![]() |
İyi ki doğdun |
- İyi etmek:
- İyileştirmek, sağaltmak.
- Yerinde bir iş görmek.
- İyi gelmek:
- Yaramak.
- Uygun düşmek.
- İyi gitmek:
- (Bir iş) Yolunda olmak.
- Yakışmak.
- İyi gözle bakmamak: Hakkında iyi düşünmemek.
- İyi gün dostu: (deyiminin anlamı) Dostlarını ancak onların iyi günlerinde arayan, ilgilenen, sıkıntılı zamanlarında onlardan kaçan kimse.
- İyi iş doğrusu: "Şaşırdım kaldım, böyle iş olur mu?" anlamlarında kullanılır.
- İyi kalpli (İyi yürekli): Başkalarının iyiliğini düşünen.
- İyi ki: Güzel bir rastlantı olarak.
- İyi ki doğdun: Neyse ki varsın, sen doğmasaydın ne yapardık düşünemiyorum.
- İyi kötü: Ne pek uygun nede pek aykırı, şöyle böyle, iyiyle kötü arası.
- İyi saatte olsunlar: Cin ve perilerden söz edilirken "bize kötülükleri dokunmasın" anlamında kullanılır.
- İyi (hoş) söyledin ancak (ama): Bir görüşü eleştirmeye girişilirken söylenir.
- (Biri için) İyi söylemek:
- Övmek, birinden yana konuşmak.
- Doğru söylemek.
- İyiden iyiye: Büsbütün, adamakıllı, tamamıyla.
- İyisi mi: Buna göre yapılacak en doğru iş, en uygunu: En iyisi mi, bu işten vazgeçmeli.
- İyiye yormak (çekmek): Bir düşünce ya da olayı olumlu yönden ele almak.
- İyiye iyi, kötüye kötü demek: Hatır için konuşmamak, dürüst olmak.
Bakınız:
İyi ile ilgili atasözleri
İyilik ile ilgili atasözleri
İyilik ile ilgili deyimler
Soru/Yorum Gönder