- Küçük suç, uygunsuz iş, yakışıksız davranış, kusur: Kabahat bende ki, senin gibi sersemle yola çıktım (C. Kudret). Sizin hiç birinizde kabahat yoktur. Kendime atfi kabahat etmek isterim.
- (hukuk) Hafif hapis, para cezası ya da meslek ve sanattan alıkonulmayla cezalandırılan, cürümden hafif suç.
Kabahat ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kabahat" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Kabahat bulmak: Bir kusur, suç, noksan aramak: Yaya pek kabahat bulma, oku atan koldur. (Mesnevi)
- Kabahat işlemek: Suç olacak, kusur sayılacak bir iş yapmak: Ne kabahat işledim ki yüzün bana gülmüyor. (İ. Bozkurt)
- Kabahati (birinde) aramak: Bir kusur, suç aramak: Herkes kabahati başkasında arıyor, kimse kendine toz kondurmuyor.
- Kabahati (birine, bir şeye) yüklemek: İşlediği suçu başkasının üstüne atmak: Herkes kabahati Saide yükledi. Zavallı delikanlı da ne yapacağını bilmemiş, bir rivayete göre günlerce ağlamış. (S. Kocagöz)
- Özrü kabahatinden büyük: Bir kabahat için özür dilerken daha büyük kabahat işleyen kimseler için söylenir: "Ama efendim, biz tüm gün bahçedeydik, kapı onarıldığı için ortalıkta sürekli birileri vardı, nasıl göremedi bunca insan?" diyen yalı bekçisi utançla karışık korkulu bir yüz ifadesi ile Münevver Hanım'dan gözlerini kaçırarak söze dalmıştı. Münevver Hanım: "Seni işe yaramaz herif seni! Özrü kabahatinden büyük! Bir de utanmadan görmedik ki diyor." (F. Yıldırım)
Kabahat ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "kabahat" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Kabahat ipliği eğiren de değil, iğ ile çıkrıkta: Suç işleyenin değil, onu suça teşvik eden, araç sağlayan ya da yetiştirenlerin asıl sorumlu olduğunu ifade eder.
- Kabahat koca öküzdedir: İşlenen bir suçun suçlusu bulunamadığı zaman herkes birbirinden şüphe etmeye başlar.
- Kabahat öldürende değil, ölendedir (Kabahat ölende mi, öldürende mi?): Kimi zaman suç, sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini adam öldürtecek kadar sinirlendirmiş, kışkırtmış olduğu için ölendedir.
- Kabahat (Suç) samur kürk olsa kimse sırtına (üstüne) almaz*: Suç, kınanan, cezalandırılan bir davranış olduğundan hiç kimse onu kabul etmek istemez.
- Kabahati (Suçu) gelin etmişler, kimse güveyi olmamış: "Ne kadar çekici olursa olsun, suçu kimse kabul etmez, kabahati kimse üstlenmez" anlamında bir atasözü.
- Kabahatin büyüğü, küçüğün: Herhangi bir kabahatin soruşturması yapılırken büyükler pek yalan söylemediği için genelde onlar haklı görülür. Böylece suç küçüklerin üstüne kalır.
- Kabahatin sahibi çıkmaz: Suç, küçük düşürücü, aşağılayıcı ve ceza gerektiren bir unsur olduğu için, işlemiş olsa dahi kimse suçunu kabul etmez.
- Al giyen alınır: Bir suçu, bir kabahati olan kimse, bunu gizlemek için ürkek telaşlı davranışlarıyla şüpheleri üzerine çeker.
- Bir kere aldanışta kabahat aldatanın, iki kere aldanışta kabahat aldananın: Bir kere aldandığı kişiye güvenip tekrar aldanan kimse aldanmayı hak etmiş sayılır.
- Çiğ (Ekşi) yemedim ki karnım ağrısın*: Suç veya kabahat işlemediği veya yanlış bir şey yapmadığı için korkacak bir şeyi olmadığını ifade eder.
- Güçsüz her zaman kabahatlidir: Toplumda genellikle kötü olayların sorumluluğu zavallı ve savunmasız kişilere yüklenir.
- Her kabahatin sonu nedamettir: Yapılan her hatanın sonunda pişmanlık duyulacağını ifade eder. İnsan, yanlışlarının farkına varınca üzüntü ve vicdan azabı yaşar.
- Her suç/kabahat yüze vurulmaz: Olur olmaz her hatasını insanın yüzüne vurma huyu çoğu dostlukları bozar, kırgınlıklara yol açabilir.
- Herkes kabahatini bilir: Suç işleyen kişi yaptığı şeyin suç olduğunu mutlaka bilir.
- İbadet de gizli, kabahat de*: İbadette gösterişe kaçılmaz. Kabahatin de herkesçe bilinmesi doğru değildir.
- İbadet de kabahat de gönül şenliğiyle olur: İbadet de, suç da insanın isteğine bağlıdır. Zorlama ile insana istemediği şeyler yaptırılamaz.
- İbadet de kabahat de kul içindir: İnsanların hem iyilik hem de kötülük yapma kapasitesine sahip olduklarını ifade eder. Atasözü aynı zamanda insanların yaptıkları hatalardan dönebileceklerini ve pişmanlık duyarak tövbe edebileceklerini de anlatır.
- İbadette riya, kabahatte haya olmaz: İbadetin gösteriş için yapılmasının samimiyeti bozacağını, bir hata veya kusur işlendiğinde ise utanmadan ve dürüstçe kabul edilmesi gerektiğini ifade eder. İnsanlara, dini ve ahlaki konularda içtenlik ve açık sözlülükle davranmayı öğütler.
- Kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler*: Suç ortaya konmadan ceza verilemez.
- Kimse kabahati üzerine almaz: Kimse suçlu durumda kalıp toplumun gözünde küçük düşmek istemez.
Soru/Yorum Gönder