Ağaç ile ilgili deyimler ve anlamları
Ağaç ve kökleri |
İçinde "ağaç" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
( atasözlerine geç )- Ağaç gibi dikilmek: Ayakta sürekli beklemek: Az sonra ikisi de göl kıyısında rüzgâr bekleyen iki ağaç gibi öylece dikiliyordu. (S. Nizam)
- Ağaç gölgesi değil! (Ağaç gölgesi mi?!): Rahat edilecek veya bedava oturulacak yer değil!: Burası Ağaç gölgesi mi? Benim kısımda, misafir, misafirliğini bilmeli... (M. H. Dosdoğru). Burası ağaç gölgesi değil! Görmüyor musun, burası kahve. Biz buraya gelenlere kahve satarız, anladın mı? (C. Kudret)
- Ağaç etmek: Birini bir yerde çok bekletmek: — Karagöz'üm ağaç ettin beni. — Yok yok ağaç değil, sen olsan olsan balkabağı olursun. — Sözleştiğimiz saatte gelmedin. — İşim vardı da gelemedim sabırsız, aha şimdi geldim ya. (A. Güneş)
- Ağaç olmak: (deyiminin anlamı) Bir yerde ve ayakta çok beklemek: "Çek şu küreği artık, bak ağaç oldum burada. Kök salacağım şimdi" (Efem). "Nerede kaldın yahu? Seni bekleye bekleye ağaç olduk."
- Ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz: O işini bilir, davranışlarına hiçbir şey engel olamaz: "Canım erkek kısmı komşum, ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz." (Füruzan). Kız, ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz kurnazlardan. Şehzadenin bütün sorduklarına allem eder, kallem eder, oyalayıcı cevaplar verir...
- Balta değmemiş (girmemiş, görmemiş): İçinden ağaç kesilmemiş, sık ve gür (orman, koru): O; çiçeklerle süslü kırların, balta değmemiş ormanların, börtü böceğin bir parçasıydı. (N. Gökmen)
- Bir dikili ağacı olmamak: Hiçbir şeyi olmamak: Ömrünün yarısına gelmesine rağmen bir dikili ağacı yoktu. (H. Gülel)
- Dalları basmak: Ağaçta dalları eğecek kadar çok meyve olmak: Uçsuz bucaksızdı yemiş bahçeleri. Dalları basmış vişne ve kiraz. (M. Uraz)
- Su yürümek: İlkbahara doğru ağaçlar tomurcuklanmaya başlamak: Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma, / Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma, (E. Beyazıt)
Ağaç ile ilgili atasözleri ve anlamları
Ağaç |
İçinde "ağaç" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Ağaç ağaç içinde büyür: Bir gencin yetişip olgunlaşması, çevresinde yetişmiş, olgunlaşmış kişiler bulunmasıyla, onların koruyup eğitmesiyle gerçekleşir.
- Ağaç ayakta ölür: Ağaçların ayakta dururken kuruyup ölmesi, onların yaşam döngülerini tamamlarken bile dik ve sağlam kaldıklarını anlatır. İnsanlar içinde kişinin öz değerlerine sadık kalması ve yaşamın sonuna kadar onurlu bir şekilde direnç göstermesi gerektiğini anlatır.
- Ağaç çiçeklenmeden meyve vermez: Bir iş sonuçlanmadan o işten yarar beklemek erken olur.
- Ağaç dikmek bir evlat yetiştirmek kadar uğurludur: Ağaç dikmek ve evlat yetiştirmek, bir bakıma geleceğin garantisidir.
- Ağaç düşse de yakınına yaslanır: Durumu bozulan kimseyi yakınları destekler.
- Ağaç gider, çalı kalır; çalı gider, çakıl kalır: Her zaman olanın değerini bilmenin önemini anlatır (?).
- Ağaç kökünden yıkılır*: (atasözünün anlamı) Köklü değişiklikler olmadıkça, bir düzen bozulmaz, düzenin yıkılması, temelin yıkılmasıyla olur.
- Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar (Ağaç ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir)*: Erdemli, bilgili insan alçak gönüllü olur.
- Ağaç, meyvesiyle bilinir: İnsanlar, yaptıkları işlerle ve ürettikleri sonuçlarla bilinir ve değerlendirilir.
- Ağaç ne kadar uzarsa, balta dibinde hazırdır: İnsan ne kadar yükselirse yükselsin, sonunda bir yerde durur.
- Ağaç ne kadar uzasa göğe eremez*: Her şey bir sınıra kadar büyür, yükselir, bu sınırı aşamaz.
- Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer: İnsanlar ne kadar güçlü veya başarılı olurlarsa olsunlar, sonunda herkesin aynı kaderi paylaşacağını ifade eder. Hiçbir insan, ne kadar yükselirse yükselsin, yaşamın kaçınılmaz gerçeklerinden kaçamaz.
- Ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer*: Herkesin gözü güzel üstündedir. Güzel, kıskançlıkları üstüne çeker.
- Ağaç sevgisi olmayanda evlat sevgisi olmaz: Ağaçlara ve doğanın güzelliklerine acımasız davranan insan, kendi çocuklarına da gereken sevgi ve şefkati göstermez.
- Ağaç yaprağıyla gürler (güzeldir)*: İnsanlar ancak, akrabaları, yakınları ve yandaşlarıyla birlikteyken değerli ve güçlüdür.
- Ağaç yaş (fidan) iken eğilir*: İnsan, ancak küçük yaşta kolay eğitilir. Büyüdükten sonra ona yön ermek zordur.
- Ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin*: Erkek evlat meyve veren ağaç gibidir, günü gelince evin geçim yükünü hafifletir.
- Ağaç yurdun gelinidir:
- Ağaç bir yeri çok güzel gösterir.
- Ülke güzelliğinin en büyük unsuru ağaçlardır.
- Ağaçla kabuğu arasına parmak sokulmaz: Bazı şeyler gizli kalmak zorundadır, bu konuda fazla meraklı olup o işe burunu sokan zarar görebilir.
- Ağaçlı köyü sel basmaz: Ağaçlandırılmış bölgeler, toprak kayması, sel basması gibi doğal afetlerden fazla zarar görmez.
- Ağaçsız köy saçsız kadına benzer: Saç kadını nasıl güzel ve çekici gösteriyorsa ağaç da bir köyü bir yerleşim yerini en güzel gösteren unsurdur.
- Ağaçsız memleket, duvaksız geline benzer: Ağaçlar, bir memleketin zenginliği ve doğal servetidir. Ağaçsız bir memleket, duvaksız bir gelin gibi eksik ve yetersizdir.
- Ağaçtan düşen, dalına sarılır: Zor durumda kalan kişinin ilk olarak en yakınındakilere veya güvendiği insanlara sığındığını ifade eder.
- Ağaçtan maşa olmaz*: Herkes ancak yeteneğine denk işlerin üstesinden gelebilir, yeteneğini aşan işlerde başarılı olamaz.
- Ağaçtan maşa, çakaldan (abdaldan) paşa olmaz*: Yeteneksiz, beceriksiz kimse önemli işlerde kullanılamaz.
- Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş*: Kişiye en büyük kötülük, nankör yakınlarından gelir.
- Ağaca (taşa) çıkan keçinin dala bakan (ağaca çıkan) oğlağı olur*: Küçükler büyüklerden gördüklerini taklit ederler.
- Ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz*: "Davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısı yok" anlamında kullanılan bir söz.
- Ağaca dayanma kurur (çürür), adama (insana) dayanma ölür (Ağaca dayanma bükülür, suya dayanma dökülür)*: Hiçbir destek sürekli olmaz. Kişi önce kendine güvenmelidir.
- Ağacı çok olan köyün mezarı az olur: Bol ağaç ve yeşilliğin sağlığı ve huzuru artırdığını, dolayısıyla insanların daha uzun ve sağlıklı yaşamasına katkıda bulunduğunu ifade eder. Bu nedenle, ağaçların ve yeşil alanların önemini vurgular.
- Ağacı çok olan yere kıtlık gelmez: Ağaçlandırılmış topraklarda kuraklık tehlikesi olmadığından, her zaman verimli olur ve bol ürün elde edilir.
- Ağacı güzel yapan yapraklarıdır: Yapraklar ağaca nasıl güzel bir görünüm veriyorsa, iyi ve temiz giyim de insanı daha güzel ve çekici gösterir.
- Ağacı kesersen dibine düşer: Yapılan bir eylemin sonuçlarının genellikle doğrudan ve en yakındaki kişileri etkilediğini ifade eder. Tıpkı kesilen bir ağacın dibine düşmesi gibi, bir işin sonuçları da en yakın çevreye zarar verir.
- Ağacı kurt, insanı dert yer (kemirir)*: Kurdun ağacı içten kemirip çökertmesi gibi, dert de insanı yıpratır, çöktürür.
- Ağacın kurdu içinde olur*: Bir toplumu asıl, içinden kemiren sinsi güçler yıkar.
- Ağacın yemişini ye kabuğunu soyma:
- Meyve veren ağaçlardan faydalanırken onlara zarar verilmemelidir.
- İnsan yararlandığı bir şeyi hor kullanırsa kısa sürede işe yaramaz hale getirir.
- Ağacın serti, insanın merdi: İnsanların sadece dış görünüşlerine değil, daha çok karakter ve içsel değerlerine odaklanılması gerektiğini anlatır.
- Ağacın yapraklısı, yaprağın meyvelisi: En değerli veya verimli olan şeylerin en çok tercih edildiğini veya arzu edildiğini vurgular (?).
- Anası ağaca çıkarsa kızı budak budak gezer: Kız çocuğu annesinin davranışlarını taklit ederek kendini ona benzetmeye çalışır.
- Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlıktır: Acele ile yapılan işlerin sonunda pişmanlık duymak vardır.
- Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama*: "Sonunu düşünmeksizin aklına eseni yapan, herkese sataşan kimse bu davranışının büyük zararlarını görür" anlamında kullanılan bir söz.
- Altın kapılının ağaç kapılıya işi düşer: Varlıklı ve güçlü kimselerin bile bazen daha mütevazı veya fakir insanlara ihtiyaç duyabileceklerini ifade eder. Her insan, statüsü ne olursa olsun, bir gün yardıma veya dayanışmaya ihtiyaç duyabilir.
- Ardıç gölgesi kardeş gölgesi, söğüt gölgesi yiğit gölgesi: Ardıç ağacının gölgesi, kardeşlerin sağladığı rahatlık ve güveni temsil ederken, söğüt ağacının gölgesi ise yiğitlerin, cesur ve güçlü kişilerin sağladığı korumayı ve desteği simgeler. Bu atasözü, kardeşlik ve yiğitlik gibi farklı ilişki türlerinin önemini vurgular.
- Armut ağacı elma vermez: Herkesin ve her şeyin kendine has bir niteliği veya kapasitesi olduğunu ve bu yüzden herkesin veya her şeyin aynı sonucu veremeyeceğini anlatır.
- Aşısız bağa, ağaçsız dağa güvenme: Aşısız bağın meyve vermemesi ya da ağaçsız dağın korunaksız olması gibi, gerekli önlemler alınmadığında veya gerekli hazırlıklar yapılmadığında, umulan fayda veya güvenliğin sağlanamayacağını anlatır (?).
- Balta değmedik ağaç olmaz*: Zarar görmeyen, başına felaket gelmeyen kimse yoktur.
- Baltanı taşa çal da, ağaca değme: Bir ağaç büyütmek çok zaman alacağı için, zamanla yok edilen ağaçları tekrar yetiştirmek oldukça zordur.
- Baş kes yaş kesme: Ağaç kesmek, insan öldürmek kadar büyük bir suçtur.
- Bir ağacın dibinde bir sürü, koyun yatar/barınır: Bir kişinin ürettiği şeylerden pek çok kişi yararlanabilir.
- Bir ağaç dikmek bir yıllık ibadete bedeldir: Sağladığı yararlar bakımından ağaç dikmek, insanoğlunun bir nevi kutsal görevidir.
- Bir ağaçta gül de biter, diken de*: "Bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da" anlamında söylenen bir atasözü.
- Bir ağaçtan hem camiye direk, hem kenefe kürek olur: İnsan çocuğunu iyi yetiştirir, iyi bir eğitim sağlarsa, topluma faydalı bir insan olur, eğer ilgilenmez kendi haline bırakırsa, işe yaramaz serseri biri olur çıkar (kenef: tuvalet).
- Bir vuruşla ağaç devrilmez*: Olumlu bir sonuç elde etmek için, tek bir girişimle yetinmemeli, o işe devam edilmelidir.
- Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz*: Her şeyin bir değeri vardır; yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıdır.
- Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz*: Kötü gereçle iyi iş görülemez.
- Eğri ağaç doğrulur, ama eğri insan doğrulmaz: Yanlış bir iş düzeltilebilir. Fakat kusurlu insanı yola getirmek zordur.
- Eğri ağaçsız orman olmaz: Bir toplumdan kötü, işe yaramaz kimseler de çıkabilir. Ama bu bütün toplumun öyle olduğu anlamına gelmez.
- Erik ağacından saz olmaz: Yapılacak işin güzel olması için kullanılan malzemenin kaliteli olması gerekir.
- Halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun*: Her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahip olmalıdır.
- Her ağacın meyvesi olmaz*: Dıştan başarılı, üretken gibi görülen herkes gerçekte öyle olmayabilir.
- Her ağaç kökünden kurur (çürür)*: Bir topluluğun dayandığı temel bozulursa o topluluk bozulur.
- Her ağaçtan kaşık (düdük, yay) olmaz*: Özelliği olan ve yetenek isteyen bir iş için sıradan birisi kullanılamaz.
- Her uzun ağaç selvi değildir: Dış görünüş itibariyle birbirine benzeyenlerin özellikleri farklı olabilir.
- Hünersiz adam (cahil adam) meyvesiz ağaca benzer: Yeteneksiz kişi hiçbir işe yaramaz.
- İncir babadan, zeytin dededen (kalmalı): İncir ağacından kısa sürede ürün alınmaya başlandığı halde, zeytin ağacından ürün almak için daha uzun süre beklemek gerekir.
- İnsan evlenmekle, ağaç aşılanmakla döl alır: Aşılanan ağaç dallanır, budaklanır, gelişip büyür. Tıpkı evlenen insanlar çocuk yaparak soylarını sürdürdükleri gibi.
- İnsanın gösterişi kumaş, ağacın gösterişi yaprak: Ağaçlar yapraklarıyla nasıl daha güzel görünüyorsa, iyi bir giysi de insanı olduğundan daha güzel gösterir.
- Kavak ağacından odun, halayıktan kadın olmaz: Kötü malzemeyle iyi iş üretilmez. Aynı şekilde başkalarına hizmetçilik yapan kişi de varlıklı, soylu birine eş olmaz.
- Kuru ağaç eğilmez, kart meşe bükülmez: İnsana iyi bir terbiye, iyi bir eğitim çocuk yaşta çok kolay aşılanır, büyüdükten sonra çok zor olur.
- Kuru ağaç gölgesine sığınılmaz: Kendini zor geçindiren kimselerden yardım umulmaz.
- Meşe ağacına gül aşısı tutmaz: Uyumsuz veya birbirine uygun olmayan şeylerin bir araya getirilmeye çalışıldığında başarılı olamayacağını ifade eder.
- Meyve ağacına herkes hizmet eder: Varlıklı ve eli açık kimseler kendilerine hizmet edene bol bahşiş verdikleri için onların hizmetinde çalışmak isteyen çok olur.
- Meyve, ağacından uzak düşmez:
- İnsanın en çok yakınlarına ve çevresindekilere faydası olur, olmalıdır anlamına gelen söz.
- Herkes kendi soyunun özelliklerini taşır.
- İnsan, kendi ailesi ve yakınlarından uzakta yaşamak istemez.
- Meyve, ağaç dalında, çocuk ana kucağında yaşar: Ağaç nasıl meyvesini besler büyütürse, çocuğunda büyüyüp yetişmesi için mutlaka bir anneye ihtiyacı vardır.
- Meyve veren ağaç taşlanır*: Bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimseler kıskanılır, eleştirilir ve işlerini yapmaları zorlaştırılır.
- Meyvesiz ağaç olur ama gölgesiz ağaç olmaz (Her ağacın gölgesi var): Herkesin veya her şeyin belli başlı özellikleri veya faydaları olabileceğini, ancak hiçbir şeyin tamamen işe yaramaz veya değersiz olmadığını vurgular.
- Oduncunun gözü ağaçtadır: İnsanların genellikle kendi çıkarlarına veya ihtiyaçlarına yönelik şeylere odaklandıklarını ifade eder.
- Öd ağacından kaşık olur, ama tarhana içilmez: Kötü nitelikli veya amacına uygun olmayan araçlarla yapılan işlerin yeterince iyi sonuç vermeyeceğini ifade eder. Yanlış araçlarla iş yapılsa da istenilen başarı elde edilemez.
- Öldüğüne bakmaz da ceviz/koz ağacından tabut ister/vasiyet eder: Yokluk ve sıkıntı içine düşmüş kendini beğenmiş kişiler bulduklarıyla yetinecekleri yerde hala her şeyin iyisini ve lüksünü ister.
- Susuz ağaç meyve vermez: "İhtiyaçları karşılanmayan kişiden verim alınmaz" anlamına gelen bir atasözü.
- Ulu ağacın gölgesi uzağa düşer: Önemli mevki sahibi kimseleri bulundukları çevreden daha uzak yerlerden bile tanıyanlar çıkar.
- Ulu ağacın gürültüsü dal ile, mutlu evin yakışığı döl ile*: Bir ağacın dal budak salarak gürleşmesi gibi bir ailenin mutluluğu da yetiştirdiği çocuklarla pekişir, gürleşir.
- Ulu dağ başında, ulu ağaç dibinde: Herkesçe istenilen yüksek bir mevkiyi anlatır (?).
- Yaş ağaca balta vuran el onmaz: Yaş ağaç, canlılığı ve zararsızlığı simgelerken; ağaca vurulan balta, bu masumiyete karşı yapılan kötülüğü temsil eder ve bunu yapan kişinin feraha ulaşamayacağını ve bu tür eylemlerin er ya da geç kişiye zarar olarak döneceğini anlatır.
- Yaş kesen baş keser: Çeşit çeşit yararları olan ağacı sadece odun sağlamak için kesen insan canına kıymış gibi büyük bir suç işlemiş olur.
- Yemişsiz ağaca taş atmazlar*: Bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimselere genellikle sataşılır.
Soru ve Yorumlar: 31
Elinize Sağlık :) :)
Teşekkürler
Soru/Yorum Formu
»