Çocuk nedir ne demektir? İlgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Boyalı ellerini gösteren çok tatlı ve güzel bir kız çocuğu
Sevimli bir kız çocuğu
  1. İnsan yavrusu, çağa: Okul çocuğu. Çocuk sesi.
  2. Bir ana babanın yaptıkları ya da doğacak olan yavru: Kaç çocuğunuz var? İkinci çocuğuna hamile.
  3. (Yaşlı da olsa, arkadaşlar arasında ya da çok yaşlılara göre daha az yaşlılar için) İnsan: Bu Hacı Etem 24 yaşlarında güzel ve kurnaz bir çocuktu. (S. Ali)
  4. Büyüklere yakışmayacak biçimde düşüncesizce davranan, gereğince olgunlaşmamış kimse: Babalar olur ki oğullarından daha çocukturlar. (F. R. Atay)


İlgili birleşik fiiller ve kelimeler


  • Çocuk aklı: Hoş görürlükle karşılanan, çocuklara özgü basit düşünce.
  • Çocuk dünyaya getirmek: Çocuk doğurmak.
  • Çocuk edebiyatı: (edebiyat) Çocukların düşünsel, duygusal ve toplumsal yönden gelişmelerine katkıda bulunmak, gizil yeteneklerini ortaya çıkarmak için yapılan yayınların genel adı.
  • Çocuk gibi:
    1. Yetenekleri gelişmemiş, çocuk kalmış: Çocuk gibi adam.
    2. Kolay kanar, kolay inanır: Sen de çocuk gibisin, o adamın sözüne inanılır mı?
  • Çocuk gibi sevinmek: Çok sevinmek.
  • Çocuk istemek: Karı koca çocuk sahibi olmayı arzulamak.
  • Çocuk işi: Kolay ya da önemsiz iş.
  • Çocuk olmak: Çocuk gibi davranmak, çocuklaşmak.


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "çocuk" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Çocuk oyuncağı: (deyiminin anlamı)
    1. Önem verilecek değerde olmayan.
    2. Kolay iş.
  • Çocuk oyuncağı haline getirmek: Yeteneksiz kimseler karışarak bir işi değerinden düşürmek.
  • Çocukluk etmek:
    1. Çocuksu, çocukça davranışlarda bulunmak.
    2. Gereği gibi düşünmeden toyca davranmak.
  • Çocukluktan çıkmak: Büyümek, çocukluk evresini geride bırakmak.
  • Çocukluğu tutmak: Çocuksu, çocukça davranışlarda bulunmak.


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "çocuk" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Çocuk düşe kalka büyür: (atasözünün anlamı) Çocuğun yürümeye başladığı sırada sık sık düşüp ağlamasına üzülmemelidir, her çocuk büyürken bu aşamalardan geçer.
  • Çocuk seversen beşikte, koca seversen döşekte: Bir kadın ana olarak çocuğuna, eş olarak kocasına herkesin ortasında aşırı sevgi gösterisinde bulunursa toplum bunu hoş karşılamaz.
  • Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider (Çocuğu işe sal, ardınca sen var; çocuğa iş ardına sen düş; uşağı işe koş, sende ardına düş): Çocuk kendisine ısmarlanan işi beceremez. Bu nedenle, ona iş buyuranın da arkasından gitmesi gerekir.
  • Çocuktan al haberi: Bir aile sorunu, ailece gizli tutulan bir şey ya da büyüklerin aralarında konuştukları bir konu çocukların rastgele söyledikleri bir sözle ortaya çıktığı zaman söylenir.
  • Çocuğun bulunduğu yerde kov (Dedikodu, gıybet) olmaz:
    1. Konuşabilen çocuğun bulunduğu yerde, çocuk bu sözleri başkasına ulaştırabilir korkusuyla dedikodu olmaz. → Çocuktan al haberi.
    2. Küçük çocuğun bulunduğu yerde başkasını çekiştirme olmaz. Çünkü herkes çocukla uğraşır, oyalanır; kimse dedikodu yapmaya zaman bulamaz.
  • Çocuğun yediği helal, giydiği haram: Çocuğun iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yeridir. Ama çocuk giyeceğini hor kullandığı, çabuk büyüdüğü için giysileri kısa zamanda küçük gelmeye başlar; bu nedenle çocuklara pahalı giysi almak doğru değildir.
( 0 soru/yorum )