![]() |
Bir somun ekmek |
Ekmek ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "ekmek" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Ekmek aslanın ağzında: Yaşam kavgasında geçim sağlayacak bir iş bulmak ve para kazanmak güçtür.
- Ekmeği ekmekçiye ver, bir ek de üste ver: Verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.
- Ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur: Verimin bol olması, gerecin bol olmasına bağlıdır.
- Ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır: Onun bunun kazancına engel olan, bir gün aynı durumla mutlaka karşılaşır.
- Ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil: Kimi işler iyi niteliktedir, kullanılan araç elverişsiz olsa da yürütülebilir; ama her iş elverişsiz araçla yürütülemez.
Ekmek ile ilgili deyimler ve anlamları
![]() |
Ekmek |
İçinde "ekmek" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Ekmek çıkarmak: Kazanç sağlamak. Merak etme, bu işten sana da bir ekmek çıkarırız.
- Ekmek çıkmak (düşmek): Kazanç düşmek, kazanç sağlama fırsatı olmak. Belki bu işten bize de ekmek çıkar.
- Ekmek düşmanı: (şaka) Bir ailede geçimin sağlanmasına katılmayan tüketici durumundaki kişiler, kaşık düşmanı.
- Ekmek elden su gölden: Kendisi çalışmayıp başkasının kazancıyla geçinme, gereksinmelerinin başkasınca sağlanması durumu.
- Ekmek kapısı: Geçim sağlanan yer, iş.
- Ekmek kavgası: Geçim için çalışıp uğraşma didinme.
- Ekmek parası: Geçim parası kazanç.
- Ekmek yemek:
- Geçinmek.
- Kazanç sağlamak. Bu işten ekmek yiyeceğim, İnşallah.
- Ekmeği dizinde: Nankör, iyilik bilmez.
- Ekmeğinden etmek (birini): İşinden çıkarmak, işinden atmak.
- Ekmeğinden olmak: Geçimini sağlayan işinden ayrılmak zorunda kalmak ya da bırakılmak.
- Ekmeğine göz koymak (dikmek): Birinin geçimini sağlayan işi elinden almaya çalışmak.
- Ekmeğine kan doğramak: Birine acı verecek davranışta bulunmak.
- Ekmeğine koç: Sofrasından konuk eksik olmayan, sofrası açık, konuk sever (kimse).
- Ekmeğine kuru, ayranına duru mu dedik? Sana dokunacak, seni küçük düşürecek bir söz mü söyledik.
- Ekmeğine (engel) mani olmak: Birinin kazancını ya da geçimini engelleyecek davranışta bulunmak.
- Ekmeğine yağ sürmek: Farkında olmadan, istemediği halde birinin işine yarayacak davranışta bulunmak. Bunlar düşmanın ekmeğine yağ süren akılsızlar.
- Ekmeğini çıkarmak: Geçimini sağlamak.
- Ekmeğini eline almak: Kendi kazanç sağlayacak duruma gelmek, bir meslek sahibi olmak.
- Ekmeğini kana doğramak: Yaşama üzüntü ve acı içinde olmak.
- Ekmeğini taştan çıkarmak: En zor koşullarda bile geçimin sağlamayı başarmak.
- Ekmeğini yemek: (Saygılı deyişle) Birinin yanında çalışarak geçimini sağlamak. Yıllardır ustamın ekmeğini yiyorum.
- Ekmeğiyle oynamak: Bir kimsenin geçimini sağladığı yerden atılmasına yol açabilecek kötü bir davranışta bulunmak.
4 soru/yorum: