Çiftçi nedir ne demektir? Çiftçi ile ilgili atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Tarlada mutlu bir çiftçi
Çiftçi

Çiftçi, tarımsal üretimle uğraşan ve toprağı işleyerek bitkisel ürün yetiştiren kişidir. Geçimini tarla, bağ, bahçe gibi alanlarda yaptığı üretimle sağlar. Genellikle hayvan besleyerek süt, et gibi ürünler de elde ederler. Toplumların temel gıda ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol oynayan çiftçiler, tarımsal üretim sayesinde ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkıda bulunur.

Çiftçi ve çiftçilik ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde ya da anlamında "çiftçi, çiftçilik" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Çiftçi duyduğunu değil gördüğünü yapar: Çiftçiler çiftçiliğin nasıl yapıldığını babalarının, büyüklerin yanında çalışırken öğrenirler.
  • Çiftçi eğilmeyince evlek doğru olmaz: Her işin zorlukları vardır. O zorluklara katlanmadan başarılı olunamaz (evlek: Tarlanın, tohum ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerinden her biri).
  • Çiftçi isen nadası üçle, koyuncu isen ağılda kışla: Çiftçi toprağına gereken bakımı en iyi şekilde gösterirse mahsul azlığı çekmez. Hayvanlı olan kimse de onlarla aynı şekilde ilgilenmelidir.
  • Çiftçi üç şeyden zengindir; arıdan, karıdan, darıdan: Çiftçinin gelir kaynağını ve refahını sağlayan unsurları vurgular. Arı bal üretir, eş destek verir, darı ise temel besin kaynağıdır.
  • Çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır: Tarımda elde edilen kazanç yılın koşullarına ve ürünlerin verimliliğine bağlı olarak değişse de çiftçi genellikle ne çok zengin olur ne de fakirlik çeker, orta halli bir yaşam sürer.
  • Çiftçinin ambarı sabahın ucundadır*: İyi ürün almak için toprağı işlemek, sürmek gerekir. (→ Zahirenin ambarı sabahın ucundadır)
  • Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane "gelecek yıl" çıkmış*: Çiftçi türlü nedenlerden hiçbir yıl umduğu ürüne elde edemez; onun için hep sonraki yıllara umut bağlar.
  • Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak*: İnsanların isteklerinin çatışmasından endişe etmenin yersiz olduğunu, Allah (c.c.)'ın düzenleyiciliğiyle herkesin hoşnut kılınacağını anlatır.
  • Ağlaya ağlaya eken güle güle biçer (Ağlaya ağlaya çift süren güle güle kaldırır): Çiftçi toprağıyla ne kadar çok ilgilenir, yorulursa, o kadar çok mahsul alır.
  • Alın teriyle sulanmayan tarla göz yaşı ile sulanır: Çiftçi toprağına gerekli özen ve bakımı göstermez, bol bol sulamazsa, ürün alamaz ve üzüntü duyar.
  • Az bağın üzümü az olur:
    1. Kişi az malzemeyle yaptığı işten o kadar az sonuç alır.
    2. Çiftçinin toprağı ne kadarsa ürünü de o kadar olur.
  • Bağsız bahçesiz rençber, tuzsuz aş yiyene benzer: Bir çiftçinin (rençberin) bağ ve bahçe gibi temel tarım araçlarına sahip olmadan, verimli çalışamayacağını, hayatının eksik ve tatminsiz olacağını ifade eder.
  • Baktın martın dokuzu, sal çayıra öküzü: Mart ilkbaharın başlangıcı olduğundan, çiftçilerin de çalışma zamanıdır.
  • Bereket sabanın ucundadır: Çiftçinin bol ve iyi ürün alabilmesi harcadığı emeğe bağlıdır.
  • Cemre yağışıysa yıl yağışlı, hasat bereketli olur: Beklenmeyen yağmurlar çiftçiyi sevindirir, ürünün verimini artırır.
  • Çift edersen bağlanırsın, bağ edersen eğlenirsin: Çiftçilik insanı toprağa bağlar. Bağcılık da işin başından uzaklaşmamayı, orada kalmayı gerektirir.
  • Çift ile koyun, kalanı oyun:
    1. En sağlam iş, çiftçilik ve koyun yetiştiriciliğidir. Başka sanat ve mesleklerin önemi yoktur.
    2. En zor olan, çiftçilik ve koyunculuktur.
  • Dağda bağı olanın çakaldan davası eksik olmaz: Uzak ve ıssız yerlerde tarlası ve bağı olan çiftçi diğerlerinden daha çok tedbirli olmak zorundadır.
  • Ekinci çiftinde gerek: Geçimini çiftçilikle sağlayan insanın çalışma alanı tarlası, bağı, bahçesidir.
  • Ekinci dokuzu harcamazsa on eline geçmez: İyi ürün elde etmek isteyen çiftçi bütün imkanlarını kullanıp, elinden geleni yapmazsa istediği ürünü alamaz.
  • Ekinci kırk yılda biter, bezirgan kırk günde: Çiftçinin ancak kırk yılda kazanabileceği parayı, tüccar kırk günde kazanır.
  • Ektiğine değil aldığına/biçtiğine güven: Çiftçi umduğu hasada göre değil, hasat yapıldıktan sonra elde ettiği ürüne göre harcama yapmalıdır. Ve hayatın tüm alanlarında bu şekilde sağlamcı olunmalıdır.
  • Gök ağlamayınca yer gülmez*: Yağmur yağmazsa mahsul az olur, çiftçi üzülür.
  • Göster gübreliğini, nasıl çiftçi olduğunu söyleyeyim: Bir kişinin işindeki başarısının, kullandığı malzemelerin ve yöntemlerin kalitesine bağlı olduğunu ifade eder. Gübre, tarımda verimi artırdığı gibi, çiftçinin işine verdiği önemi ve başarısını da yansıtır.
  • Havanın bulutu, çiftçiyi güldürür: Bulut yağmur habercisi olduğundan, çiftçiler topraklan için buna sevinirler.
  • İneğin sarısı, toprağın karası*: Çiftçiler açısından ineğin sarı renkte olanı, toprağın da koyu renklisi makbuldür.
  • Kar çiftçinin yorganıdır: Kışın yağan kar toprağın zararlı etkenlerden korunmasını ve dinlenmesini sağlar.
  • Kara kışta karlar, martta yağmaz, nisanda durmazsa değme çiftçinin keyfine*: Kışın kar yağar, martta yağış olmaz, nisanda da çok yağmur yağarsa o yıl bol ürün alınır; çiftçinin yüzü güler.
  • Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür*: Martta yağmur yağar, nisan kurak geçerse nisan ayında ekinler yine gelişmeye başlar. Ama en iyisi, çiftçinin yüzünü güldüren yağmurun nisanda yağmasıdır.
  • Martım çıktı derdim çıktı, keçilerim yaza çıktı: Mart çiftçinin korktuğu aydır. Mart bitince sıkıntılar bitmiş yaz gelmiş sayılır.
  • Martla nisan ağlarsa, rençber güler: Mart ve nisan ayında yağan yağmurlar çiftçileri sevindirir.
  • Martta sürmez, eylülde ekmezsen sabanı bırak: Çiftçilikle ilgili işleri vaktinde görmeyen kişi çiftçiliği bırakmalıdır. Toprağı ekime uygun mevsimde sürmez, ekim zamanı ekmezsen hasat zamanı boşuna ürün beklersin.
  • Martta tezek kuruya, nisanda seller yürüye*: Çiftçi martın yağışsız, nisanın bol yağmurlu olmasını diler.
  • Martta yağmasın, nisanda dinmesin: Martta yağmur yağması ekine çok zarar getirir, nisanda yağarsa çiftçinin yüzü güler.
  • Martta yağmaz, nisanda dinmezse sabanlar altın olur*: Çiftçinin yüzünü güldüren kışın karı, martın kurağı, nisanın yağmurudur.
  • Nisan yağmuru; altın araba, gümüş tekerlek*: Nisan yağmurları bereketi artırır, çiftçiyi zengin eder.
  • Saban dibi sarı altın(dır): Çiftçi sabana sarılıp canla başla çalışırsa bol ürün alır.
  • Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü (sözü) olmaz*: Bir işte emeği ve katkısı olmayan kişilerin, işin sonucuyla ilgili söz hakkının veya etkisinin bulunamayacağını ifade eder. Herkes, katkı sağladığı şeylerden pay alır. Tarlasını işlemeyen çiftçi harman zamanı pek ürün alamaz.
  • Toprağı işleyen, ekmeği dişler*: Toprakla ilgilenen, tarımla uğraşan çiftçinin veya başka bir işte çalışan kişinin, emeğinin karşılığını alacağını ifade eder. Bu atasözü, tarımla uğraşanların emeklerinin meyvesini topraktan alacaklarını ve insanların çaba göstererek hak ettiklerini elde edebileceklerini anlatır.
  • Tuğlacıya güneş, çiftçiye yağmur: Tuğla yapan birisi tuğla yapıp kurutabilmek için güneşli havaya, tarımla uğraşan bir çiftçi ise mahsulünü sulamak için yağmura ihtiyaç duyar. Bu atasözü, her meslek veya durum için farklı koşulların gerekli olduğunu ve herkesin kendi işine uygun koşulları arzuladığını vurgular.
  • Yatık ekin sahibini kaldırır: İyi, bol ve bereketli ürün hasat zamanı çiftçinin yüzünü güldürür.
  • Zemheride kar/yağmur yağmadan kan/zehir yağması iyidir: Zemheride yağan yağmur veya kar, çiftçilerin işini engeller ve o yılın ürünü iyi olmaz.