İlik nedir, ne demektir? İlik ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Kemiğin içindeki kırmızı ve sarı ilikleri gösteren çizim
    Sarı ve kırmızı kemik ilikleri
    Kemiklerin iç boşluklarını dolduran, büyük kemiklerin içinde, merkezde yer alan doku ve alyuvar üreten yağlı madde. İlik, yeni kan hücrelerinin düzenli olarak yaşam boyu üretildiği yerdir. Kırmızı ve sarı olmak üzere iki tip ilik vardır. Sarı ilik içinde çok fazla yağ hücresi olduğu için sarı renklidir.
  2. Bir kot kumaşındaki düğme iliğinden yarısı görünen pembe bir düğme
    Düğme iliği
    Düğmelerin içinden geçerek iki ayrı parçayı (iki yakayı) istendiğinde tekrar ayrılabilecekleri şekilde birleşmelerine olanak sağlayan, giysi üzerine kesilerek açılmış ve çevresi örülmüş ufak yarık.
  • İliklemek: Bir şeyin düğmesini (düğmelerini) iliğine geçirmek: İlk düğmeyi yanlış iliklersen diğerlerini de yanlış iliklersin. (derleme cümle)

İlik ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "ilik (1)" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • İlik gibi:
    1. Çok lezzetli, iyi pişmiş (et): Fırında ilik gibi pişmiş oğlak eti ve közlenmiş kestanelerle, yol yorgunu savaşçıların canlarına can kattı. (İ. Bertan)
    2. (argo) Çok güzel, istek uyandırıcı kız veya kadın.
  • İliklerinde duymak: Benliğinde yoğun bir biçimde hissetmek: Sınıfının yoksulluğunu, ezilmişliğini, sömürülmüşlüğünü iliklerinde duymuştu. (E. Tonguç)
  • İliği kemiği donmak/ısınmak: Çok üşümek/Üşümüşken vücudu iyice ısınmak: Sığınıyorum giyimlere, örtünmelere. İliğim kemiğim donuyor (Füruzan). Kuzeyin o soğuğundan sonra iliğim kemiğim ısınıyordu bu şehirde. (A. Portakal)
  • İliğine işlemek (geçmek):
    1. Ta içine girmek: İnce yazlık pardösüsünden geçen yağmur iliklerine kadar işlemişti. (H. Tokak)
    2. Bütün varlığını kaplamak, derin bir biçimde etkilemek, benliğini, iyice etkisi altına almak: Adam neredeyse yıkılıyordu. Korku iliklerine işlemişti... (Y. Bahadıroğlu)
  • İliğine kadar: Tenine kadar, içine kadar, büsbütün: İliklerime kadar taş kesildim, dondum (E. Öz). İliğine kadar ıslanmış, sırılsıklam.
  • İliğini kemirmek:
    1. Çok etkilemek: Milli yapımızın iliğini kemiren kötülüklere, geriliklere karşı kardeşçe birleşerek bir yiğitçe savaşa mı girsek... (H. Ertunç)
    2. Sömürmek: Dalkavuk yaradılışlı, kişiliksiz, insanın iliğini kemiren, sinekten yağ çıkaran biriydi. (Toplumsal Tarih)
  • İliğini (kemiğini) kurutmak:
    1. Canından bezdirecek kadar sıkıntı vermek: Karısının ölümünü görmek, damarlarındaki kanı tüketmiş, iliğini kemiğini kurutmuştu şairin. (A. Binyazar)
    2. Varını yoğunu almak: Kumar bu, oynamak para ister, insanın iliğini kemiğini kurutur. (O. Kömürcü)
  • İliğini (kanını) kurutmak: Canından bezdirecek kadar sıkıntı vermek, rahatsız etmek: Ettikleriyle köylünün iliğini kanını kurutmuştu bu adam.

İlik ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "ilik (1)" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye: Değersiz sanılarak vazgeçilen şeylerin başkaları tarafından kıymetli bulunduğunu veya bulunabileceğini ifade eder. Kimi zaman göz ardı edilen bir şey, başkasının çok işine yarayabilir.