereksiz işlere karışan kişinin, sonunda bu davranışlarının zararını göreceğini ifade eder. Sakin ve ölçülü bir yaşam, huzurun anahtarıdır.
- Rahat isteyen sağır, kör, dilsiz olmalıdır: Huzurlu bir yaşam için çevredeki olumsuzluklara karşı duyarsız olmanın gerektiğini ifade eder. Başkalarının kusurlarını görmemek, dedikoduları duymamak ve gereksiz tartışmalara girmemek insanı daha mutlu kılar.
- Arkanda varsa dayın; rahat olur günün, gecen, ayın: Güçlü ve destekleyici bir akrabanın varlığıyla kişinin hayatının daha rahat olacağını ifade eder. Dayı gibi yakın akrabalar, zor zamanlarda kişinin güvence kaynağı olur ve ona huzur sağlar.
- Az söyleyen çok rahat eder: Çok laf etmeyen, sadece yeri geldiğinde konuşan kimselerin başı kolay kolay derde girmez.
- Bana benden olur her ne olursa, başım rahat bulur dilim durursa: Kişi, gerektiği yerde dilini tutmasını bilirse, rahat ve huzurlu olur.
- Dünyada rahat etmek isteyen her şeyi hoş görmeli: Sürekli başkalarını eleştiren kimse çevresinden sevgi ve saygı görmez.
- Er sıkıntıya düşmeden rahata ermez: Hiç sıkıntı çekmeden rahat ve mutlu bir yaşama kavuşulmaz.
- Evde rahatı olmayan dünya cehennemindedir: Bir evde kavga ve geçimsizlik varsa o evde yaşayanlar cehennem azabı çekerler.
- Evvel zahmet çeken sonra rahat eder: Çalışan, emek harcayan mutlaka karşılığını alır.
- Hasut (Hasetçi) asla rahat etmez: Kıskanç kişilerin sürekli başkalarının başarılarını dert ederek huzursuz olduklarını ifade eder. Kıskançlık, insanın iç huzurunu bozan bir duygudur.
- Öç alma rahatlığı rahatlık sayılmaz: İntikam almanın kişiye geçici bir tatmin sağlasa da kalıcı bir huzur getirmeyeceğini ifade eder. Gerçek rahatlık, kin ve öfkeden arınarak iç huzuru bulmaktan geçer.
- Pinti cennete girmez, girse de rahat bulmaz: Kimseye yararı olmayan, bencil ve cimri insanlar toplumda sevilmezler ve istenmezler.
- Rüzgarlı günde rahat yok, kaygılı günde uyku yok: Zorlu ve stresli zamanlarda huzur bulmanın zor olduğunu ifade eder. Tıpkı rüzgârlı bir günde rahat edilemediği gibi, endişeli bir zihne sahipken de uyumak mümkün değildir.
- Sen beni rahat bırak, ben de seni: Başkalarını rahatsız etmez, onlarla iyi geçinirsen aynı karşılığı sende onlardan alırsın.
- Şüphe insanı rahat komaz, amma çok tehlikeden de kurtarır: Her şeyden şüphe duyan kişiler sürekli tedirgin yaşarlar, ancak bu şüphecilikleri de onları çoğu tehlikeden korur.
- Tek/Dek duranı kimse yerinden/tedirgin/rahatsız etmez: Kimseye ilişmeyen, ağırbaşlı kişilere kimse sataşamaz.
- Varsa aşın rahattır başın, yoksa aşın tehlikede başın: İnsan ihtiyaçlarını karşılayabildiği sürece mutlu olur. Aksi halde sıkıntılı günler onu bekler.
- Varsa eşin rahattır başın, yoksa eşin zordur işin: Evli olan kişinin yaşamı bekar kişinin yaşamına oranla daha düzenlidir.
- Yazın yorulmayan, kışın rahat edemez (Yaz yorgunluğu kış rahatlığı içindir): Elinde fırsat varken çalışıp kazanmayan fırsat elden gittiğinde başkalarına muhtaç kalır.
- Zahmet çeken rahat bulur: Emek veren ve sabırla çalışan kişinin sonunda huzura ve başarıya ulaşacağını ifade eder. Çaba göstermek, ödül ve mutluluğun temel şartıdır.
Rahat ile ilgili birleşik kelimeler
- Rahat döşeği: Ölünün, ölmek üzere olan bir kimsenin, cenazesi kaldırılıncaya değin evinde yatırıldığı döşek: Malumdur ki güzel bir mahbûbe maazallah rahat döşeğinde yatarken bile yine güzeldir. (M. Has-Er)
- Rahat duruş:
- Vücudun alıştırmalar arasında dinlendirilmesi için, arkada tutulu ellerle bacaklar önce ya da yana yarım adım duruşunda aldığı gevşek durum.
- Eller arkada, bacaklar bir adım boyu yana açık, vücudun kımıltılar yapabilecek durumda gevşek duruşu.
- Rahat rahat: Rahat bir biçimde: Bazen şöyle ne zaman rahat rahat bir uyku uyuyacağım diye düşünüyorum. (U. Becerikli)
Soru/Yorum Formu