![]() |
Nefes |
- Soluk.
- Şifa veren üfleme, hulamak: Hastalara da nefesi bi iznillah şifa idi. Ayrıca ölülere nefes ettiğinde Allah'ın izni ile ölüler canlanmaktaydı. (S. Yolaçan)
- (edebiyat) Alevi-Bektaşi edebiyatında tasavvuf konularını işleyen, biçim bakımından koşmaya benzeyen ve özel bir ezgiyle okunan şiirlere verilen ad. → İlahi.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "nefes" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Nefes aldırmamak: Dinlenmesine fırsat vermemek, aralık vermemek.
- Nefes almadan: Dinlenmeden, ara vermeden.
- Nefes almak:
- Dinlenmek.
- Ferahlamak, rahatlamak.
- Yaşamak.
- Nefes almamak: Ara verip dinlenmemek.
- Nefes çekmek: Sigara ya da başka bir şeyin dumanını içine çekmek.
- Nefes etmek: Hastalığı iyi etmek için okuyup üflemek.
- Nefes kesici (kesen): Çok şaşırtıcı derecede güzel, heyecan verici: Nefes kesici bir final.
- Nefes tüketmek: Söyleye söyleye yorulmak.
- Nefes nefese:
- Soluya soluya.
- Güçlükle, dara dar.
- Nefesi kesilmek: Dikkat, heyecan ve şaşkınlığından nefesi duracak gibi olmak.
- Nefesi keskin: Üfleyerek (hulayarak) hastalıkları iyileştirme gücü olan.
- Nefesi kesilmek (tutulmak): Güç soluk alacak duruma gelmek ya da soluğu durmak.
- Nefesi tıkanmak: Güçlü bir darbe, aşırı heyecan, korku vb. durumlarda soluk alamamak.
Soru/Yorum Gönder