Karga nedir ne demektir? Karga ile ilgili deyimler atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0

karga (I)


Kameraya doğru bakan bir karganın yandan görünüşü
Karga
  1. (zooloji) Kargagillerden, geniş kanatlı, parlak kara tüylü, tarla ve bahçelere çok zarar veren, sürü halinde gezen uçucu ve ötücü bir kuş: Kargalar çok akıllı hayvanlarmış. Bunu ben demiyorum, bu işle uğraşanlar söylüyor. "Besle kargayı oysun gözünü" sözü de karganın akıllılıkta, kurnazlıkta ademoğullarına ne kadar benzediğini gösterirmiş. (N. Hikmet)

  • Karga yuvası: (denizcilik) Kimi gemilerin pruva direklerinde görülen gözcü barınağı.
  • Karga yürüyüşü: (spor) Çömelik duruşta, arada bir çift ayakla sıçrayarak yapılan yürüyüş.


karga (II)


  1. Bir şeyin asıl durumunu yitirerek baş aşağı olması.
  2. (denizcilik) Yelkenleri indirip toplamak.

  • Karga etmek:
    1. Tulumbanın kurumuş kösele supaplarını şişirmek için üzerinden su döküp kolu çalıştırmak.
    2. (denizcilik) Bir geminin serenlerini daha az yer tutsun diye ya da yas işareti olarak eğik bir duruma getirmek.
  • Karga tulumba:
    1. Birkaç kişi birini yakalayıp elleri üstünde havaya kaldırarak: Bir süre karga tulumba taşıdıktan sonra sedye ve ambulansa bindirerek sargı yerine ulaştırdık. (A. Denizli)
    2. İte kaka, zor kullanarak: Öyleyse, neden adamlarınız beni insan gibi davet etmek yerine yumruklarını konuşturmayı seçtiler? Neden karga tulumba buraya getirildim? (İlgili cümle kaynağı: Y. Yörük)


Karga ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "karga (I, II)" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

Uçan siyah bir karganın yandan görünüşü
Karga
  • Karga b*kunu yemeden: (kaba) Çok erken bir saatte: Kim bilir derdi neydi de karga b*kunu yemeden damlamıştı buraya. (Ö. Deligöz)
  • Karga derneği: Aşağılık, budala adamlar toplantısı; düşkünler, serseriler meclisi; işe yaramaz kimseler kalabalığı: Hatta vaka, İbrahim Kethüda'ya haber verildiği zaman: " O makūle hazelenin cemiyeti karga derneğidir. Çendan mühimsenecek madde değildir." diye aldırış etmek dahi istememişti. (S. Ayverdi)
  • Karga gibi: Çok zayıf, kara kuru kimse: Açlıktan ölmek üzere bir karga gibi bir deri bir kemikti.
  • Karga gibi leşe konmak: Menfaat gördüğü yere çullanmak: Çağrılmadıkça kimsenin, sofrasına gitme. Karga gibi leş peşinde koşma. Alçaklardan iyilik umma... (F. Attar)
  • Karga sekmez: Issız yer: Bu dağlarda kuş uçmaz, hayvan gezmez, karga sekmez...
  • Karga taşlamak: (argo) Bir bayana sataşmak, sarkıntılık etmek: Sus, sus Hüsrev'i karga taşlarken yakaladım. (F. Develioğlu)
  • Karga tulumba etmek: Birkaç kişi, birini kollarından bacaklarından tutup kaldırmak: Kamil Bey'i de atıverdiler içeri karga tulumba edip. (D. Ceyhun)
  • Kargadan başka kuş tanımamak: Bildiğinden veya öğrendiğinden kesinlikle şaşmamak: "Kargadan başka kuş, Şişhane'den başka yokuş bilmem" ya da "Dediğim dedik, çaldığım dilli düdük" anlayışı ile hareket edebilir. (M. Uslu)
  • Kargayı bülbül diye satmak: (deyiminin anlamı) Kötü bir şeyi başkasına iyi diye yutturmak, çirkini güzel göstermeye çalışmak: Kargayı bülbül diye satıyor; sihirbaz mıdır nedir bilmem? Halkın gözünü boyuyor da, zırvayı te'vil edip zerde yapıyor. (M. Aksoy)
  • Alacağına şahin vereceğine karga: Alacağını koparıp alan, borcunu savsaklayan kimse: Alacağına şahin, vereceğine kargadır. Sakın kolunu kaptırma, kurtaramazsın. (H. F. Gözler)


Karga ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "karga (I)" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Karga bülbül gibi ötmez: Görgüsüz, kaba kimselerden güzel, hoşa giden davranışlar beklenmez.
  • Karga dudu, şap seker olmaz: Bir şeyin özü değişmez, kaba insan nasıl kibar davranamazsa, ekşi ve buruk şeylerde insana tat vermez (dudu: tatlı dilli, şap: tadı buruk bir madde).
  • Karga gül dalına konmakla bülbül olmaz: Aptal, kaba insan çevresini değiştirmekle kişiliğini değiştiremez.
  • Karga ile konuş pislik ye, şahinle konuş et ye: Kötü kimselerle arkadaşlık edenin başı sürekli belaya girer; iyi insanlarla arkadaşlık eden onlardan çok fayda görür.
  • Karga karganın gözünü oymaz: Huyları aynı olan kimseler aynı duyguları paylaştıkları için birbirlerine kötülük etmezler.
  • Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış*: (atasözünün anlamı) İmrendiği kişinin yaptığını yapmaya kalkışan yeteneksiz biri hem başarısız olur, hem de kendi doğal davranışını yitirip gülünç duruma düşer.
  • Karga kendi gözünde kartaldır: Değersiz ve kendini beğenmiş kişi her konuda kendisini başkalarından üstün görür.
  • Karga leşten, şahin etten bahseder: Herkesin hoşlandığı ve ilgisini çeken şeylere özlem duyduğunu ifade eder. Kişilerin ilgi alanlarının ve zevklerinin farklı olduğunu ve her bireyin kendi beğenilerine göre konuştuğunu vurgular.
  • Karga mandayı (saksağan danayı) babası hayrına bitlemez*: Başkasına bir hizmette bulunan kimsenin kendisinin de bir çıkarı var demektir.
  • Yuva içinde karga yumurtaları
    Karga yumurtası
    Karga nereye gitse yine siyah yumurtlar: Görgüsüz, cahil, beceriksiz kimseler nereye giderse gitsinler huyları yine de değişmez.
  • Karga öküzün başını kendi kârı için bekler: Çıkarcı kişiler birine iyilik yapıyorsa mutlaka o işten bir çıkarları vardır.
  • Karga sabun çalsa da yüzü kara, çalmasa da: Yaptığı kötü işlerle tanınan kişi kendini ne kadar iyi göstermeye çalışsa da toplumun gözünde o yine kötü bir kişidir.
  • Karga şakırdamış bülbülüm sanmış: Bir ustayı taklit eden bilgisiz veya yeteneksiz bir kişinin, kendisini ustaymış gibi görmesini ifade eder. Yeteneksiz birinin, ustalık gerektiren bir işi yaparken kendisini yanlış bir şekilde başarılı veya yetkin sanmasının anlamsızlığını ve yanıltıcılığını vurgular.
  • Karga yavrusuna bakmış, "benim ak pak evladım" demiş*: Kişi, ne denli kusurlu ve çirkin olursa olsun, kendisinin olan bir şeyi kusursuz ve çok güzel bulur.
  • Kargadan korkan bakla ekmez: Risk almayı veya zorluklarla baş etmeyi istemeyen kişilerin, büyük kazançlar elde etme şansını kaçırabileceğini ifade eder.
  • Karganın gönlünden şahinlik geçermiş: İnsanlar daima kendilerinde olmayan özelliklerin özlemiyle yaşarlar.
  • Karganın yavrusu şahin olmaz: Sıradan veya düşük niteliklere sahip birinin, olağanüstü veya yüksek niteliklere sahip birini yetiştiremeyeceğini ifade eder.
  • Kargayla gezen b*ka (pisliğe) konar*: Kötü veya olumsuz insanlarla vakit geçiren birinin, sonunda kendisini de kötü veya olumsuz durumlar içinde bulacağını ifade eder.
  • Alacağım olsun da alakargada olsun (Alakargada alacağım olsun, alamazsam gözümü oysun)*: Borçluyla uğraşmak durumunda kalınsa bile alacaklı olmak, borçlu olmaktan yeğdir.
  • Besle kargayı, oysun gözünü*: Elinde büyüttüğün veya iyilik yaptığın kişi gün gelip sana nankörlük edebilir.
  • Bir yere konmuş beyaz bir karganın arkadan görüntüsü
    Beyaz karga
    Beyaz karga da nadir ama isteyeni de nadide: Seyrek bulunan her şeyin mutlaka değerli veya arzu edilen bir şey olmadığını ifade eder. Sadece nadir bulunmasının, bir şeyin değerli veya istenilir olmasını garanti etmediğini vurgular.
  • Bin kargaya bir sapan taşı yeter: Korkan kimselerden meydana gelmiş bir topluluğu korkutup kaçırmak için küçük bir müdahale yeterlidir.
  • Bülbülle konuşan güle, kargayla konuşan küllüğe (çöplüğe): İyi huylu kimselerle arkadaşlık yapan iyilik etmeyi, kötü huylu kimselerle arkadaşlık yapan da kötülük yapmayı öğrenir.
  • Çocuklu kadın, kargalı çınar, civcivli tavuk: Çocuklu dişi canlılar çocuğuna zarar verecek tehlikeler karşı nasıl hırçın ve yırtıcı oluyorsa, ağaçlar da üzerlerine konan kuşların korunmasını ve saklanmasını sağlar.
  • Çok süren ikbal beyaz kargaya benzer:
    1. Uzun süren başarı veya talihin nadir bulunduğunu ifade eder. Kalıcı ve sürekli başarının nadir ve ender rastlanan bir durum olduğunu vurgular.
    2. Sürekli ertelenen, zamanında yapılmayan hiçbir işten hayır gelmez.
  • Eceli gelen karga kırılmış dala konarmış: Başına dert arayan kişilerin sürekli tehlikeli işlerle uğraştıklarını ve sonunda da kötü bir durumla karşılaşacaklarını vurgular.
  • Eldeki bülbülden bendeki karga: Başkasına ait değerli bir şeyin kişiye fayda sağlamayacağını, bu yüzden kişinin daha az değerli bile olsa kendine ait şeylerle yetinmesi gerektiğini ifade eder.
  • Kaz uçar, karga konar: Becerikli, yetenekli veya akıllı kişilerin ilerleyip yükseldiğini, beceriksiz veya yeteneksiz kişilerin ise geride kaldığını ifade eder. İnsanların yeteneklerine ve çabalarına göre farklı yerlere geldiklerini vurgular.
  • Kılavuzu karga olanın burnu b*ktan çıkmaz (kalkmaz)* (Kılavuzu karga olanın başı dertten kurtulmaz): Kötü veya cahil bir rehber veya lider seçen kişinin sürekli sorunlarla karşılaşacağını ve kötü durumlarda kalacağını ifade eder.
  • Leşin bulunduğu yerde karga da bulunur: Bir yerde sahipsiz ve yararlı bir şey varsa, orası ondan faydalanmak isteyen açgözlülerle dolar.
  • Ne tarlam var, ne de kargadan davam: Fazla bir varlığı olmayan insanın ne mal kaybetme korkusu olur ne de malın neden olacağı sıkıntılarla uğraşır.
( 0 soru/yorum )