- Söz söyleme yeteneği olmayan, konuşma engeli olan, konuşamayan (kimse): Leyla doğuştan dilsizdi, konuşamıyordu. Onunla işaret diliyle anlaşıyorlardı. Kadir Leyla sayesinde daha o yaşta işaret dilini biraz öğrenmişti. (K. Tekgül)
- (mecazi) Ses çıkarmayan, sessiz, az konuşan: Bakışları yürektendi, sevgi doluydu gözleri; / İmanın aydınlığı ile yoğrulmuştu özleri / Vurana elsiz, sövene dilsizdi gönülleri, / Almaktan çok veren olurdu elleri (M. Özdemir)
Dilsiz ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "dilsiz" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Dilsiz de olsa kâmil bellidir: Boş yere konuşmaktansa susmanın her zaman daha iyi olduğunu anlatır. İnsan konuştuklarıyla değil yaptıklarıyla değer kazanır.
- Dilsiz olmak çok söylemekten yeğdir: Çok konuşmanın iyi olmadığını anlatır.
- Dilsizin dilinden anası (sahibi) anlar*: Başkalarının, ne demek istediğini kolay kolay anlayamadıkları kimsenin amacını her gün onunla uğraşan kimse çok kolay anlar.
- Ateş ile sel dilsiz düşmandır, haber vermeden gelir (Od ile su, dilsiz yağıdır*): Ateş ve selin, insanların hazırlıksız olduğu zamanlarda birdenbire ortaya çıkarak büyük zararlar verebileceğini, insanların her zaman tedbirli olmaları gerektiğini, beklenmedik tehlikeler karşısında hazırlıklı olmalarını hatırlatır.
- Kaynana dinsiz, gelin dilsiz olur: Kaynanalar bazen sert, eleştirel veya baskıcı olabilirken, gelinler ise genellikle bu duruma karşı sessiz kalarak çatışmadan kaçınmayı tercih ederler.
- Rahat isteyen sağır, kör, dilsiz olmalıdır: Huzurlu bir yaşam için çevredeki olumsuzluklara karşı duyarsız olmanın gerektiğini ifade eder. Başkalarının kusurlarını görmemek, dedikoduları duymamak ve gereksiz tartışmalara girmemek insanı daha mutlu kılar.
Soru/Yorum Gönder