|
Köprü |
-
Aralarında su, çukur arazi ya da demiryolu gibi engeller bulunan iki yakayı birbirine bağlayarak, yolu bir yandan öte yana geçmek için yapılan ahşap, taş, beton ya da demir yapı: Meriç üzerinde, Birinci Dünya savaşı esnasında Almanlarca yapılan taş ayaklı demir köprü vasıtasıyla geçilen nehir... (A. K. Balkanlı)
- (mecazi) İki şey arasındaki bağı ya da ilişkiyi sağlayan şey: Doğu ile batı arasında "köprü" işlevi gören ülkemiz... (A. Delikara)
 |
Gemi köprüsü |
(denizcilik) Geminin önünü ve yanlarını görecek bir yükseklikte ve genişlikte sancaktan iskeleye kadar (geminin sağından soluna kadar) uzanıp bazen iki yandan da taşan kumanda yeri: Kaptan yeniden dürbününü aldı, geçitteki akıntıların yönünü dikkatle inceledi; sonra, köprüde yanı başında duran dümenciye "İskele sancak!" talimatı verdi. (J. Verne)
 |
Diş köprüsü |
(hekimlik) Olmayan dişlerin yerini doldurmak ya da takma dişleri diğer dişlere sağlam bir biçimde tutturmak amacıyla yapılan, genellikle sabit diş protezi.
- (spor) Güreşte pehlivanın, sırtının yere gelmesini (deymesini) önlemek için başına ve ayaklarına dayanarak aldığı durum.
 |
Köprü hareketi |
(spor) Vücudun, sırt yere dönük olarak el ile ayak tabanı, baş ile ayak tabanı ya da el ile diz, baş ile diz dayanak yüzeyleri arasında yay biçiminde dayalı bulunduğu durum.
- (teknik) Herhangi bir eşyanın üzerinde onu oluşturan parçaları birleştirmek amacıyla sıkılan yarım halka ya da halka biçimindeki demir bağ.
- (Pantolona) Kemer ve bel kayışlarının kaymaması için konulan ufak parça.
- (fizik) Dört kolunda dört devre elemanı (direnç, indüktans, sığa vb.) ve köşegenlerinden birinde akım kaynağı, diğerinde bir ölçü aygıtı bulunan dörtgen biçiminde elektrik devre düzeni.
- (tiyatro) Kerevet üzerine uzun tahtalar dayayarak yapılmış düzenek.
Köprü ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "köprü" sözcüğü geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Köprü altı çocuğu: Gideceği ve kalacağı yeri olmayan, kimsesiz çocuk veya kişi: İki köprü altı çocuğu, burada bir köşede konuşup oynaşıyorlar ye kahkahalarıyla burasını dolduruyorlardı. (S. Derviş)
- Köprü başı: (mecazi) Önemli mevki: Arnavutluk havalisinde bir köprü başını elinde tutmayı ve yerli halkı kendisine kazanmağı lüzumlu buluyordu. (İ. Soysal)
- Köprü başını tutmak: Çok önemli bir mevkiyi ele geçirmek: Köprü başını tutan ve karşıya kimseyi geçirmeyen bir açıkgöz ayıya herkes dayı demeğe razıdır, karşı kıyıdaki hazineye ulaşabilmek için. (S. Şener)
- Köprüleri atmak: Vazgeçme olanağı kalmayacak yolda kesin bir davranışta bulunmak: Köprüleri attı, artık geri dönüş yoktu.
- Sırat köprüsünden geçmek: Bir iş yapılırken sıkıntılı, eziyetli durumlar içinde kalınmak: Sırat köprüsünden geçiyor Türkiye. Ne Türkiye'si, bütün dünya. (V. Türkali)
Köprü ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "köprü" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Köprüden (köprüyü) geçinceye kadar ayıya dayı derler*: İş bitinceye kadar istenmese de kimi soysuz kişilere saygılı davranılır: "Her şeye kafa tutmaya kalkma. Bazen boyun da eğeceksin, köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı diyeceksin" sözleri uğuldadı beyninde ve babasının asık suratı belirdi. (M. Buyrukçu)
- Köprünün altından çok su geçti (sular aktı)*: Çok zaman geçti, koşullar epey değişti: Elbet sözünü ettiğim o dönemden bu yana çok şeyler değişti, köprünün altından çok sular geçti. (İlgili cümle kaynağı: C. Çetin)
- Akıllı köprüyü arayıncaya (aşıncaya) dek deli suyu geçer*: Tedbirli kişi sağlam yol ararken, atak kişi sonuca daha çabuk ulaşır.
- At binenin, kılıç kuşananın, köprü geçenindir: Başarıya ulaşmak için çaba göstermenin ve risk almanın gerekli olduğunu ifade eder. Değerli bir şeye sahip olmak için, o şeye uygun emek ve beceri göstermek gerekir.
- Ayranı yok içmeye, gümüş köprü ister geçmeye: Bazı insanlar gösteriş için, içinde bulundukları yokluğa sefalete aldırmadan fiyaka satmaya kalkarlar.
- Bu dünya bir köprüdür, gelenler geçer: Sonsuz yaşamımızda Dünya'nın geçici bir yer olduğunu ve herkesin bir gün bu dünyadan ayrılacağını ifade eder. İnsanların bu geçici hayatta yaşadıkları süre boyunca yaptıklarıyla anılacaklarını hatırlatır.
- Buluttan buluta köprü kurulmaz: Gerçekçi olmayan hedeflerin peşinden koşmanın anlamsız olduğunu ifade eder. Hayal dünyasında yaşayıp imkânsız şeyleri gerçekleştirmeye çalışmanın sonuçsuz kalacağını anlatır.
- Denize köprü atılmaz: Olmayacak işler için çaba harcanmaması gerektiğini ifade eder. Yani, yapılması imkansız veya mantıksız olan şeyler için uğraşmak boşunadır.
- Elin geçtiği köprüden sen de geç: Herkesçe denemiş ve onaylanmış yollardan gitmenin, genellikle daha güvenli ve başarılı olacağını ifade eder.
- Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni*: Namerde karşı minnet altında kalmaktansa sıkıntıya katlanmanın daha iyi olduğunu ifade eder.
- Gönül gönüle köprüdür: İnsanlar arasındaki sevgi ve anlayışın, aralarındaki mesafeleri ortadan kaldırabileceğini ifade eder. Gönülden bağlanan kişiler, fiziksel uzaklık olsa bile birbirlerine her zaman yakın hissederler.
- Gözünü aç da köprüyü geç: Yapacağın iş tehlikeliyse bütün dikkatini o işe ver, başka bir şey düşünme.
- Herkesin geçtiği köprüden sen de geç*: Toplumun tuttuğu yoldan ayrılmamak gerektiğini öne süren bir atasözü.
- Kızı ver, köprü kes: Kız evlendirdikten sonra onun evine az gidip gelmenin doğru olduğunu ifade eder. Evliliğin ardından çiftin kendi hayatlarını kurmaları gerektiğini vurgular.
- Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye (Gün olur geçit vermez geçmeye, gün olur su bulunmaz içmeye)*: İnsanların hayatlarındaki fırsat ve kaynaklar arasında büyük farklılıklar olabileceğini ifade eder. Bazıları ihtiyaçlarına ulaşamazken, bazıları için ise her şey kolayca erişilebilir haldedir.
- Muhannes köprüsünden geçmekten düşüp suya boğulmak yeğdir: Mert olmayan kimselerle arkadaşlık yapıp onlara muhtaç olmaktansa, ölmek daha iyidir (muhannes: Kalleş, korkak, alçak, namert kimse).
- Sen köprü olursan herkes üstünden geçer: Kişinin sürekli fedakârlık yapıp kendi haklarını savunmadığı durumda, başkalarının bundan faydalanacağını ifade eder. Her zaman alttan almanın, insanların sınırlarını zorlamasına neden olacağı anlatılır.
- Ulular köprü olsa basıp geçme*: Saygı duyulan kimseler toplumda gereken yerlerinde bulunmasalar, hatta birçoklarınca çiğnenseler bile, sen onlara olan saygını azaltma.
Köprü ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Köprü ayağı: Kemerli bir köprüde, kemerin basıncını taşıyan bölüm.
- Köprü başı: (askeri terim) İlerlemek için çıkılan elverişli kıyı: Osmanlı öncü kuvvetleri, karşı kıyıda bir köprü başı ele geçirdi. Emniyetle nehrin karşı tarafına geçti. (İ. Sarı)
- Köprü desteği: Kaya blokları ya da birbirine bağlanmış kazıklar üzerine oturan köprülerin kıyı ayağı.
- Köprü kurmak:
- Akarsu vb. engel üzerine köprü inşa etmek.
- (spor) Elleri arkadan yere dayayıp ayak uçlarına basarak vücudu yay gibi germek.
- Köprü mahmuzu: Köprü ayaklarının su akıntısına karşı dayanıklı olması için suya gelen yanlarına köşeli ve sivri olarak taştan yapılmış çıkıntı.
- Köprü omuzlaması: Köprü ayağı.
- Köprü sahanlığı: Köprü orta kısımlarında iki yana çıkıntılı bölüm.
Soru/Yorum Gönder