![]() |
Misafir |
- Konuk.
- Bir yere veya birinin evine ziyaret etmek veya kısa bir süre kalmak için gelen kimse.
- Gözün saydam tabakasında herhangi bir nedenle oluşan beyaz leke.
İlgili birleşik kelime ve fiiller
- Misafir ağırlamak: Konuğa gereken ilgiyi göstermek ve ikramda bulunmak.
- Misafir etmek: Geçici bir süre alıkoyarak ağırlamak.
- Misafir gibi oturmak: Bulunduğu yerden her an ve herhangi bir biçimde ayrılmaya hazırmış gibi oturmak.
- Misafir konağı: Köylerde konukları ağırlamak için yapılmış özel yer.
- Misafir odası: Evlerde konukların alındığı oda.
- Misafir profesör: Bir üniversiteye geçici olarak ders vermek üzere gelen profesör.
- Misafir sanatçı: Tiyatro, sinema ya da sahnede asıl sanatçı kadrosunda bulunmamakla birlikte konuk olarak rol alan sanatçı, konuk sanatçı.
İlgili atasözleri ve anlamları
- Misafir kısmeti ile gelir: (atasözünün anlamı) Misafir geldiği evde ya ona da yetecek kadar fazla yiyecek bulunur ya da beklenmedik bir yerden o sırada yiyecek geleceğine inanılır.
- Misafir misafiri (dilenci dilenciyi) istemez (sevmez), ev sahibi ikisini de: Misafir, gittiği yere başka bir misafirin gelmesini istemez. Bazı durumlarda da ev sahibi hiç misafir gelmese de rahatım bozulmasa diye düşünür.
- Misafir on kısmetle gelir, birini yer, dokuzunu bırakır: Misafirin ev sahibine fazla bir yük yüklemeyeceğini, Allah'ın misafirin yediğinden kat kat fazlasını ev sahibine vereceğini anlatır.
- Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer: Misafir, gittiği yerde aklından geçenleri değil, ikram edilenleri yer.
- Misafir üç gün misafirdir (misafirlik üç gündür): Geleneğe göre bir yerde, misafirlik süresi olan üç günden çok kalınırsa, misafirliği bırakıp ev sahibine yardımcı olunmalıdır.
- Misafirin umduğu ev sahibine iki öğün olur: Misafirin hayal ettiği yiyeceklerle ev sahibi kendisine iki öğün sofra hazırlayabilir.
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Gönder