Adam nedir ne demektir? İlgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Gözlüklü, kravatsız ve takım elbiseli bir adam, Kenan İmirzalıoğlu
Adam
  1. İnsan: Kimdir bu sokakları dolduran adamlar. (S. Faik)
  2. Erkek: Sevmediği bir adama varmış; ama beş yıllık evlilik süresinde kocasından sevgi, çevresinden saygı görmüştü. (Y. Erolgaç)
  3. İyi yetişmiş, değerli, iyi huylu, güvenilir, erdemli kimse: Adam yetiştirmek herkesin harcı değil.
  4. Birinin buyruğu ve altında ya da hizmetinde olan kimse: Adamları çevresinde dört dönüyordu.
  5. Birinin tarafını tutan ya da ona yakınlığı olan kimse: Karşı tarafın adamları çoktur.
  6. Kayırıcı kimse: Adamın varsa işin görülürdü. Tırnağın varsa başını kaşırdın. (E. Ş. Can)
  7. (Belgisiz adıl yerine) Herkes, kim olursa olsun: Adam başına bir lira düşerse, öp başına koy. (S. Faik)
  8. Görevli kimse: Sanki ben Alman'ın hükümet adamına herifimi iki yıl sonra getirin demiştim. (Füruzan)
  9. (Ad tamlamalarında) Bir konuyla uğraşan kimse: Bilim adamları.
  10. Koca, eş: Bir yandan çocuklar, bir yandan benim adam derken geçti gitti yıllar. (M. Salgıncı)


İlgili birleşik kelime ve fiiller


  • Adam adama savunma (markaj): (spor) Basketbol, futbol gibi oyunlarda her oyuncunun karşı takımdan belli bir oyuncuyu tutması ya da kollaması.
  • Adamakıllı:
    1. Tam gereği gibi, iyice, dört dörtlük: Galip Bey gibi paralı ve adamakıllı bir kısmeti tepti (H. E. Adıvar).
    2. (mecazi) Sırılsıklam: Bu çocuk adamakıllı âşık.
  • Adam almamak: (Caddeler, sokaklar) Aşırı kalabalık olmak.
  • Adam azmanı: Çok iriyarı kimse.
  • Adam başına: Her kişiye, kişi başına.
  • Adam beğenmemek: Herkesi değersiz, küçük görmek.
  • Adam boyu: Bir insan boyunda: Su adam boyu.
  • Adam ister (isterim): Kolay kolay yapılamayacak bir işi anlatmak için söylenir: Zordur ve lâkin sağlam adam ister. Ayakları, kolları kuvvetli adam ister. Her adam bu zanaatta çalışamaz (S. Yıldız). İçinizden gözünü kırpmadan vatan uğruna ateşin içine içine yürüyecek adam isterim. (G. D. Kalyoncu)
  • Adam kaldırma: Birini rehin alıp zorla bir yere götürme.
  • Adam kayırmak: Bir kimseye belli bir konuda ya da işte, ayrıcalık tanımak, adam seçmek, hısım akrabayı kollamak.
  • Adam sendeci: → Adamsendeci.
  • Adamı olmak:
    1. Birinin kayırıcısı olmak.
    2. Bir yerde kayırıcı kimsesi bulunmak: Adamın olacak, sözü geçeninden... Hepsinden iyisi paran olacak. (M. Başaran)


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "adam" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Adam değilim!: Bir söz verilirken anlamı pekiştirmek için kullanılır: Bunun hesabını sormazsam ben de adam değilim!
  • Adam eti yemek: Dedikodu yapmak.
  • Adam etmek: İyi yetiştirmek, iyi bir duruma koymak: Okulun en yaramaz öğrencilerini adam etti. (A. F. Bak)
  • Adam evladı: Terbiyeli, iyi eğitilmiş, iyi yetişmiş: Oldukça adam evladı, vakti hali yerinde. (S. M. Alus)
  • Adam gibi:
    1. Terbiyeli, akıllı uslu: İyilik yapmazsan birine bir yerde / Bari gözüne olma perde / Böyle adam aradım her yerde / Ben adam gibi yaşadım (M. Yılmaz)
    2. Adamlığa, insanlığa yaraşır yolda: Hak, adalet peşinde koşan, / Hiç yorulmadan! / Bize adam lazım, adam. / Adam gibi adam! (H. Ahmet)
  • Adam olana çok bile: (deyiminin anlamı)
    1. Bir şeyin değerini bilen için, azı da yeterlidir: Elimde eski bir ev, kuyruğu kopuk bir eşek, bir Çamlıbel, iki parça tarladan başka şey kalmamış; kalmasın, dert mi?... Adam olana çok bile. (O. Çeviksoy)
    2. Anlayan için, küçük bir uyarma yeterlidir.
  • Adam olmak: İyi yetişmek, iyi eğitilmiş olmak: Zordur adam gibi adam olmak / Doğarsın, büyürsün ama öyle kolay kolay adam olamazsın. (S. Yıldızlı)
  • Adam olmaz: (Bir şey, bir iş, bir kimse) Düzelmez, yola gelmez, ıslah olmaz: "Bunlar adam olmaz,"diyordu Usta. "Bunlar alışmışlar serseriliğe." (Y. Kemal)
  • Adam sarrafı: İnsanların iyisini kötüsünden ayırabilecek, anlayacak duruma gelmiş kimse: "Biz feleğin çemberinden kaç kere hopladık geçtik de adam sarrafı kesildik! Biz işe yarar yiğidi duruşundan bilir olduk tosun," dedi. (İlgili cümle kaynağı: K. Tahir)
  • Adam sen de!: Bir işin önemsenmediğini anlatmak için söylenir: — Daha nasıl duymasınlar, söylemedikleri kaldı mı? — Adam sen de, onlar herkes için söylüyorlar. (P. Safa)
  • Adam sırasına geçmek (girmek): Pek değeri yokken adam sayılmak.
  • Adam yerine koymak: Varlığını kabul etmek. → Adamdan saymak.
  • Adama dönmek: Düzelmek, toparlanmak, kılığını kıyafetini düzeltmek: "Bak işte! Şimdi adama dönmüşsün!" (O. Şenses)
  • Adamdan saymak: Birini herhangi bir işte yetenekli saymak, ona değer vermek, ilgi göstermek: Seni adamdan saydık da, iki lâf etmek için karşımıza aldık. (V. Saygel)
  • Adamına çatmak: Bir işten anlamayan kimseyle ya da huysuz ters bir insanla karşılaşmak: O anda Seyfi içinden "tam adamına çattık" bu ihtiyar bana rahat vermeyecek diye geçirdi. (A. Morkoç)
  • Adamına düşmek:
    1. Laftan, işten anlayanına, uzmanına rastlamak.
    2. (mecazi) Huyuna suyuna güvenilmeyen biriyle karşılaşmak ya da anlayışsız birine rastlamak.
  • Adamını bulmak:
    1. Ustasını, bir işten anlayanını, beceriklisini, ehlini bulmak: Adamını bulduk. Kendimizi buraya aldırdık. (K. Tahir)
    2. Kinaye yoluyla ehline düşmemiş olmayı ifade eder: Tam adamını bulduk köy yolu soracak! (E. S. Sami)


İlgili atasözleri ve anlamları


İçinde "adam" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:

  • Adam adama gerek olur (iki serçeden börek olur): İnsanlar tek başlarına bir işi başaramazlar, birbirlerine gereksinme duyarlar; bu yüzden bir takım küskünlüklerle insanlardan yardım istemeyecek duruma düşülmemelidir.
  • Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil (adam adama yük olmaz): (atasözünün anlamı) Toplumsal yaşayış içinde olan insanların birbirlerine bağımlı olmalarını, birbirlerine işlerinin düşmesini yük saymamak gerekir.
  • Adam adamdan korkmaz, utanır (hatır sayar): Kimi durumlarda ayıplamak ya da sert davranmak gerekirken, insanların suskun kalması, karşısındakilere ya da başkalarına duydukları saygıdan olduğu kadar, utanılacak bir duruma düşmek istememelerindendir.
  • Adam adamdır, olmasa da pulu, eşek eşektir, olmasa da çulu (atlastan olsa da çulu): İnsan, insan olma niteliklerini zenginlikten değil, doğrudan doğruya toplumsal yaşayış içinde kendi değeriyle kazanır.
  • Adam adamı bir kere (defa) aldatır: Hile ve düzenle işlerini sonuna dek yürütebileceğini sanan kimse aldanır.
  • Adam ahbabından bellidir: Kişi arkadaşından bellidir.
  • Adam (adamın iyisi) iş başında belli olur: İnsanların gerçek nitelikleri, söyledikleriyle değil, yaptıklarıyla anlaşılır.
  • Adam olacak çocuk b*kundan belli olur (bellidir): Bir çocuğun olumlu olumsuz davranışları, onun ileride başarılı ya da başarısız, iyi ya da kötü olacağını gösterir.
  • Adam olana bir söz yeter: Onurlu ve anlayışlı kimseler uyarıları tekrarlatmaz, onları dikkate alırlar.
  • Adama dayanma ölür, ağaca dayanma kurur: → Ağaca dayanma kurur, adama dayanma ölür.
  • Adamın iyisi alışverişte belli olur: Bir insanın nasıl bir insan olduğu ancak, onunla kurulan iş ilişkisinde ortaya çıkar.
  • Adamın (insanın) kötüsü olmaz, meğer züğürt ola: İnsanlar, özünde kötü değildirler ama onları kötülüğe iten elverişsiz koşullar ve yoksulluktur.
  • Adamın (insanın) yere bakanından, suyun sessiz (yavaş) akanından kork: Düşüncesini açıkça söyleyenden değil, söylemeyip içten pazarlıklı olandan insana zarar gelir.
( 0 soru/yorum )