Kemik nedir ne demektir? İlgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Kemiğin iç yapısını gösteren bir kemik kesiti çizimi
Kemik yapısı
  1. (anatomi) İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan ve kalsiyumdan oluşan beyazımsı sert madde.
  2. Bu maddeden yapılmış, iskeleti meydana getiren türlü biçimdeki katı organların genel adı.
  3. Kemikten yapılmış: Kemik zar. Kemik tarak.


  • Kemikleşmek:
    1. Kemik durumuna gelmek, dokusu kemik doku durumuna geçmek, sertleşmek.
    2. (mecazi) Gelişememek, belli bir durumda donup kalmak: Yeni senaryo yazarları ... birbirinin aynı film konularının neredeyse kemikleştiği bir yapıyı kırma yolunda epey yol aldılar. (kelime ile ilgili cümle)



İlgili deyimler ve anlamları


Beyaz uzun bir kemik
Kemik
İçinde "kemik" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • (Birinin önüne) Kemik atmak: (hakaret) Susturmak ya da oyalamak için birine bir doyumluk vermek: Çatlak sesi ülkenin içerisinde çıkarmasınlar diye onlara kemik attı. (M. B. Akkoyunlu)
  • Kemik gibi: (deyiminin anlamı) Pek kuru, katı, sert, sağlam: Bazı kuşların gagaları ise kemik gibi sert ve uzundur (İmam-ı Gazali)
  • Kemik yalayıcı: Çıkarcı, dalkavuk: Kemik yalayıcı uyuz bir it mi sandın? Şaşırma sakın: Hürriyet sevdalısı bir Bozkurttur o!
  • Kemiğe (kemiklerine) işlemek: (İstenmeyen şeyler, soğuk, yağmur için) Çok etkilemek: Korku ta kemiklerime işledi. (O. V. Kanık)
  • Kemikleri sayılmak: Çok zayıflamak: Hani derler ya bir deri bir kemik kalmış diye, gencin bütün kemikleri sayılıyordu. Ama zayıf bedenine ve hastalığına rağmen öyle güzel bir gençti ki. (N. Tunç)
  • Kemikleri sızlamak: Ölmüş kimse mezarında huzursuz, rahatsız olmak. Bütün dünya Müslümanlarının halifelik makamı Haçlı askerleri tarafından işgal edilmişti... Fatih Sultan Mehmed'in nurlarla aydınlanmış mezarında kemikleri sızlıyordu. (Ş. Altın)
  • Kemiklerini kırmak: Çok fazla dövmek: Ya meseleyi düzeltip hallederler yahut da kemiklerini kırarım kerataların. (F. Türkoğlu)
( 0 soru/yorum )