İmam |
- Toplu olarak cemaatle kılınan namazlarda cemaatin önünde durarak namazı kılan ve kıldıran kimse: İmam "Allahü Ekber" dedi ve namaza duruldu.
- Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'den sonra din ve dünya işlerinde ona vekil olan halifelerin unvanı: İbn Mesud'dan rivayet edildiği gibi, Peygamber efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: Benden sonra imamlar on ikidir; tümü de Kureyş'tendir. (Seyyid Munzir Hakim)
- Müslümanlıkta görüş ve fikirleriyle bir mezhebe öncülük etmiş kimse: "İmâm-ı Âzam." "İmâm Mâlik." "İmam Şâfiî."
- Dördüncü halife Hz. Ali’nin soyundan gelen ve onun vekili kabul edilen kişilerin unvanı: "İmam Câfer Sâdık." "İmam Mûsâ Kâzım."
- Dini konularda içtihat etme seviyesine gelen müçtehitlerden her biri: "İmam Ebû Yûsuf." "İmam Gazzâlî."
- Bazı küçük İslam devletlerinde devlet başkanı: Yemen imamına kâtip mi olacaksın dedim. (R. H. Karay)
- (mecazi) En önde bulunan kimse.
İmam ile ilgili birleşik kelimeler
- İmam feneri: (folk.) Mahalle imamlarının geceleri camiye giderken kullandıkları, tenekeden yapılmış, çevresi camlı fener.
- İmam kırkı: (halk dilinde) Kış mevsiminin ilk kırk günlük soğuğu. Genellikle aralık ayının 21'inde başladığı kabul edilir.
- İmam nikahı: İslam kurallarınca kıyılan dini nikah: İmam nikâhı kıydı. Artık İslam indinde evli idiler, sıra resmi nikâhı yapmaya gelmişti. (S. Yılmaz)
İmam ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "imam" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- İmam kayığı: (argo) Tabut: Bu devran böyle kalmaz / İmam kayığı yanaştı mı iskeleye / Gözünün yaşına bakan olmaz (E. Canberk)
- İmama uymak:
- Bir imamın arkasında ona uyarak namaz kılmak: "Niyet ettim bayram namazını kılmaya, uydum hazır olan imama" diye niyet ederek namaza durulur. (M. Ö. Evren)
- (mecazi) Başta olana tabi olmak.
- İmama varmak: (halk dilinde) Evlenmek, nikahlanmak.
- İmamın abdest suyu gibi: Soğuk veya sıcak olması gerekirken ılık olan içecekler için kullanılan bir söz: Muavin, eline imamın abdest suyu kıvamında bir çay tutuşturmuştu. (M. İplikçi)
- İmamın dört çiftesine (kayığına, dört kollusuna) binmek: (deyiminin anlamı, argo) Ölmek (tabutun dört koluna istinaden): Haberin var mı, Şakir'in babası dün imamın dört çiftesine binmiş; çocuğun bir halası var, o da imamın dört kollusuna binince zavallının dünyada kimsesi kalmayacak (Halkbilgisi). Verilmiş sadakan varmış. Yoksa çoktan imamın kayığına binmiştin dedi ve sustu.
İmam ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "imam" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- İmamdan evvel camiye girme: Bir işin başında bulunan kişinin izni olmadan diğerleri kendi başına davranmamalıdır.
- Cami ne kadar büyük olsa (Cemaat ne kadar çok olsa), imam gene bildiğini okur*: Karar verdiği şeyi hiç kimsenin etkisi altında kalmadan yerine getirmeyi anlatır.
- Her imamın (ayrı) bir namaz kıldırışı vardır: İnsanların aynı işi farklı şekillerde yapabileceğini ifade eder. Herkesin kendi tarzı ve yöntemi vardır, bu nedenle aynı sonuca farklı yollarla ulaşılabilir.
- Her imamın duası bir olmaz:
- Bazı kişilerin dualarının ya da çabalarının daha etkili veya hızlı sonuç verebileceği, özellikle manevi olarak daha güçlü veya kabul edilen kişiler olduğu vurgulanır.
- Her kişinin kendine özgü düşünce, yöntem ve yaklaşımlarının olduğunu ifade eder. Aynı işi yapan insanların bile farklı tarzlara sahip olabileceğini ve sonuçların farklılık gösterebileceğini anlatır.
- Herkesin uyduğu imama sen de uy*: Bir toplulukta herkes birine güvenip peşinden gidiyorsa çekinmeden sen de git.
- Kendini çok öğen imamın cemaati az olur: Kendini beğenmiş o kimselere yakınlık gösteren az olur.
- Yarım hekim (doktor) candan eder, yarım imam (hoca) dinden eder*: İşinin tam ehli olmayanların, kendilerinden yardım bekleyenlere yardımları şöyle dursun, büyük zararları dokunur.
Soru/Yorum Formu
»