![]() |
Deli |
- Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan.
- Aklını her zaman yerinde ve gereği gibi kullanamayan.
- (mecazi) Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın.
İlgili birleşik fiil ve kelimeler
- Deli bal (balı): Arıların, zehirli maddeler taşıyan çiçeklerden topladıkları bal.
- Deli balta: Gaddar, zalim kimse.
- Deli bozuk: Günü gününe, sözü sözüne, bir yaptığı öbür yaptığına uymayan.
- Deli çıkmak:
- Çıldırmak.
- (mecazi) Çok sinirlenmek.
- Deli diyenin tepesi delinsin: Kendisinin deli olduğunu ileri süren kişiye karşı söylenen bir ilenme.
- Deli dolu: Sözlerinde ve davranışlarında düşünce payı az olan, ilerisini, gerisini düşünmeden rastgele konuşan, patavatsız.
- Deli duman: Delicesine atılgan.
- Deli fişek: Delişmen ve hoppa.
- Deli gibi: Deliye yaraşır davranışta, delicesine.
- Deli gibi fırlamak: Telaşla, aniden, hızla, oturduğu yerden kalkmak.
- Deli gibi koşmak: Tüm hızıyla koşmak.
- Deli gömleği: Saldırgan delilere, hareketlerini engellemek için giydirilen, kollarını kıpırdatmalarına engel olacak biçimde yapılmış gömlek.
- Delikanlı:
- Çocukluk çağından çıkmış genç ve gürbüz erkek: Hafız'ın getirdiği delikanlı, iyi yüzlü bir genç.
- (teklifsiz konuşmada) Genç erkeklere seslenme sözü olarak kullanılır: Delikanlı, bu yol nereye çıkar.
- ... delisi: Herhangi bir şeye tutku derecesinde düşkün: Araba delisi, oyun delisi.
Bakınız:
Deli İle İlgili Deyimler ve Anlamları.
Deli İle İlgili Atasözleri ve Anlamları.
Soru/Yorum Gönder