Koyun nedir ne demektir? Koyun ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0

koyun (I)


Çimler üstünde beyaz sevimli genç bir koyun ya da kuzu
Koyun
  1. (zooloji) Boynuzlugiller familyasından, tıknaz yapıları, çevik olmayışları, boynuzlarının yassı ve yana doğru kıvrık oluşu ve erkeklerinde sakal bulunmayışıyla keçilerden ayrılan hayvanların genel adı.
  2. (zooloji) Eti, sütü, yapağısı (tüyü) ve derisi için yetiştirilen; damızlık erkeğine koç, dişisine marya, yavrusuna kuzu, bir yaşındakine toklu, iki yaşındakine şişek denilen evcil hayvan.
  3. (mecazi) Verilen emirlere uyan, kendini gösteremeyen kimse: Sözlerinin burasında durdu ve bana doğru eğilerek, yaşam felsefelerinden birini paylaşır gibi konuştu: "Eğer sürüden ayrılmazsan, koyun gibi güdülmekten kurtulamazsın." (U. Koşar)


koyun (II)


  1. Göğüsle giysi arası: Koynundan çıkarttığı küçük torbayı adama verdi.
  2. (Yatmaktayken) Kollar arası, kucak ya da yatak: Kocaman çocuk, hala annesinin koynunda uyuyor.
  3. (mecazi) Şefkatli, koruyucu çevre: Hepimiz bu vatanın koynunda yetişmedik mi?


Koyun ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "koyun (I, II)" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Koyun bakışlı: Bön bakışlı: Bu gözlerinin akı büyümüş, kaşları çatılmış, alnı kırışmış adam, artık ne o koyun bakışlı Sarı Mehmet'e, ne o evliya bakışlı Dağlar Delisi'ne benziyordu. (İlgili cümle kaynağı: A. Z. Kozanoğlu)
  • Koyun gibi:
    1. Bön, budala, şaşkın.
    2. Karar ve davranışlarında başkasına uyan, özgür davranmayan: Bizler böyle değildik, koyun gibi büyütüldük... (S. Alkan)
  • Koyun(II) koyuna: Birbirine sarılmış yatar bir durumda: Her gece baş başa, göz göze, ağız ağıza, koyun koyuna yattığın kim? (F. Dilaver)
  • Koynuna(II) almak:
    1. Biriyle beraber yatmak: Bazen bu yaşımda koynuna aldı uyuttu. (N. Kılıç)
    2. Biriyle cinsi münasebet için yatmak: Seni koynuna aldı değil mi? Söyle. Korkma, bir şey yapacak değilim. (M. Buyrukçu)
    3. (mecazi) Bir yeri kuşatmak: Ses yükseldi, yükseldi, vadileri, dağların doruklarındaki buzulları koynuna aldı! (A. Alat)
  • (Birinin) Koynuna(II) girmek: Biriyle yatıp cinsi münasebette bulunmak: Koynuna girdi, çocuklarını doğurdu, hizmetini etti, bugüne getirdi. (N. Okan)
  • Koynunda(II) yılan beslemek: Koruyup esirgediği bir yakınından kötülük görmek: Yardımcısının yaptıklarını öğrenince dövünmeye başladı. "Geldiğinde açlıktan yıkılacak gibiydi" dedi. "Acıyıp yanıma aldım. Meğer koynumda yılan beslemişim." (Y. Bahadıroğlu)
  • Koyun kaval dinler gibi dinlemek: (deyiminin anlamı) Hiç bir şey anlamadan dinlemek: Duymak, işitmek yetmez; dinle! Öyle dinle ki, ses ve söz önce bilgiye, sonra hikmete dönüşsün. Koyun kaval dinler gibi değil, ağaç topraktan, yaprak yağmurdan suyu çeker gibi dinle. Kulağın kapağı yok, açman gerekmez; aklını aç, kalbini aç, insafını aç ki dinlemiş olasın... (Mevlana Hz.)
  • Bir koyundan iki post çıkarmak: Olması gerekenden daha fazla elde etmek: Böylesi çıkarlarına düşkün olan bu adamlar, bir koyundan iki post çıkarmayı düşünmezler mi? (S. Yaltırım)
  • Eli koynunda(II) kalmak: Çaresiz kalmak: Bir erkek ağlıyor eli koynunda / Sanki idamlıktır ipi boynunda (B. Karakoç)
  • Kurbanlık koyun gibi:
    1. Başına geleceklerden habersiz (kimse): Çoluk çocuk, genç ihtiyar başlarına gelecekleri kurbanlık koyun gibi bekliyorlardı. (M. Niyazi)
    2. Sessiz, yumuşak başlı kimse: Sanmayın ki kurbanlık koyun gibi elim ayağım bağlı, kendimi size bıraktım ben.


Koyun ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "koyun (I, II)" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Koyun can derdinde, kasap et derdinde*: Bir işin sonucunda taraflar hep kendi menfaatlerini düşünürler.
  • Koyun çobansız olmaz: Koyunların korunması ve bakımı için bir çobanın gerekli olduğunu ifade eder. Her şeyin yönetim ve gözetim altında olması gerektiğini, dolayısıyla bir işi yürütmek veya bir şeyi korumak için birinin olması gerektiğini belirtir.
  • Koyun güden kurdu görür* (Koyunu güden kurda kavuşur): Görevini yaparken gereken dikkati gösteren kişi, doğabilecek sorunları sezer.
  • Koyuna ot lazım, kasaba et lazım: Herkesin ihtiyacı ve beklentisi birbirinden farklıdır. Koyun otla beslenir, kasap ise etiyle geçinir.
  • Koyunu çok olan korkusunu geniş etmeli: Çok malı olan hırsızlardan korkmaz ve önlem almazsa mallarını çaldırabilir.
  • Koyunu çok olanın ağılı da büyük olur: Büyük şeylere sahip olanın imkanları da büyük olur.
  • Koyunu kurda emanet etme: Önemli veya değerli bir şeyi, zarar verebilecek veya güvenilmez bir kişiye teslim etmenin yanlış ve tehlikeli olacağını anlatır.
  • Koyunu yüze yetir, el onu bine yetirir*: Başkaları insanın kazancını abartarak anlatırlar.
  • Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler*: (atasözünün anlamı) İstenilen nitelikteki şey bulunamayınca onun daha düşük nitelikte olanı değer kazanır.
  • Koyununu kurda kaptıran çobanın ağzını bıçak açmaz: Bir felaket yüzünden büyük bir zarara uğrayan kişi uzun süre gülmeyi ve neşeli olmayı unutur.
  • Koyunsuz çoban olmaz: Çobanın varlığı ve işlevi, koyunlarla anlam kazanır. Bir kişinin veya şeyin işlevini yerine getirebilmesi için gerekli unsurlara sahip olması gerektiğini anlatır.
  • Açın koynunda(II) ekmek durmaz (eğleşmez): Dar gelirli insan bir köşeye para koyamaz, eline geçeni harcar.
  • Ak koyunu ak ayağından, kara koyunu kara ayağından (asarlar): Her şey kendi özelliğine ve durumuna göre değerlendirilir. Bir şeyi veya kişiyi, özelliklerine göre yargılamak ve ona göre muamele etmek gerektiğini ifade eder.
  • Ak koyunu gören içi dolu yağ sanır* (Ak koyun gördün de içi yağ mı dolu sandın?): Görünüşe aldanıp karar vermemek gerekir.
  • Ak koyunun kara kuzusu da olur*: İyi bir aileden kötü bir adam da çıkabilir.
  • Ata binen kefeni koynunda(II) gerek: Bir işi yapmaya kalkan kimse, gerekli her şeyi gözden geçirmeli ve bütün olasılıkları ve ihtimalleri hesaplamalıdır.
  • Az koyun çok kere sahibini şaşırtır: Genellikle küçük bir şeyin bile beklenmedik sonuçlar doğurabileceğini veya bir şeyin az olmasına rağmen önemli ve etkili olabileceğini anlatır.
  • Bağlı koyun olduğu yerde otlar: İmkânları kısıtlanan kişi istediği gibi verimli olamaz.
  • Barut ile ateş oyunu, terk etmektir kurda koyunu: Tehlikeli ve kontrol edilemeyen unsurlarla uğraşmanın, kötü sonuçlara yol açacağı ve zarar vereceği kesin olan bir duruma yol açacağını ifade eder.
  • Bir ağacın dibinde bir sürü, koyun yatar/barınır: Bir kişinin ürettiği şeylerden pek çok kişi yararlanabilir.
  • Bir koyun çitten atlayınca ötekiler onu izler: Birisi bir iş yaptığı (ve başarılı olduğu) zaman ona özenip aynı işi yapmaya kalkışan başkaları da olur.
  • Bir koyuna ve bin koyuna dahi bir çoban gerek (Bir koyuna da bin koyuna da bir çoban gerek): Her büyüklükteki toplumun, işin ya da varlığın korunması ve yönetilmesi için mutlaka bir yöneticinin, gözeticinin olması gerektiğini belirtir.
  • Bir koyundan iki post/deri çıkmaz: Bir şeyden veya bir kimseden verebileceği en yüksek verimi aldıktan sonra ondan tekrar iş beklemek boşunadır.
  • Boynuzlu koyunun boynuzsuzda hakkı vardır: Genel olarak daha güçlü veya üstün olanların, daha zayıf veya az olanlara karşı adil ve saygılı davranmaları gerektiğini ifade eder.
  • Buğday ile koyun, geri yanı oyun* (Çift ile koyun, gerisi oyun): Çiftçi için buğday ve koyunun önemi büyüktür, başka ürünler onların yanında önemsiz kalır.
  • Cansız koyundan süt sağılmaz: Verimsiz veya işe yaramaz bir kaynaktan fayda beklemenin boşuna olduğunu ifade eder. İnsanlar, değer ve sonuç almak istedikleri iş veya kişilerden fayda sağlayabilmek için onların verimli ve aktif olmalarını beklerler.
  • Çek deveyi güt koyunu, gittikçe beylenirsin: Bıkmadan, yılmadan çalışan emeline kavuşur.
  • Çoban olan koyun gütmek, oğul babanın huyun gütmek gerektir: Bir meslekte çalışan kişi yalnızca o mesleğinin işini yapmalı, çocuk da büyüyünce babası gibi olmayı kendine amaç edinmelidir.
  • Çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu (Lafın azı uzu, çobana verme kızı)*: Ebeveynin, kızını isteyen kişinin yaşam tarzı ve iş alanının, kızının hayatını nasıl etkileyeceğini göz önünde bulundurarak karar vermesi gerektiğini ifade eder. Yani, kişinin iş ve yaşam tarzına göre eşinin de aynı şekilde bir yaşam sürdüreceğini düşünmelidir.
  • Çobansız koyunu kurt kapar*: Koruyucusu bulunmayan kişiyi ve topluluğu düşman ezer.
  • Çok koyunun çok kuzusu olur: Ne kadar çok mal varlığına sahipsen, o kadar çok getirisi olur.
  • Deveye binip koyun arasında gezilmez: Her işin uygun araç ve yöntemlerle yapılması gerektiğini belirtir. Büyük ve güçlü araçlar, küçük ve hassas işler için uygun değildir.
  • Domuzdan domuz doğar, koyundan koyun: Bir şeyin veya bir kişinin karakterinin, niteliklerinin ve davranışlarının, kökeninden veya kaynağından geldiğini ifade eder. Yani, insanların veya şeylerin nitelikleri genellikle kökenlerine uygun olur.
  • El adamı koyun eder, üstelik de meletir: Tanımadığımız insanların ne yapacakları, nasıl davranacakları hakkında fikrimiz olamaz; bu sebeple temkinli davranmamız gerekir.
  • Eline geçti bir koyun, ye doyum doyum: Elde edilen bir imkanı veya kaynağı en iyi şekilde kullanmanın ve ondan faydalanmanın önemini vurgular.
  • Erkek koyun kasap dükkanına yakışır*: Miskin erkek, yaşamaya layık değildir.
  • Faydasız koyunu kurt yesin: İşe yaramayan veya yararlı olmayan şeylerin elden çıkarılmasında sakınca olmadığını ifade eder.
  • Güzelin koynunda(II) sabah tez olur: Güzelle birlikte olmak insana mutluluk verir. Onun için güzelle zaman çabuk geçer.
  • Hak yardım ederse abd-i dûnuna (kuluna), kurt çoban olur onun koyununa: Allah'ın yardımıyla en zor durumların bile kolaylaşacağını belirtir. İlahi destekle, beklenmedik kişiler veya durumlar bile başarılı olabilir.
  • Hem koyunlar tam, hem de kurtlar tok olmaz: Bir yanda koyunların zarar görmeden kalması, diğer yanda ise kurtların doymuş olması beklenemez. Bu atasözü, hayatın bazı durumlarında iki tarafın da tamamen memnun olmasının imkansız olduğunu, bir tarafın kazancının diğer tarafın kaybı olacağını anlatır. Kısacası, her iki tarafın da aynı anda ve tamamen tatmin edilmesinin zor olduğunu vurgular.
  • Her akıl bir olsa, deveyi yeden, koyunu güden bulunmaz:
    1. Herkesin aklı bir olsaydı iyi ve rahat işleri herkes yapmak isterdi. O zaman da zor fakat yapılması zorunlu işleri yapacak insan bulunmazdı.
    2. İşler sadece düşünmekle halledilemez, fiili olarak bir şeyler yapılması gerekir.
  • Her koyun kendi bacağından asılır*: Herkes kendi davranışlarından sorumludur, herkes kendi hatasının cezasını kendi çeker.
  • Her koyun kuzusuna meler: Herkesin kendi çocuğunu, ailesini ya da yakınını öne çıkardığını ve onlara destek verdiğini ifade eder.
  • Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz*: Çeşitli işler farklı yetenekteki kişilerle başarılabilir. Herkes aynı şeyi bilse ve yapabilseydi, geri kalan işleri yapacak kimse bulunmazdı.
  • İti döve döve koyuna yollarsan koyun gütmez: Bir insana zorla iş yaptırmaya kalkarsan iyi bir sonuç elde edemezsin.
  • Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu*: Bir şeye tam güvenmeyip ileride nasıl olacağını beklemek gerekir.
  • Karını kaynına, paranı koynuna(II) emanet et: Erkek karısını sadece karısının kardeşine emanet etmeli, parasını da güvenmedikçe kimseye vermemelidir.
  • Kasabın koyunu besili kalmaz: Başkalarına satmak için bir şey üreten kişi ürettiği şeyi uzun süre elinde tutmaz.
  • Kaybolan (zayi olan) koyunun kuyruğu büyük olur*: Elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür.
  • Kurda acıyan koyuna zulüm eder: Kötü ve hain kimselere acımak toplumda adalet ilkesini bozar; uygun şekilde cezalarını vermek gerekir.
  • Kurda koyun inanılmaz: Bir şeyin yanlış bir kişiye veya doğru olmayan birine teslim edilmesinin sonucunun kötü olacağını ifade eder. Birisinin beklenen sorumluluğu yerine getiremeyeceğini veya zarar verebileceğini bildiği halde ona güvenilmesinin ne kadar yanlış olduğunu vurgular (inanmak: Doğru bulmak, güvenilir bulmak, güvenmek, itimat etmek).
  • Kurt ile koyun dost olmaz: "Ezeli düşmanların dost olmaları çok güçtür" anlamında kullanılan bir atasözü.
  • Kurtla koyun, kılıçla oyun olmaz*: Tehlikeli sonuç verecek şeylerin şakaya gelir yanı yoktur.
  • Malda koyun, insanda kayın sevilir: Bir mal olarak koyunun; insanlar arasında ise kayın ilişkilerinin değerli ve sevilen şeyler olduğunu belirtir. Koyunun ekonomik değeri ve kayınların akrabalar içinde önemli bir yerinin olduğu vurgulanır (kayın: Bir erkeğe göre karısının, bir kadına göre kocasının erkek kardeşi, kayın birader).
  • Oğlan yedi oyuna gitti, çoban yedi koyuna (gitti): Herkesin kendi ilgi alanına yönelik hareket ettiğini anlatır.
  • Oğlun güder, karın sağarsa koyun olur: Ailede herkes kendi görevini yaparsa işler yolunda gider ve bereket artar.
  • Okumuşun ekmeği koynunda(II): Bilgili ve eğitimli kişiler, yetenekleri ve bilgi birikimleri sayesinde iş bulmakta ve geçimlerini sağlamakta genellikle zorluk çekmezler.
  • Ölmüş koyun kurttan korkmaz*: Her şeyini yitiren kişi tehlike anında, onu umursamayan cesur biri olur.
  • Sayılı koyunu kurt kapmaz (yemez)*: Miktarı saptanarak bir kimseye teslim edilmiş olan eşya iyi korunur.
  • Sen ağa, ben ağa, bu koyunu kim sağa*: Herkes ben buyurayım derse işler yüzüstü kalır.
  • Sürüden ayrılan koyunu/kuzuyu kurt kapar*: Ancak topluluğun yardımıyla ve birlikte yapılabilen bir işten ayrılanların zarar görebileceğini anlatır.
  • Sütsüz koyun meleğen olur* (Sütsüz koyun çok meler): Verim sağlayamayan kişi, kendini acındıracak davranışlarda bulunur.
  • Tarlaya saban, koyuna çoban: Her şeyin kendi yerinde ve işinde olması gerektiğini vurgular. Tarlanın iyi işlenmesi için saban kullanılırken, koyunların korunması için çoban gereklidir. Her işin kendi uzmanı tarafından yapılmasının, en iyi sonucu getireceğini ifade eder.
  • Yabancı koyun kenara yatar*: Yeni bir çevreye giren kimse hemen topluma giremez, alınmaz.
  • Yağmurda düşmanın koyunu satılsın, dostun atı: Yağmurdan ıslanan koyun gösterişsiz ve değersiz görünür; buna karşın at daha canlı, daha kıymetli görünür.
  • Yüz koyunlu atam kalmaktan bir yüksüklü anam kalmak yeğdir: İnsanın varlıklı ama şefkat göstermeyen babasından, yoksul ama sevgi dolu anası daha iyidir.
( 0 soru/yorum )