![]() |
Hak eşitliği |
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "hak" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Hak etmek: Layık olduğu kötü karşılığı görmek: Hiç çalışmamıştı, sınıfta kalmayı hak etti.
- Hak vermek: (deyiminin anlamı) Birinin davasını, savını doğru bulmak, haklı olduğu kanısına varmak.
- Hak yemek: Başkalarının hakkını tanımamak, vermemek.
- Hak yerini bulmak: Haklının kim olduğu er geç ortaya çıkmak.
- Hakkı geçmek:
- Hakkı olmak:
- Bir şeyde payı, alacağı, hissesi, emeği, katkısı bulunmak.
- (Biri) Sözünde, savında haklı olmak.
- Hakkı ödenmez: İyiliklerine, emeklerine karşılık olarak ne yapılsa azdır.
- Hakkından gelmek:
- Zor bir işi başarıyla sona erdirmek, üstesinden gelmek.
- Yenmek, öç almak ya da cezasını vermek.
- Hakkını vermek: Bir şeyin istenildiği gibi olabilmesi için gerektiği kadar emek harcamak ya da gereç kullanmak.
- Hakkını yemek: Bir kimseye hakkı olanı vermemek.
- Haklı bulmak: (deyiminin anlamı) Savını doğru bulmak, yerinde görmek.
- Haklı çıkmak: Davasının, savının ya da tutum ve davranışının doğru olduğu anlaşılmak.
İlgili atasözleri ve anlamları
İçinde "hak" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Hak deyince akan sular durur: (atasözünün anlamı) Bir anlaşmazlıkta adaletli ve yansız davranılırsa kimsenin söyleyecek sözü kalmaz.
- Hak söz ağudan acıdır: Doğru söz, gerçeği anlattığı için katıdır.
- Hak yerde kalmaz: Hakkın, emeğin karşılığı gün gelir sahibine verilir.
- Haklı söz, haksızı Bağdat'tan çevirir: Doğru ve inandırıcı söz, yanlış inanç ve anlayışta olan kişiye, çok geç bile olsa doğru yolu gösterir.
Soru/Yorum Gönder