İçinde "iki" sözcüğü (iki sayısı) geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- İki aslan bir posta sığmaz*: Bir ülkede iki baş egemen olamaz, biri diğerini ortadan kaldırır.
- İki at bir kazığa bağlanmaz*: Başına buyruk olmak isteyen iki kişi aynı yerde bir arada bulundurulamaz, aralarında anlaşmazlıklar, kavgalar olur.
- İki baş bir kazanda kaynamaz*: Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.
- İki bayram arasında evlenilmez: İnanışa göre iki bayram arasında (Ramazan ve Kurban bayramları arasında) evlilik yapmak uğursuzluk getirir.
- İki bülbül bir dala konmaz: Yetenekli veya güçlü iki kişinin aynı alanda ya da durumda birlikte var olamayacağını ifade eder. Bir ortamda iki iddialı kişi genellikle birbirine karşı üstünlük kurmaya çalışır.
- İki cambaz bir ipte oynamaz*: İki hilekâr ya da kurnaz bir yerde barınamaz. İkisi de birbirini aldatmaya kalkar ve aralarında sorun çıkar.
- İki çıplak bir hamama yakışır*: Yuva kuracak çiftten hiç olmazsa birinin biraz varlıklı olması gerekir.
- İki çuval bir harar, herkes menfaatini arar: Herkesin kendi çıkarını gözettiğini anlatır. İnsanlar, paylaşımlarda veya işlerde genellikle fayda sağlayacak tarafı tercih eder.
- İki deliye bir uslu koymuşlar*: İki kişinin arasındaki anlaşmazlığı çözmede aklı başında biri aranır.
- İki dinle (Bin işit) bir söyle*: Çok konuşan, gereksiz ve yanlış sözler söyler; dinlemek, söylemekten yeğdir.
- İki dudak arasından çıkan iki günde dünyaya yayılır: Konuşulan şeyler çabucak başka kimselerin kulağına gider.
- İki eğriden bir doğru çıkmaz: İki yanlışın bir doğruyu oluşturamayacağını ifade eder. Yanlış yöntemler veya hatalı yaklaşımlar bir araya geldiğinde, doğru bir sonuç elde edilemez.
- İki el bir baş içindir*: Başkalarına muhtaç olmadan yaşamak için çalışmak gerekir.
- İki elin vergisi gönlün sevgisi: İnsana yardım etmenin verdiği iç huzurunu belirtmek için kullanılır.
- İki emini bir yemin yaralar*: Boş yere edilen yemin iki arkadaş arasındaki güveni sarsar.
- İki fındık bir olsa bir kozun başını yarar: Küçük şeylerin bir araya gelerek daha büyük bir etki yaratabileceğini ifade eder; birleşmenin gücünü ve iş birliğinin önemini anlatır.
- İki göç bir bozgun yerini tutar: İnsan sürekli ev değiştirmek zorunda kalırsa taşınırken eşyaları da kırılır dökülür ve kullanılamaz hale gelir.
- İki gönül bir olunca padişah bile ayıramaz: Birbirini gerçekten seven iki insanın arasına yeryüzünde hiçbir güç giremez.
- İki gönül bir olunca (olursa) samanlık seyran olur*: Birbirini seven çiftler için her yer güzeldir.
- İki gün birbirine uymaz: Her yeni günde karşımıza yeni yeni, başka başka şeyler çıkacağını anlatır.
- İki güreşenden biri yıkılır: Bir mücadeleye girildiğinde mutlaka bir tarafın kaybedeceğini anlatır. Her çekişmenin sonunda galip ve mağlup ortaya çıkar.
- İki hımhım, bir burunsuz, birbirinden uğursuz: Görgüsüz, cahil ve kötü huylu kişiler ancak kendi huylarından olan kişilerle arkadaşlık ederler.
- İki kamçı bir kuyruk, herkes başına buyruk: Denetim ve otoritenin eksik olduğu yerde herkesin kendi bildiğini yapacağını anlatır. Kuralsızlık veya zayıf yönetim, bireysel özgürlükleri ve disiplinsizliği artırır (?).
- İki kaptan bir gemiyi batırır*: Aynı anda birkaç yerden gelen buyruklarla bir iş yürütülemez.
- İki kardeş bir evde geçinememiş, yedi bacanak bir çavdar sapının gölgesinde geçinmiş: Kardeşler aynı evde geçim sağlayamazken, uzak akrabalar çok iyi geçinebilirler.
- İki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış*: İki kardeşin arasındaki anlaşmazlık sürekli olmaz, bu anlaşmazlıktan yararlanmaya kalkışmak aptallıktır.
- İki karılı bitten, iki analı sütten ölür: Bir şeyin veya durumun fazlasının zararlı olabileceğini ifade eder. İki karısı olan bir erkeğin huzuru kaçar (bitlenir) ve iki annesi olan bir bebek de uyumsuzluk yaşayarak sağlığını kaybedebilir. Aşırıya kaçmanın olumsuz sonuçlarına dikkat çeker.
- İki karılı evde toz diz boyu olur*: Bir işi iki kişinin birlikte yapmaya çalışmasının düzensizliğe yol açabileceğini ifade eder. Uyumsuz veya birbirine rakip iki kişinin aynı sorumluluğu paylaşması, işlerin karmaşıklaşmasına neden olur.
- İki karpuz bir koltuğa sığmaz: Aynı anda iki iş birden görülemez.
- İki kedi bir aslana pes dedirir: Birkaç kişinin veya güçlerin bir araya gelerek, daha büyük veya güçlü bir rakibe karşı başarılı olabileceğini anlatır.
- İki kıblesi olanda din olmaz: İki kıbleye yönelmek, kişinin kararsızlığına ve sadakatsizliğine işaret eder. Bu atasözü, dini inançların samimi ve dürüst bir şekilde yaşanması gerektiğini, aksi halde gerçek bir iman ve ahlak sahibi olunamayacağını vurgular.
- İki kılıç bir kına girmez: İki güçlü veya yetkili kişinin aynı alanda, aynı anda etkili olamayacağını ifade eder. İki lider veya egemen kişinin, aynı anda aynı mekânda veya görevde bulunması genellikle sorun yaratır ve uyumsuzluk oluşturur.
- İki kişi arasında pişen ya tuzlu olur ya tuzsuz: Ortak bir iş veya ilişki içinde olan iki kişinin, uyum içinde çalışmadıklarında ya da anlaşamadıklarında, işlerin genellikle kötü olacağını ve istenen sonucu vermeyeceğini ifade eder.
- İki kişi dinden olursa bir kişi candan olur*: İki kişi yalan yere yemin ederlerse dinden sapmış olurlar ama onların yalancı tanıklığı bir kimsenin ölümüne yol açabilir.
- İki kişi lakırdı ederken üçüncüsü sen olma: İki kişi konuşurken üçüncü kişinin lafa karışması saygısızlıktır.
- İki kişi yerinden kımıldarsa bir üçüncüye yer açılır: Dostlarının küçük küçük yardımları ve destekleri zorda kalan birini sıkıntıdan kurtarabilir; bu da dayanışmanın ve birlikte hareket etmenin önemini vurgular.
- İki kişiye bir börek, üçüncüye ne gerek: İki kişiye ancak yetecek bir yiyeceği üç kişi paylaşırsa üçü de doymaz.
- İki koç başı bir tencerede pişmez: İki güçlü veya inatçı kişinin bir arada uyum içinde çalışamayacağını ifade eder. Aynı ortamda iki baskın karakterin çatışması kaçınılmaz olur.
- İki köpek bir kemiğe düşerse, davaları eksik olmaz: Aynı dalda çalışan insanlar geçimsiz ve aynı yerde iş yapıyorlarsa geçinemezler ve kavga ederler.
- İki köpek bir kemiği paylaşamaz: İki geçimsiz ve inatçı kişi aynı şeyden çıkar sağlamaya kalkışırsa aralarında mutlaka anlaşmazlık çıkar.
- İki kulak bir dil için*: Çok dinleyip az söylemeli.
- İki (dokuz) ölç, bir biç*: Önce iyi düşünüp taşınmalı, sonra karara varmalı.
- İki sağır birbirini ağırlar: Birbirinin halinden anlamayan veya birbirine uyum sağlayamayan kişilerin iletişim kurmaya çalışmasının anlamsızlığını ifade eder. Anlamadıkları hâlde nezaketen karşılıklı iyi niyet gösterisinde bulunurlar ancak gerçek bir diyalog kurulamaz.
- İki serçeden börek olur*: İnsanların birbirlerine her zaman gereksinimleri olur.
- İki su, bir ekmek yerini tutar: Yemek arasında su içmek açlığı, daha çabuk yatıştırır.
- İki şahin bir yerde yuva yapmaz: Güçlü ve iddialı iki kişi, aynı ortamda uzun süre uyum içinde bulunamaz. Rekabet ve üstünlük mücadelesi, birinin diğerini dışlamasına neden olur.
- İki tarafa bakan şaşı kalır: Aynı anda iki işe yönelen kişinin hiçbirinde başarılı olamayacağını anlatır. İnsan dikkatini bölünce yolunu kaybeder ve sonuç alamaz.
- İki taş koysam ocak olur, kime varsam kocam olur: Kadın evlenmek istedikten sonra ne yapar eder evlenecek bir koca bulur.
- İki tavşan birden kovalanmaz: Aynı anda iki farklı fırsatı ya da işi kovalamaya çalışmanın her ikisini de kaybetme riskini taşıdığını ifade eder. İnsan, eline aynı anda iki imkan geçtiğinde yalnızca birini seçmeli ve ona odaklanmalıdır; aksi takdirde ikisini de kaybetme olasılığı yüksektir.
- İki testi tokuşunca biri elbet kırılır*: Çarpışan taraflardan biri elbette zarara uğrar.
- İki tımar bir yem yerine geçer*: Atı sık sık tımar etmek de at bakımının önemli bir kısmıdır.
- İki yemin bir emin: Elle tutulur bir kanıt ya da varsayım bir çok iddiadan daha iyidir, eylem sözden güçlüdür.
- İkisini bir kazana koysalar kaynamazlar*: Aralarındaki anlaşmazlık o kadar büyüktür ki onları uzlaştırma çaresi bulunamaz.
- Adam olan aynı hatayı iki kere yapmaz (Adam odur ki aynı hatayı iki defa yapmaya): Akıllı, zeki insan bir kere düştüğü hataya bir daha düşmez.
- Adam olan iki kere aldanmaz: Zeki insan bir kere aldandığı kişiye ikinci kez aldanmaz.
- Akıllı iki kere aldanmaz: Akıllı kişinin aynı hataya ikinci defa düşmeyeceğini anlatır. İnsan, yaşadığı tecrübeden ders çıkararak tekrar kandırılmaktan korunur.
- Allah insana bir ağız iki kulak vermiş, bir söyleyip iki dinlemeli: İnsanların sadece konuşmaları değil, karşı tarafın söylediklerini anlamaya ve dinlemeye de önem vermeleri gerektiğini ifade eder.
- Arsıza bir sille, iki sille kâr değil: Utanmak, sıkılmak bilmeyen görgüsüz kimseler birkaç kez uyarmakla yola gelmezler.
- Az söyle öz söyle, iki dinle bir söyle: İletişimde öz ve etkili olmanın önemini vurgular. Kısa ve öz ifadelerle anlatım yapmak, gereksiz ayrıntılardan kaçınarak daha etkili bir iletişim sağlar; aynı zamanda dinlemenin, düşünmenin önemine de dikkat çeker.
- Bak bana bir gözle, bakayım sana iki gözle: İnsan kimden dostluk ve iyilik görürse ona karşı daima sevgi ve saygı duyar.
- Bir adım gelene iki adım varılır: İnsan kimden yakınlık görürse ona karşı daha dostça davranır.
- Bir adım geri giden, iki adım ileri atılır: Bazen geri çekilmenin veya sabır göstermenin daha büyük bir ilerleme sağlamak için gerekli olduğunu ifade eder. Küçük bir fedakârlık veya duraksama, gelecekte daha büyük kazançlar getirebilir.
- Bir aldanan bir aldanır, iki aldanan her zaman aldanır: Aynı hatayı bir kez yapan kişinin bundan ders alarak bir daha aynı hatayı yapmaması gerektiğini, ancak aynı hatayı tekrar tekrar yapan kişinin sürekli yanılmaya ve zarar görmeye devam edeceğini ifade eder.
- Bir ayak gelene, iki ayak giderim: Bize karşı iyi niyetli davranan kimselere biz de aynı şekilde karşılık vermeliyiz.
- Bir başa iki yumruk vurulmaz: Zaten zor durumda olan birine daha fazla zarar verilmemesi gerektiğini ifade eder. Zayıf ya da çaresiz durumdaki kimseye tekrar tekrar zarar vermek, insanlıkla bağdaşmaz.
- Bir buldu iki ister, akçe buldu çıkın ister*: İnsanoğlunun doyumsuzluğunu ve elindekilerle yetinmeyip sürekli daha fazlasını isteme eğilimini ifade eder. İnsan, kazandıkça daha büyük hedeflerin ve arzuların peşine düşer (çıkın: İçine öteberi, para vb. şeyler konup uçlarından düğümlenmiş ufak bez bohça, çıkı).
- Bir çöplükte iki horoz ötmez*: Aynı mekanda, makamda veya aynı durumda birden fazla lider veya yetkili kişinin bulunamayacağını, birden fazla kişinin aynı konuda etkili olamayacağını ifade eder.
- Bir değirmene iki taş ister, bir haneye bir baş ister: Bir evde sözü geçen biri, yani aile reisi olmazsa o evde geçimsizlik ve başı boşluk çok olur.
- Bir denmeden iki denmez: İşlerin aşama aşama ilerleyeceğini anlatır. İnsan bir anda hedefine ulaşamaz, önce ilk adımı atması gerekir.
- Bir dirhem çiçek takar, iki dirhem güzel olur (?): Küçük bir dokunuşun veya eklemenin bir şeyin güzelliğini veya çekiciliğini büyük ölçüde artırabileceğini ifade eder.
- Bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar*: Küçük büyük diye düşünmeden yapılan işbirliği, sonunda temiz ve başarılı sonuçlara ulaştırır.
- Bir el ile iki karpuz tutulmaz: İnsan aynı anda iki işi birden yapamaz, birinde karar kılması gerekir.
- Bir elin nesi var iki elin sesi var*: Herhangi bir şeyin, işin, hareketin tek bir kişi tarafından yapılması, yeterince etkili olmaz, işbirliği yapılırsa daha etkin olunur.
- Bir elle eker, iki elle biçer: Küçük bir çaba veya maliyetle başlayan işin, sonunda büyük bir kazanç veya karşılık getirebileceğini ifade eder. Az masrafla ya da emekle başlanan işler, sonuçta daha fazla kazanç veya çaba gerektirebilir.
- Bir emin iki yeminden evlâ: Güvenilir bir kişinin sözünün, yeminle söylenen ancak söyleyenin doğruluğundan emin olunamayan iki sözden daha çok itibarlı olacağını anlatır. Asıl değer, doğruluk ve güvenilirliktedir.
- Bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz*: Bir evde iki kız olursa her biri bir taraftan aileyi sıkıştırıp giyim kuşam ister, çeyiz ister. Onlar istemese bile aile kendini böyle bir sorumluluk altında bilir ve bunun sıkıntısını çekerler.
- Bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz, bir evde iki oğlan, biri devlet, biri mihnet: Çocukların ihtiyaçlarının ve taleplerinin aileye farklı yükler getirdiğini ifade eder. Kız çocukları süslenme ve giyimle, erkek çocukları ise sorumluluk ve sorunlarla ebeveynlerini zorlayabilir.
- Bir gönüllü iki gönülsüzden iyidir: Bir işte isteyerek çalışan kimse gönülsüz çalışan birkaç kişiden daha verimli olur.
- Bir günlük rızık için iki gün çabalamalıdır: Çalışmadan hiç bir şey kazanılmaz. Bazen bir günlük ihtiyaç için birkaç gün çalışmak gerekebilir.
- Bir hatır, iki hatır, üçüncüsünde vur yatır: Bir kimsenin davranışlarına hatır için bir kaç kez göz yumulabilir ama yine devam ederse hak ettiği dersi verirler.
- Bir ipte iki maymun oynamaz: Aynı alanda veya konumda iki kişi bir arada var olamaz. İki güçlü veya iddialı insanın aynı yerde bulunması genellikle çatışmaya yol açar.
- Bir katarda iki deve kükremez: Aynı yerde iki güçlü kimsenin birden söz sahibi olamayacağını anlatır. Bir toplulukta ya da işte otorite tek elde olmalıdır.
- Bir kere aldanışta kabahat aldatanın, iki kere aldanışta kabahat aldananın: Bir kere aldandığı kişiye güvenip tekrar aldanan kimse aldanmayı hak etmiş sayılır.
- Bir kişinin rızkı/azığı iki kişiyi aç kor: Bir kişilik yiyeceği iki kişi paylaşırsa ikisi de doymaz.
- Bir koltuğa iki karpuz sığmaz (İki karpuz bir koltuğa sığmaz/taşınmaz)*: Bir kişinin aynı anda iki farklı ve zor işi yapamayacağını ifade eder; aynı anda birden fazla büyük sorumluluk üstlenmenin zorluğunu ve imkansızlığını vurgular.
- Bir koyundan iki post çıkmaz: Birinden, gücünün yetmediği ikinci bir fedakarlık beklemek anlamsızdır.
- Bir ok ile iki kuş vurulmaz (Bir taş ile iki kuş vurulmaz): Aynı anda birden fazla işi başarmanın zor olduğunu ifade eder. Bu deyim, dikkat ve çabanın tek bir hedefe odaklanmasının önemini vurgular, çünkü birden fazla amaca ulaşmak genellikle daha zor ve karmaşıktır.
- Bir olan iki olur, iki olan üç: Küçük şeylerin zamanla büyüyüp çoğalacağını anlatır. Azdan çoğa gidileceğini ve sabırla birikimin artacağını ifade eder.
- Bir sıçrarsın (atlarsın) çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge: Birkaç kez saklanabilen bir suç eninde sonunda ortaya çıkarak suç işleyeni kötü duruma düşürür, suçlu eninde sonunda cezasını bulur.
- Bir şehre iki hakim hükmedemez: Bir yerde iki otoritenin aynı anda söz sahibi olamayacağını anlatır. Yönetimde düzen ve adalet için tek karar verici gerekir.
- Bir tahta iki padişah sığmaz: Bir ülkeyi aynı yetkilere sahip iki kişi birden yönetemez.
- Bir tahtta iki şah olmaz: Bir yerde iki yönetici veya liderin olamayacağını ifade eder. Bir toplulukta otorite tektir; ikilik kargaşa doğurur.
- Bir tane az, iki tane karar, üç tane zarar, dört tane çingeneye yarar: Az çocuğun bakımı kolay, istekleri az olur. Çocuk fazla olunca hepsiyle aynı anda ilgilenmek güç olur.
- Bir taş attı, iki kuş vurdu: Tek bir hareket veya eylemle beklenmediği halde birden fazla fayda elde etmeyi ifade eder. Bir çabayla iki ayrı hedefe ulaşmayı ya da iki sorunu aynı anda çözmeyi anlatır.
- Bir tilkinin derisi iki defa soyulmaz (yüzülmez): Bir kişiden ya da bir kaynaktan aynı şekilde ve tekrar tekrar fayda sağlamanın mümkün olmadığını ifade eder. Aynı şeyi tekrar kullanarak daha fazla çıkar elde edilemeyeceğini vurgular.
- Birde tay, ikide yay, üçte hamur, dörtte demir, beşte at, dokuza kadar bin, onda sat: Bir mal alındıktan sonra kullanıla kullanıla yıpranır. Bir süre tamir edilerek tekrar kullanılabilir ama sonunda işe yaramaz hale gelir ve elden çıkarmak zorunda kalınır.
- Biri yarar, ikisi karar, üçü zarardır: Herhangi bir şeyin faydalı ve verimli olabilmesi için kararında bırakılması gerektiğini ifade eder. Aşırılık ve fazlalık, fayda yerine zarar getirir.
- Bu dünya iki kapılı handır, gelen bilmez giden gelmez: Yaşamın geçiciliğini, ölümün kaçınılmazlığını ve insanın bu süreçler üzerindeki kontrolsüzlüğünü vurgular.
- Çabuk veren iki kere verir: İnsana yardım etmek iyidir, hele ihtiyaç anında gecikmeden edilirse değeri iki kat artar.
- Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, sonunda yakalanır/üçüncüsünde ele girer: Kurnaz kimse bir gün mutlaka yakayı ele verir; yaptığı hileler ortaya çıkar.
- Dava için bir kadı, iki şahit lazımdır: Adaletin yerini bulması için birden fazla şahit ve davanın yürütülmesi için adli bir makam gerekir.
- Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan*: Karı koca gibi, iş ortağı gibi birlikte yaşayacak, birlikte iş görecek kimseler arasında karşılıklı sevgi bulunmalıdır.
- Deveye "İnişi mi seversin, yokuşu mu?" demişler, "Yük olduktan sonra ikisini de şeytan alsın" demiş: Zor ve istenmeyen bir durumdayken seçeneklerin aslında pek fark etmediğini, çünkü her iki seçeneğin de aynı derecede istenmeyen olduğunu ifade eder.
- Dokuz abdal bir kilimde uyur, iki padişah bir iklime (ülkeye) sığmaz: Genellikle birçok insanın sade ve mütevazı koşullarda bir arada barış içinde yaşayabileceğini, ancak güçlü ve otoriter kişiliklerin aynı çatı altında barınmasının zor olabileceğini ifade eder.
- Dolu tüfek bir adam korkutur, boş tüfek iki adam: Silah öldürücü bir araç olduğu için çok tehlikelidir. Dolu silahı taşıyan kazayla ateş almasından korkar. Öte yandan silah boş bile olsa herkesi korkutmaya yeter.
- Dost ya ikidir, ya üç; ondan sonrası hiç: Gerçek dost, dost olduğu kimseler için her türlü fedakarlığı yapar. Bu yüzden insanın gerçek dostu çok azdır.
- Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya*:
- Evlenecek kişiler için herkes seferber olur.
- Akılsız kişi, el alemin düzenlediği eğlencelerde bir aksama olmasın diye çabalar durur.
- Dünya dört kulplu tekne, ikisinden kadın tutar, ikisinden erkek: İnsan neslinin devamı kadın ve erkek sayesinde olur.
- Dünyada bir iki dinliden, bir de iki donludan korkmalı: Dini inançlarını terk eden veya sadakatsiz davranan iki yüzlü insanlardan her türlü kötülüğün beklenebileceğini ifade eder.
- Eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan iyidir: Elimizde kesin olarak bulunan az sayıdaki bir şeyin, elimizde olmayan ama daha fazla olabilecek şeylerden daha değerli olduğunu, eldeki olan bir şeyin belirsizlik içindeki birden fazla şeye tercih edilmemesi gerektiğini vurgular.
- Eğrinin iki yakası bir araya gelmez: Hırsızlıkla, kumarbazlıkla, sahtekarlıkla geçinen insanlar hep sıkıntı içinde yaşarlar.
- Eşeğe binmek bir ayıp, düşmek iki ayıp: Kişinin zaten zor ve utandırıcı bir durumda olduğunda, bu durumun daha da kötüleşmesinin, itibarını ve saygınlığını daha fazla zedeleyeceğini vurgular.
- Ev sahibi kurnazdır, pastırmayı ince doğrar; misafir daha kurnazdır ikişer ikişer yutar: Bazen masraftan kaçınmanın istenen sonucu vermeyeceğini anlatır (?). İnsanların çıkar söz konusu olduğunda daha kurnaz davranabileceğini vurgular.
- Gel bir adım varayım iki adım: Dostluk ve yardımlaşmada karşılıklı adımların önemini vurgular. Bir kişi samimiyetle yaklaştığında, ona daha büyük bir karşılık vermek gerektiğini ifade eder.
- Gönül gönüle karşıdır, sevgi iki başlıdır: İki insanın birbirini sevmesi için birbirleri hakkında aynı duyguları hissetmeleri gerekir.
- Göz ile kulak iki, ağız tek, çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek: Kişi çok konuşmak yerine, çevresini sürekli gözlemleme ve dinlemelidir.
- Ha ördek ha değirmen; ikisi de suda yürür: İki benzer durumun veya nesnenin arasındaki farkların öneminin olmadığını belirtir.
- Heybesinin iki gözü var, biri yılan dolu öbürü yalan: Bazı kişilerin hem zararlı hem de aldatıcı olabileceğini ifade eder. İnsan, böyle kimselere karşı dikkatli olmalı ve niyetlerini sorgulamalıdır.
- İnsan iki kere ölemez: Her insan bir kere doğar, bir kere ölür. Bu yaşamın değişmez kanunudur.
- İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü*: Birisinden bir istekte bulunan kimse bunu utanarak ister, kendisinden bir şey istenen kimse eğer bu isteği karşılamazsa daha çok utanmalıdır.
- İyilik iki baştan olur (Mermer iyi taştan, iyilik iki baştan)*: Birbiriyle ilişkileri bulunan iki kişinin iyi geçinebilmeleri için yalnızca birinin iyi olması yetmez.
- Kadının biri âlâ, ikisi beladır: Kadınlarla başa çıkmanın zorluğunu anlatır.
- Kırk yaşındaki eşek, iki yaşındaki ata arpa taşır: Tecrübe ve olgunluğun gençlik ve toyluk karşısında göz ardı edildiği durumları eleştirmek için kullanılır. Ayrıca, toplumdaki yaşlı bireylerin gençlerin ihtiyaçlarına hizmet etmek zorunda kalmasının ironisini de vurgular.
- Kızı kızken görmeyeyim; bir beşik, iki beşik, üç beşik, dört beşik sonra göreyim: Bir kızın asıl karakterinin ve sorumluluklarla başa çıkabilmesinin ancak evlenip çocuk sahibi olduktan sonra ortaya çıkacağını ifade eder. Kızın olgunluk ve becerileri, aile kurduktan sonra anlaşılır.
- Komşunu iki inekli iste ki, kendin bir inekli olasın* (Komşunun eşeğini iki iste ki, Allah sana bir versin): Durumunun iyi olmasını istiyorsan başkalarının da iyiliğini iste.
- Kör köre yol gösterse (kılavuzluk etse), ikisi de kuyuya düşer: Tecrübesiz bir kişinin başka bir tecrübesizden yardım almasının felakete yol açacağını ifade eder. Bilgisiz birine danışmak, hem danışanı hem de rehberi başarısızlığa sürükler.
- Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz*: "İstenilen şey fazlasıyla elde edildi" anlamında söylenen bir atasözü.
- Körün istediği bir göz, iki olursa ne söz*: İnsanların küçük bir isteği gerçekleştiğinde fazlası olursa daha da memnun olacaklarını anlatır. İhtiyacın üzerinde verilen şey, kişiye büyük sevinç ve mutluluk katar.
- Kumarbazın iki yakası bir araya gelmez: Kumar alışkanlığı olan insanlar borç ve sıkıntıdan kurtulamazlar.
- Kurbağaya bir vurursan iki sıçrar: Çok korkak kişiler en ufak bir müdahaleden bile normal insandan daha çok etkilenir.
- Misafir misafiri istemez, ev sahibi ikisini de*: Misafir, bütün ağırlamaların yalnız kendisi için olmasını istediğinden gittiği yere başka bir misafirin gelmesini istemez; ev sahibi de hiç misafir gelmese de rahatım bozulmasa diye düşünür.
- Misafirin umduğu ev sahibine iki öğün olur*: Misafir ev sahibinin kendisine çok güzel şeyler ikram etmesini umar ama ev sahibinin durumu buna müsait olmayabilir. Misafirin hayal ettiği yiyeceklerle ev sahibi kendisine iki öğün sofra hazırlayabilir.
- On derviş bir kilim üzerinde uyur da, iki bey bir posta/iklime (ülkeye) sığmaz: Genellikle birçok insanın sade ve mütevazı koşullarda bir arada barış içinde yaşayabileceğini, ancak güçlü ve otoriter kişiliklerin aynı çatı altında barınmasının zor olabileceğini ifade eder.
- Ortaklık iyi olsaydı iki adam bir avrat alırdı: Bir işin, malın veya mülkün yalnız bir kişiye ait olmasının daha faydalı olduğunu ifade eder. Kadın da olacağı gibi kıymetli mal gibi değerli şeylerin paylaşılmasının sorunlar doğurabileceğini vurgular.
- Ölüm bir gün, figan iki gün: Ölenler için bir süre çok üzülünür ama bir süre sonra üzüntü hafifler.
- Sağır için iki kere kamet olmaz*:
- Herkesin işitip öğrendiği şey, dikkatsiz kimse için bir daha söylenmez.
- Özel durumu olanlar için kural ve yasalar değiştirilemez.
- Sopanın iki ucu var: Yapılan bir işin veya verilen bir zararın dönüp yapanı da etkileyebileceğini ifade eder. Her davranışın hem başkasına hem de sahibine dokunan bir yönü vardır.
- Tamah gözün, tamah kalbin iki düşmanı imiş: Açgözlülüğün hem gözü doyurmadığını hem de kalbe huzur vermediğini anlatır. İnsan, tamah yüzünden ne gördüğünden hoşnut olur ne de gönül rahatlığı bulur.
- Tavşan ne kadar büyük ise pahası iki akçadır: Bir şeyin değerinin büyüklüğüne veya görkemine bakılmaksızın, gerçek değerinin bilindiğini ifade eder. Bu atasözü, bir şeyin değerinin görünen fiziksel özelliklerine değil, gerçek ve içsel niteliklerine dayandığını anlatır.
- Tilki iki defa aynı tuzağa düşmez: Zeki insanlar aynı hatayı tekrarlamazlar, ilk hatalarından ders alırlar.
- Veresiye (borca) şarap içen iki kez sarhoş olur*: Veresiye alışveriş eden iki kez sarsılır; malı aldığı zaman bir süre borcu ödemenin üzüntüsünü çeker, ödeme zamanı gelince de karşılıksız ödeme yapıyormuş gibi sıkılır.
- Yaz gününün yağışı iki sevgilinin döğüşüne benzer: Birbirini seven iki kişinin kavgaları nasıl gelip geçici ise, yaz günü yağan yağmur da pek etkili olmaz.
- Yıldırım aynı yere iki kere düşmez: Kötü veya talihsiz bir olayın veya durumun aynı şekilde tekrar etme olasılığının düşük olduğunu ifade eder.
- Zenginin iki dünyası da mamurdur: Zengin, bu dünyada rahat yaşadığı gibi, yaptığı hayırlarla öbür dünyada da rahat edebilir.
- Zeyrek kuş iki ayağından tutulur*: İşini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.
Ayrıca bkz.: İki ile ilgili deyimler ve anlamları
Soru/Yorum Gönder