Kaş |
- Gözlerin üzerinde, göz çukurunun alınla bileştiği yükseltide kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar: Gür kaş. Kalem kaş. Hilal kaşlı, güzel gözlü, derin bakışlıydı.
- Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm: Bir eliyle eyer kaşından tuttu, bir eliyle atın yanağından tuttu, bir sıçrayışta ata bindi.
- Sarp kayalık, uçurum: Aşkar atı yükledim, kaştan aşağı dikledim.
- Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set: Kaşlarla ayırdığı takmanlara çeşit çeşit sebzeler dikmişti.
- Antalya ilinin bir ilçesi.
Kaş ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kaş" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Kaş atmak: Kaşlarını oynatarak bir şeyler anlatmaya çalışmak.
- Kaş göz etmek: Kaşlarını, gözlerini oynatarak işaret etmek, işmar etmek.
- Kaş yapayım derken göz çıkarmak: İşi düzelteyim derken büsbütün bozmak.
- Kaşının altında gözün var dememek: Birini incitecek ya da gönlünü kıracak bir şey söylememek, en ufak bir eleştiride bulunmamak.
- Kaşla göz arasında: (deyiminin anlamı) Kimsenin sezmesine olanak vermeyecek denli kısa bir zaman içinde, pek çabuk.
- Kaşlarını çatmak: Kaşları birbirine yaklaştırarak öfkeyi belli edecek durum takınmak.
Kaş ile ilgili atasözü ve anlamı
İçinde "kaş" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Kaş ile göz, gerisi (kalanı, dahası, artanı) söz: (atasözünün anlamı) İnsanın kaşı gözü güzel olduktan sonra başka yerlerinin güzel ya da çirkin olması önemli değildir.
Soru/Yorum Formu
»