![]() |
Kapı |
İlgili atasözleri ve anlamları
İçinde "kapı" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Kapı arkası bile gurbet: (atasözünün anlamı) Bir insan evinden pek uzağa gitmese de ayrıldıktan sonra gurbette sayılır.
- Kapını iyi kapa komşunu hırsız etme: Malını mülkünü güvenceye al, bir şeyin çalınırsa komşuna hırsızlık yapmış gözüyle bakma.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "kapı" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- (Bir şeyden) Kapı açmak: (deyiminin anlamı)
- Bir şeyin sözünü etmek.
- Fiyat vermek.
- Kapı ağzı:
- Kapı yanı.
- İpucu.
- Kapı almak (yapmak): Tavla oyununda bir hanede iki pul toplamak.
- Kapı baca açık: Korunmasız (yer).
- Kapı dışarı etmek: Kovmak, dışarı atmak.
- Kapı duvar: Çalındığı halde açılmayan kapı.
- Kapı gibi: İri vücutlu, iri yarı kimse.
- Kapı kadar: Eni ve uzunluğu çok olan.
- Kapı kapamaca: Evde kimse kalmamak üzere.
- Kapı kapı dolaşmak:
- Her yere uğramak, ev ev gezmek.
- Her devlet dairesine başvurmak.
- Kapı (bir) komşu: Bitişikte oturan komşu.
- Kapı mandalı: İşe karıştırılmayan, kendisine önem verilmeyen kimse.
- Kapı tutmak: İşe ya da hizmete girmek.
- Kapı yapmak:
- Bir şey istemek ya da söylemek
- Ev gezmesi yapmak.
- Tavla oyununda bir haneye üst üste iki pul koymak.
- Kapı yoldaşı: Aynı hizmette bulunan hizmet arkadaşlarının birbirine göre durumu.
- Kapıdan çevirmek: Bir kimseyi kabul etmemek, içeri almamak.
- Kapıdan kovsan (kovulsa) bacadan girer (düşer): Yüzsüz olduğu için kovulsa da yine gelir.
- Kapının ipini çekip gitmek: Evden çıkıp bir daha uğramamak.
- (Şu kadar) Kapının pimini çekmek: O kadar eve ya da yere uğramak: Sabahtan akşama kadar seksen kapının ipini çeker.
- (Birinin) Kapısı açık: Konuksever.
- Kapısı açık sofrası meydanda: Kimseden gizlisi olmayan, konuksever, misafirperver.
- Kapısı olmak: ... kadar para gerektirmek.
- (Birisinin) Kapısına düşmek: Muhtaç olmak.
- Kapısına kilit vurmak: Bir yerin çalışmasına son vermek.
- Kapısında büyümek: Bir kimsenin yanında büyüyüp yetişmiş olmak.
- (Birinin) Kapısını aşındırmak: Onun yanına sık sık gitmek.
- (Birinin) Kapısını çalmak: (Birine) Başvurmak.
- Kapısını yapmak → Kapı yapmak.
- Kapısının köpeği olmak: Birine köle gibi bağlı olmak.
- Kapıya bacaya çıkmamak: Evden dışarı çıkmamak.
- Kapıya dayanmak:
- Gelip çatmak: Kış kapıya dayandı daha kömür alamadık.
- Bir şey elde etmek için bir yeri zorlamak: Alacaklılar kapıya dayandılar.
- Kapıya yanaşmak: Kamyon geldi kapımıza dayandı.
- Kapıyı açmak:
- Başlamak.
- Bir işte başkalarına örmek olmak üzere ilk hareketi yapmak.
- Kapıyı büyük açmak: Çok masraflı bir işe girişmek ya da hesapsız harcamak.
- Kapıyı dışarıdan kapa!: Defol git.
- Kapıyı kırıp odun etmek: Çok sıkışık bir durumdan kurtulmak için en değerli malını feda etmek.
- Kapıyı kırıp odun etmek: Yoksulluğa düşmek, darda kalmak.
Soru ve Yorumlar: 11
Soru/Yorum Gönder