- Bir şeyin ayrıldığı iki eşit ya da yaklaşık olarak birbirine eşit parçadan her biri için kullanılır: Yarım saat. Yarım ekmek. Yarım elma. Yarım porsiyon.
- Tam ve istenildiği gibi olmayan: Yarım bilgi. Yarım iş.
- Saatin 00:30'u ya da 12:30'u gösterdiği zaman: Öğlen oldu. Saat yarım... (A. Türk). Saat yarım olunca, çaresiz, bir anons daha. — Bu gece uçmuyoruz... (B. Başarır)
- (mecazi) Hastalıklı, sakat, sağlıksız: Yarım adam.
İlgili birleşik kelime ve fiiller
![]() |
Yarım altın |
- Yarımada: Sadece bir tarafından ana karaya bağlı, diğer (üç) yanları suyla çevrili olan kara parçası.
- Yarım altın: Ata liranın yarısı, çeyrek altının da iki katı olan ~ 3,5 gramlık altın türü, yarımlık.
- Yarım ay: Ayın ilk dördün ve son dördün evrelerindeki görünümü.
- Yarım kalmak: Tamamlanmamak.
- Yarım küre:
- (matematik) İki eşit parçaya bölünmüş bir kürenin her iki parçası.
- (coğrafya) Yer kürenin (Dünya'nın) Ekvatorla ikiye bölünmüş her iki parçasından biri, yarı küre: Kuzey yarım küre, güney yarım küre.
- Yarım pansiyon: Turizmcilikte, otel, motel vb. turistik işletmelerde oda ve kahvaltı hizmetleri yanında öğle veya akşam yemeğinden birisinin verilmesine dayanan konaklama sistemi.
- Yarım porsiyon: Standart bir ücret karşılığında bir kimseye verilen standart yemek miktarı olan porsiyonun yarısı.
- Yarım yamalak:
- Kusurlu, eksik: "Hadi oğlum, yarım yamalak bırakmışsın yine dersini." (E. Bolat)
- Baştan savma bir biçimde, üstünkörü: Yarım yamalak işler, seni istediğin hedefe doğru götürmeyecektir. Allah yolunda ilerlerken de, gereği neyse onu yapacaksın. (F. Özdemir)
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "yarım" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Yarım adam: Hastalıklı ya da sakat insan.
- Yarım ağız (ağızla): (deyiminin anlamı) İstemeye istemeye, isteksiz olarak söylemek: Geç kalma sebebini söyleyerek, yarım ağız ile özür diledi. (İlgili cümle kaynağı: F. Kadri)
- Yarım elmanın yarısı o, yarısı bu: İkisi de birbirine çok benzeyen iki iyi insan: Sanki yarım elmanın yarısı o yarısı ben. O kadar bana benziyormuş. (H. R. Gürpınar)
- Yarım kulak dinlemek: Umursamadan, önem vermeden dinlemek.
- Yarım pabuçlu: İşsiz, yoksul kimse.
- Yarım porsiyon: (argo) Ufak tefek, çelimsiz kimse.
İlgili atasözleri ve anlamları
İçinde "yarım" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
![]() |
Yarım Elma |
- Yarım elma, gönül alma: Armağan küçük de olsa, gönül almaya yarar: Dayı kimseleri unutmamış, yarım elma gönül alma diyerek ufak da olsa herkese bir şeyler getirmişti. (Z. Aygül)
- Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder: İşinin tam ehli olmayanların, kendilerinden yardım bekleyenlere yardımları şöyle dursun, büyük zararları dokunur.
Soru/Yorum Gönder