![]() |
Çürük elma |
- Çürümüş olan, bozulmuş, niteliğini yitirmiş olan: Çürük elma. Çürük diş.
- Sağlam ve dayanıklı olmayan: Çürük yapı. Çürük eşya.
- Sağlam bir temele ya da kanıtlara dayanmayan: Biz bugüne değin böyle çürük savlar karşısında gülüp geçtik (H. V. Velidedeoğlu). Çürük dava.
- Vurma, ezilme ya da sıkıştırma yüzünden vücutta oluşan mor leke: Yediği dayaktan bütün vücudu çürük içinde kalmıştı.
- (askeri terim) Son yoklamaları yapılan asker adaylarından sağlık durumu askerliğe elverişli olmayanlara verilen ad.
İlgili birleşik fiil ve kelimeler
- Çürük para: Eskiden resmi değeri on dokuz kuruş olan mecidiyenin kimi yerlerde daha çoğa hesaplanması temeline dayanan saymaca para, sağ para karşıtı.
- Çürük yumurta: Bozulup kokmuş olan yumurta.
- Çürüğe çıkmak (ayrılmak):
- (askeri terim) Silahlı kuvvetlerde görev yapamayacak durumdaki personel, askerlikten bağışlanmak.
- Birinin sağlam olmadığı anlaşılmak.
İlgili deyimler ve anlamları
![]() |
Çürük diş |
İçinde "çürük" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Çürük çarık (çarık çürük): (deyiminin anlamı) Kırık dökük, eski, işe yaramaz.
- Çürük tahtaya basmak (basmamak): Girişilen bir işte uyanık davranmamak yüzünden zararlı çıkmak, aldanmak (çıkmamak, aldanmamak) → Yaş tahtaya basmak.
İlgili atasözleri ve anlamları
İçinde "çürük" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Çürük (bitli, kurtlu) baklanın kör alıcısı olur → Bitli baklanın da kör alıcısı olur.
- Çürük tahta çivi tutmaz: (atasözünün anlamı) Aslında işe yaramaz olan ya da sonradan o duruma gelmiş olan bir şey, ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın işe yarar duruma getirilemez.
- Çürüksüz koz, kemiksiz et olmaz (çürüksüz ceviz olmaz):
- Bir toplumda kötülerinde bulunması olağandır.
- Her işin, her yapıtın eksiği bulunabilir.
Soru/Yorum Gönder