![]() |
Üzüm bağı ve bağ evi |
- Üzerinde üzüm kütükleri dikili toprak parçası: Bağa girdim bağ bulanık.
- Çeşitli meyve ağaçlarından oluşmuş bahçe veya arazi: Niğde'nin elma bağları.
- Divan edebiyatında ağaçlık, özellikle gül ağaçları dikili yer.
- Bir şeyi başka bir şeye ya da bir çok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, tel, şerit gibi herhangi bir nesne.
- Demet, bağlam, deste.
- İlişki, ilgi.
- Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti: Eklem bağı.
- Genellikle beşli deste yapılmış mermi, mermi destesi.
- Nota yazımında kullanılan ve birkaç görevi olan hafif eğri çizgi.
İlgili atasözleri ve anlamları
İçinde "bağ" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı: (atasözünün anlamı) Bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir. Zeytinin bol ürün vermesi için hiç olmazsa iki kuşaklık bir zaman geçmelidir.
- Bağ bayırda, tarla çayırda: Her şey kendisi için en uygun ortamda daha verimli olur.
- Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun (bağda izin olsun, üzüm yemeye yüzün olsun): Bir kimse verim beklediği şeyden istediğini alabilmek için gereken harcama ve emekten kaçınmamalıdır.
- Bağı ağlayanın yüzü güler: Bağ budanırsa dalların budanan yerlerinden ağlıyormuş gibi su damlaları çıkar, ancak budandığı için de bol ve iyi üzüm verir.
- Bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur: Herhangi bir şey iyi olsun istersen, devamlı olarak onunla ilgilenmelisin.
Soru/Yorum Gönder