Bal nedir ne demektir? Bal ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Bir tabak için petek bal
Petekli bal
  1. Arılar tarafından çiçeklerden ve meyve tomurcuklarından alınarak yutulan nektarın, arıların bal midesi denilen organlarında kimyasal değişime uğrayarak oluşan ve kovandaki petek gözeneklerine doldurulan doğal ve tatlı bir besin türü.
  2. Özellikle arıların ve bazı böceklerin bitki ve çiçeklerden aldıkları bal özünden oluşturarak, kovanlarındaki petek gözeneklerine doldurdukları ve rengi beyazdan esmere kadar değişen koyu, tatlı ve besleyici madde.
  3. Çok olmuş incirin, dışına sızan tatlısı.
  4. Ağaçların kabuklarından sızarak pıhtılaşan, yapışkan besi suyu.


Bal ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "bal" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
( atasözlerine geç )

  • Bal alacak çiçeği bilmek (bulmak): (deyiminin anlamı) Kendine çok yarar sağlayacak kişiyi, şeyi veya yeri bilmek (bulmak): Çok akıllıymış. Bal alacak çiçeği iyi bilir derler. Sizi boşuna istememiştir. Bence hemen kabul edin. (E. Bener)
  • Bal dök de yala: Bir yerin çok temiz olduğunu anlatır: Yerler pırıl pırıl, bal dök de yala.
  • Bal gibi:
    1. Adamakıllı, apaçık: Sizin pehlivan dünkü güreşte bal gibi yenildi.
    2. Haydi haydi, bol bol, kolay kolay: Onun becerebildiği şeyi sende bal gibi becerirsin.
  • Bal kavanozuna giren sinek: Dışarıdan verimli ve tatlı gördüğü bir işe girip de pişman olan, bir daha da çıkma olanağı bulamayan kimse.
  • Bal mumu gibi erimek: Çok zayıflamak: Ah kocacığım, gözümün önünde bal mumu gibi eriyor. (H. R. Gürpınar)
  • Bal mumu gibi sararmak: Yüzünün rengi kaçmak: Hakikaten zavallı oğlancağız süpürge çöpüne dönmüş, benzi bal mumu gibi sararmıştı. (M. Apaydın)
  • Bal mumu yapıştırmak: Söz, davranış vb.nin unutulmaması için bir işaret koyup dikkati çekmek: İstediğimi elde etmedikçe bu gece bu odadan çıkmam diyorum sana. Sen de bu sözüme bal mumu yapıştır. (H. R. Gürpınar)
  • Ballı börek olmak: Çok iyi anlaşmak: İkisi ne zaman böyle ballı börek, kuzu sarması olmuş. İnanmıyorum. (N. A. Gökduman)
  • Ağzından bal damlamak (akmak): Çok tatlı konuşmak: Ben hiç unutamıyorum rüya gibiydi. Şiirleri gibi konuşuyordu. Ağzından bal damlıyordu sanki. (G. Tokuz)
  • Ağzına bir parmak bal çalmak: Birini tatlı sözlerle ya da şöyle böyle bir iyilikle oyalamak: Seçimlerde halkın ağzına bir parmak bal çalıp oylarını alıyorlardı, sonra bildiklerini okuyorlardı.
  • Arının dikenini görüp balından el çekmek: Bir işin tehlikesini görüp sağlayacağı yarardan vazgeçmek: 
  • Bir dirhem bal için bir çeki keçiboynuzu çiğnemek: Verimi az, zahmeti çok olan bir işle çok uğraşmak.
  • Bir eli yağda bir eli balda (olmak): Varlık ve bolluk içinde (olmak): Dünyası iyi olabilir. Bir eli yağda bir eli balda bir hayat sürebilir. İstediği her şey olabilir ama ya yaşamış olduğumuz dünya bizi cennete götürmüyorsa... (B. İşliyen)
  • Lafını (lafınızı) balla kestim: Birinin konuşmasını kesmek için izin almak amacıyla kullanılır: "... 12 gün boyunca kozaya hapsederler. Gelişimlerini tamamlar, kozadan arı olarak dışarı çıkarlar." "Lafını balla kestim kardeş, arılar seni kaç yerinden ısırmıştı." (Y. Asal)
  • Sözünü balla kesmek: Karşısındakinin konuşmasını kesip arada bir şey hatırlatmak istenildiğinde, ondan özür dileyip kibarca izin istemek: Kitabede de okuduk, inanç merkezi olarak kullanıldığına dair bilgi yoktur. Belki anıtsal desen evet akla yatkın..." "Sözünü balla kesiyorum şef. Bende aynı kanıdayım. Anıtsal bir anlamı olabilir." (G. Karahan)
  • Yağ bal olsun: "Yenen, içilen şeyler helal ve afiyet olsun" anlamında kullanılan bir söz: "Ne yalan söyleyeyim, açım... Evet açım!" "Gel sana en iyi şeyleri vereyim... Yağ bal olsun, afiyetle ye iç..." (N. Muhiddin)
  • Yağa bala batırmak: Bol bol yedirip içirmek, çok iyi ağırlamak: Yağa yatırsan bala batırsan adam olacakları yokmuş. Onlara sunulan güzelim apartman katlarını, bahçeli evleri, sonracığıma işleri tepiyor, bu tür pespaye yaşamı yeğliyorlarmış. (M. Balel)
  • Yağlayıp ballandırmak: Çok överek anlatmak: Dükkâncı yağlayıp ballayarak önüne koyarsa hemen aldanma, alacağın şeye iyi dikkat et... (Halkbilgisi)
  • Yağlı ballı olmak: Araları çok iyi olmak, içli dışlı olmak: Edebiyatla aramız yağlı ballıydı (A. E. Kavaklı). Dün sizle yağlı ballı olan adam, Cemşid Bey'den kızı alınca kırk yıllık düşman kesildi. (Ö. Polat)


Bal ile ilgili atasözleri ve anlamları


Bal renginde yazılmış bal sözcüğünden akan ballar
Bal
İçinde "bal" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Bal bal demekle ağız tatlanmaz (tatlı olmaz)*: (atasözünün anlamı) Çalışıp çabalamadan, yalnız lafını ederek bir işin sonuna varılmaz; o işten beklenen yarar sağlanmaz.
  • Bal eski petekten yenir: Değerli ve kıymetli şeylerin genellikle eskiden kalma olduğunu ifade eder. Geçmişten gelen eşyalar, bilgi veya tecrübeler, zamanla değer kazanır ve kıymetlidir.
  • Bal ile kaymak yenir ama, her keseye göre değil* (Bal ile kaymak isteyen akçesine kıymak gerek): Herkes güzel yemeyi, güzel giymeyi, iyi bir yaşam sürmeyi ister, ama bunu ancak parası olan gerçekleştirebilir.
  • Bal isterken bela buldum (Bal istedik, belaya düştük): Bir şeyden çıkar sağlamaya çalışırken beklenmedik zararlarla karşılaşabileceğimizi veya işlerimizin bazen istediğimiz gibi gitmeyebileceğini ifade eder.
  • Bal olan yerde sinek de olur (bulunur)*: Güzel bir şeyin bulunduğu yerde, ondan yararlanmak isteyen kötü kişilerde bulunur.
  • Balı olandan pekmez esirgenmez (Balcıdan bal sakınmak olmaz): Bir fırsatın veya kazancın elde edileceği yerden, daha az önemli bir şeyin esirgenmemesi gerektiğini ifade eder.
  • Bal tutan parmağını yalar*: Bir kimse karıştığı, ilgilendiği bir işten az çok yarar sağlar.
  • Bal veren arının iğnesi zehirsizdir: Dürüst, yardımsever ve iyi insanların isteyerek kimseye zarar vermeyeceklerini ifade eder. Bu kişiler, tıpkı bal veren arı gibi faydalı olurlar ve başkalarına zarar vermezler.
  • Bal yiyen baldan bıkar/usanır: Ne kader hoşa gitse de değerli bir şeyi sürekli yapmak kişide bıkkınlık meydana getirir.
  • Balcı kızı daha tatlı*: Güzel mal satan kimselerden alınan şeyler daha çok hoşa gider.
  • Balcının var bal tası, oduncunun var baltası*: Görünüşte birbirinin aynı sanılan birçok işin gerçekte araçları ayrı ayrıdır.
  • Balcıya pekmez satılmaz: Bir konuda bilgi ve deneyimi olan kişiyle akıl vermek veya tartışmaya girmek akıllıca değildir; çünkü uzman olan kişi, o konu hakkında daha derin bilgiye sahiptir ve genellikle doğru olanı bilmektedir.
  • Balı dibinden, yağı yüzünden* (Balın telvesi, yağın zirvesi):
    1. Her işi yoluna, yöntemine göre yapmak gerekir.
    2. Değerleri derinleştikçe artan veya değerleri yüzeyde kalan insanlar vardır.
    3. Dipten alınan bal daha lezzetlidir.
  • Balı olan bal yemez mi?*: Bir kimsenin elinde başkasına verilecek veya satılacak bir şey bulunması, ondan kendisinin de yararlanmasına engel değildir.
  • Balı olan bayram eder: Birinin elinde bulunan nimetlerden dolayı mutlu ve sevinçli olduğunu ifade eder. Sahip olunan güzel şeyler veya nimetler nedeniyle insanların mutlu olabileceğini ve bu durumun bir bayram havası yarattığını anlatır.
  • Balı, parmağı uzun (olan) yemez, kısmetlisi yer (Balı parmağı uzun olan yememiş, kısmeti olan yemiş)*: Güzel bir şeyden, onu isteyen ve elde edecek gibi görünen kimseler değil, kısmetli olanlar yararlanır.
  • Balı (Balını) ye arısını sorma (soruşturma): Kişinin bir faydayı veya nimeti elde edebildiği zaman, bu durumun kaynağını sorgulamak yerine önce faydayı alması gerektiğini ifade eder. Bazen insanların ayrıntılara takılıp kalmak yerine öncelikle elde ettikleri faydayı görmeleri gerektiğini anlatır.
  • Balın âlâsı (tazesi) oğlun tazesinden*:
    1. En güzel bal, taze oğul balıdır.
    2. Ana baba için en tatlı şey küçük çocuklarıdır.
  • Balın sahibi arıdır: Arılar balı ürettiği için, balın gerçek sahibi arılardır. Bu atasözü genellikle emeğin ve üretimin değerini vurgulamak için kullanılır.
  • Balını yiyen kepçesini taşır: Bir işin, bir eylemin beraberinde getirdiği sorumlulukları ve sonuçları üstlenme gerekliliğini vurgular.
  • Ballı pide yeniçeriyi yumuşatır: Güleryüz veya değerli bir hediye ile en geçimsiz kişinin bile yumuşayabileceğini ifade eder. Nazik ve hoşgörülü davranışların veya hediyelerin, insanlar arasındaki gerginliği veya uyumsuzluğu azaltabileceğini ve ilişkileri düzeltebileceğini anlatır.
  • Balsız kovan arı tutmaz (Balsız kovanda arı durmaz):
    1. Bir şeyin ortaya koyduğu fayda veya sağladığı menfaat olmadığında, o şeyin sürdürülebilir olmadığı veya başarılı olamayacağı düşünülür.
    2. Bir şeyin önemli bir öğesinin eksikliği durumunda başarının sağlanamayacağını da anlatır.
  • Aça kuru ekmek bal helvası gibi gelir (Açlıkta darı ekmeği baldan tatlıdır): İhtiyaç içinde olan bir kişinin en basit ve sıradan şeyleri bile büyük bir nimet gibi görebileceğini ifade eder.
  • Allah balmumu yakana balmumu, yağ mumu yakana yağ mumu verir (Allah çam isteyene çam, mum isteyene mum verir)*:
    1. Kişinin gereksinmeleri, kurduğu yaşam düzeyine bağlı olarak gerçekleşir.
    2. Allah bol harcayana bol, az harcayana az verir.
  • Allah kimine bal verir parmak vermez, kimine parmak verir, bal vermez: Allahü Teâlâ kimine çok mal mülk verir, ama bunlardan faydalanamaması için bir kusur verir, kiminin de sıhhati yerinde olur kendi geçimini zor sağlar. Ama mutlaka bunların bir sebebi vardır.
  • Anlayanla taş taşı, anlamayanla bal yeme: Anlayışlı ve uyumlu insanlarla işbirliği yapmak veya ilişki kurmak daha olumlu sonuçlar doğurabilirken, anlamayan veya uyumsuz kişilerle ilişki kurmaktan kaçınılması gerektiğini belirtir.
  • Arı, bal alacak çiçeği bilir*: İşini bilen kimse yarar sağlayacağı yeri iyi seçer: Öteki bakkallar gibi alıcı peşinden koşmaz, canının istediğine verirdi malını. "Bilir bizim kepenkli bakkal bal alacağı çiçeği!" derlerdi onun için. (B. Günel)
  • Arı ile kalkan bal başına, sinekle kalkan leş başına: Kişi arkadaşının düşünce ve davranışlarından etkilenir; iyi arkadaş iyiliğe, kötü arkadaş kötülüğe götürür.
  • Arı kahrını çekmeyen balın kadrini ne bilir: İşin zorluğunu bilmeyenler, sonuçların değerini de bilmezler.
  • Arı var bal yapar, arı var can yakar: İnsanların karakterleri farklı farklıdır; kimi dürüst, yardımsever ve faydalı olur, kimi de işe yaramaz, kimseye faydası olmayan kötü niyetli kişi olur.
  • Arıdan bal almak her kişinin kârı değil*: Herkes her işi yapabilir sanılır ancak bazı işleri sadece bazıları yapabilir.
  • Arının dikenini gördüm, balından el çektim: Bir şeyin veya durumun faydalı yönü olduğu kadar tehlikeli veya zararlı bir yönü de olabileceğini ifade eder.
  • Asıl azmaz, bal kokmaz*: Bir kimse veya nesne, ne denli biçim değiştirirse değiştirsin aslını yitirmez, soyluluğunu korur.
  • Başaran bal yer, başaramayan yal yer: Becerikli, bilgili kimselerin kazancı çok olur, beceriksiz tembel kişiler ise her şeyin azıyla yetinmek zorunda kalırlar.
  • Becer de bal ye: Bir kişinin işinde başarılı olduğunda, bu başarıdan elde ettiği kazancı hak ettiğini ifade eder; çalışkanlık ve beceri ile elde edilen başarının, kişiye hak ettiği ödülü ve refahı getireceğini vurgular.
  • Bedava sirke baldan tatlıdır*: Masrafsız ya da emeksiz elde edilen şeylere herkes istek gösterir ve bunlarda kusur aramaz.
  • Bela çekmeyince bal yenmez (Zahmetsiz bal yenmez): İnsanların zorlukları ve sıkıntıları yaşamadan, mutluluğun ve başarının değerini tam olarak anlayamayacaklarını; acı çekmenin ve zorluklarla karşılaşmanın, sevinç ve tatmin duygusunu daha anlamlı kıldığını vurgular.
  • Bir fıçı sirkeden ziyade bir damla bal ile sinek tutulur (Sirke fıçısından çok, bal damlası sinek tutar): Küçük ve değerli bir şeyin, büyük ve daha az değerli bir şeyden daha fazla ilgi çekebileceğini ifade eder.
  • Can baldan tatlıdır: Yaşamın her şeyden daha değerli ve tatlı olduğunu ifade eder ve yaşamanın kıymetini hatırlatır. En tatlı ve çekici şeyler bile hayatın kendisinden daha değerli olamaz.
  • Çanakta balın olsun, Yemen'den (Bağdat'tan) arı gelir (Pekmez gibi malın olsun, Antakya'dan sinek gelir)*: Değerli malı olan kimsenin, müşteri bulma kaygısı çekmesine gerek yoktur.
  • Çiçek olan yerde bal da olur: Güzelliklerin bulunduğu yerde mutluluk ve faydalı şeylerin de bulunacağını, olumlu ve güzel ortamların, mutluluk ve yarar getiren sonuçlar doğuracağını ifade eder.
  • Deniz bal olmuş, fukara kaşık bulamamış: Her yerde bol nimet ve fırsat bulunmasına rağmen, bu nimetlerden yararlanacak imkanı olmayanların bu durumdan fayda göremeyeceğini ifade eder. 
  • Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış*: Akılsız, dengesiz kişi, hoşlandığı şeye benzettiği her şeyi elde etmeye can atar.
  • Dil var bal getirir, dil var belâ: İnsanın konuştuklarının başına hayırlar iyilikler getirebileceği gibi başına işler de açabileceğini anlatır.
  • Ekşi yüzlünün balı acı olur*: İstemeden iyilik yapan kişi karşısındakini de hoşnut edemez.
  • Elin eliyle bal yiyen, yüzüne bulaştırır: Başkalarının yardımıyla iş yapmak isteyenler hiç beklemedikleri sonuçlarla karşılaşabilirler.
  • Et ye, su iç, ağzın dönsün bala; bal ye, su iç, ağzın dönsün yala: Et yemeğinden sonra içilen su lezzet verirken tatlıdan sonra içilen su ağızdaki lezzeti giderir.
  • Güler yüzlü sirke satıcısı, ekşi yüzlü bal satıcısından çok kazanır: Ticarette müşteriye karşı güleryüzlü, samimi ve kibar davrananların daha fazla başarı elde edeceğini ifade eder.
  • Her arı bal yapmaz: Herkesin aynı yeteneklere veya başarıya sahip olmadığını ve herkesin aynı şekilde üretken olamayabileceğini ifade eder.
  • Her şeye heves eden, sinek gibi balda kalır: Sinek, balın çekiciliğine kapılıp orada bala yapışıp kaldığı gibi, her şeye kolayca heves eden insanlar da sonuçlarını düşünmeden bir işe girişebilir ve bu durumda faydadan çok zarar görebilirler.
  • Hırsızın balı yenmez: Haksız yere elde edilen veya kötü niyetli kişiler tarafından sunulan şeylere güvenilmemesi gerektiğini ifade eder.
  • Kovandan çıkmayan arı, bal yapmaz: Bir arının kovanından çıkmadan çiçeklerden nektar toplayıp bal yapamayacağı gibi, insanların da çabaları olmadan başarılı olamayacaklarını ifade eder. Emek ve çabanın önemini vurgular.
  • Menfaat sirke de olsa baldan tatlıdır: En küçük bir karşılıksız çıkar insanlara büyük mutluluk verir.
  • Ne balını isterim ne belasını: Bir şeyin kötü yanından kaçınılarak, onun iyi yanından da feragat edildiğini ifade eder. Yani, bir durumun veya şeyin potansiyel olumsuz sonuçlarından dolayı, onun olumlu veya tatlı yanlarını da istememek veya göz ardı etmek anlamına gelir.
  • Oğlanın ki oğul balı, kızın ki bahçe gülü*: Torun, oğlandan olursa "oğul balı", kızdan olursa "bahçe gülü" diye sevilir.
  • Öfke baldan tatlıdır*: Bazen öfkeye kapılmamak elde değildir ve öfkelendiğinde içini boşaltmak insanı ferahlatır.
  • Önce baldın, pekmez oldun; şimdi para etmez oldun*: Davranışlarına dikkat etmeyen kişinin attığı her yanlış adım, saygınlığının biraz daha azalmasına neden olur.
  • Pekmez aldık, bal çıktı: Bir iş veya durumdan beklenmedik şekilde olumlu bir sonuç elde edildiğini ifade eder. İnsanın şansının iyi olduğu durumlarda, yapılacak işlerden beklenenden daha iyi sonuçlar alabileceğini anlatır.
  • Sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir evlat gerek kazana*: Hakkıyla yararlanılacak bir şeyin meydana gelmesi için birtakım ögelerin bir araya gelmesi gerektir; kişi kendi emeği ile kazanç sağlayıp bunu baba malına katmıyorsa babasından kalan mal tez tükenir.
  • Uyku baldan tatlıdır: İnsanların uyku ihtiyacının çok tatlı ve çekici olduğunu, ne kadar güçlü veya iradeli olursak olalım, sonunda uyku ihtiyacının herkesi yenebileceğini ve uykusuz yapamayacağımızı anlatır.
  • Zahmetsiz bal (lokma) yenmez: Elde edilen şeyin değerinin, onun için harcanan emeğe bağlı olduğunu vurgular. Herhangi bir kazancın veya lezzetin kolay elde edilemeyeceğini ve bunun için özveri gerektiğini anlatır. Bu atasözü, bir şeyin değerinin, ona ulaşmak için gösterilen çaba ve emekle ölçüldüğünü ifade eder.
  • Zengin helvasını baldan pişirir, züğürt derman için pekmez bulamaz: Zenginler servet içinde yüzerken yoksullar hastalandıklarında ilaç bile bulamazlar.


Bal ile ilgili birleşik kelimeler


  • Bal arısı: Zar kanatlılardan, bal yapan bir tür eklem bacaklı (Apis mellifica).
  • Bal başı: En temiz bal.
  • Bal dudak: Tatlı dilli, çok tatlı konuşan, hoşsohbet (kimse): Ay doğar aşmak ister / Bal dudak yaşmak ister / Şu benim cahil gönlüm / Yâre kavuşmak ister
  • Bal peteği: Arıların içine bal doldurduğu üzerinde altıgen gözenekler bulunan bal mumu levha.
  • Bal sağmak: Kovandan bal almak.
  • Deli bal: Arıların zehirli çiçeklerden topladıkları bal; acı bal.
  • Çam balı: Arıların sarı çam üzerinde bulunan yaprak bitlerine salgıladıkları sıvıdan oluşturdukları bir bal türü.
  • Kara kovan balı: Kara kovanlarda, dışarıdan herhangi bir besleme yapılmadan ve suni bal mumu takılmadan arıların kendi mum salgıları ile yapmış oldukları doğal bal.
  • Süzme bal: Bal peteklerinden süzülerek elde edilen peteksiz bal.
( 0 soru/yorum )