- Çabukluk, sürat: Bir kertenkele hızla kaçtı ve birkaç ağustos böceği sustu. (S. Ali)
- Hareketten doğan güç, şiddet: Rüzgar hızıyla çalışan elektrik santrali.
- (fizik)
- Bir cismin belli bir yönde aldığı yolun zamana oranı.
- Bir eksen çevresinde dönen bir cismin aldığı yolun zamana oranı; çizgisel hızın yarıçapa oranı.
İlgili birleşik kelimeler
- Hız diyagramı: (matematik) Hızın değişimini gösteren grafik.
- Hız düşmesi: Uçuş durumundaki bir uçağın hızı, havada kalabilmesi için gerekli hızın altına düştüğü zaman, uçağın bulunduğu dinamik durum.
- Hız göstergesi: Hız ölçer.
- Hız kontrol aracı: İçinde hava hızını ölçmeye özgü bir araç bulunan madensel kutu.
- Hız testleri: (eğit.) Belirtilen uygulama süresi içinde hiç kimseye bütün soruları cevaplama olanağı vermeyen testlerin genel adı.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "hız" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Hız almak: Atlamak için geri geri çekilip birdenbire ileriye doğru fırlamak.
- Hız vermek: (deyiminin anlamı)
- Hızını artırmak, hızlandırmak.
- Gayret vermek.
- Hızını alamamak:
- Hızını yenememek.
- Hızlanamamak.
- Hızını almak:
- Şiddetini yenmek, yatışmak: Fırtına hızını aldı.
- Yavaşlamak, hızını yitirmek.
- Hızını kesmek: Yavaşlamak, yavaşlatmak.
- Hızlı yaşamak: Eğlenceye ve gönül maceralarına aşırı düşkün bir yaşamı olmak.
İlgili atasözü ve anlamı
İçinde "hızlı" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Hızlı sağanak tez geçer: Gereksiz bir hızla başlayan şeyler kısa sürer.
Soru/Yorum Gönder