![]() |
Dikiş iğnesi |
- Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek büyüklükte deliği olan çelik araç: Dikiş iğnesi, yorgan iğnesi vb.
- İki şeyi birbirine iliştirmeye yarayan ince, uzun, bir ucu sivri bir ucu küt olan madeni araç: Toplu iğne, çengelli iğne vb.
- Toplu iğnenin süs için kullanılan çeşidi: Kravat iğnesi, eşarp iğnesi.
- Altındaki iğneyle tutturulan elmaslı kuyumcu işi: Elmas iğne.
- Bazı araç ve gereçlerin ucu sivri parçası: Pusula iğnesi, saat iğnesi vb.
- (zooloji) Bazı böceklerin çoğu zaman zehirli ve batıcı olan savunma organları: Arının iğnesi, akrebin iğnesi vb.
- (botanik) Bitkilerde yumurtacıkla tepecik arasındaki sapçık.
- Olta ipinin ucundaki ufak çengel: İğneye iri bir balık takıldı.
- Kaslar ya da damar yoluyla vücuda sıvı bir ilacı vermek için kullanılan sağlık gereci, şırınga, enjektör: Hemşire iğne yaptı.
- (mecazi) Dokunaklı, batıcı, kırıcı ya da üzücü söz: İğneli iğneli konuşuyor.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "iğne" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- İğne atsan yere düşmez: Çok kalabalık.
- İğne batırmak: İğneli, dokunaklı söz söylemek.
- İğne deliğinden Hindistan'ı seyretmek: Küçük bir olaydan büyük anlamlar çıkarmak.
- İğne iplik: Pek zayıf kimse.
- İğne iplik kalmak (olmak): İğne ipliğe dönmek.
- İğne ipliğe dönmek: Çok zayıflamış olmak.
- İğne yapmak (vurmak): İğneyle vücuda sıvı bir ilaç vermek.
- İğne yutmuş: Çok bitkin ve acılı (kimse).
- İğne yutmuş maymuna (köpeğe, ite) dönmek: (alay) Zayıf ve bitkin duruma gelmek, gücü tükenmiş olmak.
- İğneden ipliğe kadar: En ufak ayrıntılara kadar her şey.
- İğneyle kuyu kazmak:
- Bir işi ortaya çıkarmaya çalışırken yetersiz araçlar kullanarak o işi güç ve ağır yürütmek.
- Çok ağır ve güç yürütülebilen bir iş üzerinde olmak.
- İğneli beşik azabı çekmek: Şiddetli acı ve sıkıntı çekmek.
- İğneli (beşik) fıçı: Çok sıkıntılı ve üzüntü veren şey.
- İğneli söz: Dokunaklı, kırıcı, üzücü söz.
İlgili atasözü ve anlamı
İçinde "iğne" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- İğneyi kendine çuvaldızı başkasına (ele) batır: Ağır ve acıtıcı bir işi başkasına yapmadan önce onun biraz daha hafifini kendimize uygulamalı, tutumumuzu bunun etkisine bakarak belirlemeliyiz.
Soru/Yorum Gönder