Yumruk nedir ne demektir? İlgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Ekrana bakana doğru gelen bir yumruk, yumruk atma veya vurma
Yumruk
  1. Parmakları kapatarak elin yumulmuş ve sıkılmış durumu: Dişlerini sıkıp gıcırdatırken, sağ elini yumruk yaptı ve sol elinin avuç içine vurdu. (H. Bayraktar)
  2. Elin bu biçimiyle, yumrukla vuruş: Yumruk yumruğa gelmek.
  3. (mecazi) Baskı: Zillet içinde, sefalet içinde, yumruk altında, hakaret altında sürünmek de yaşamak mıdır? [Mehmet Akif (Z. Sarıhan)]


İlgili birleşik kelime ve fiiller


  • Yumruk atmak (indirmek): Yumrukla vurmak: Kellesine gürz gibi bir yumruk indirdi. (H. Erimez)
  • Yumruk gibi: Yumruğa benzeyen, yumruk büyüklüğünde: Bir yumruk gibi sıkılan ve ardından gevşeyen kalp kası... (E. Atasü)
  • Yumruk oyunu: Boks.
  • Yumruk topu: Boksörlerin düzgün ve çabuk vurabilmeleri için yumruk vurarak çalıştıkları, bir askıya asılı lastik top.


İlgili deyimler ve anlamları


İçinde "yumruk" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Yumruk göstermek: Korkutmak, gözdağı vermek: Silâh ve yumruk göstermek lâzım geliyor... İcap ederse kuvvete de müracaat etmeğe karar verdik! Mukavemetle karşılaştığımız takdirde, şilebi batıracağız! (E. M. Karakurt)
  • Yumruk hakkı: Kaba kuvvetle, zorbalıkla elde edilen şey.
  • Yumruk kadar:
    1. Küçücük ufacık (çocuk): Yumruk kadar bir çocuk onu deviriverdi.
    2. Büyüyebileceği halde yeterince gelişmemiş, ufak, ancak bir yumruk kadar olan nesne.
  • Yumruk yumruğa gelmek: Karşılıklı yumruk atmak, yumruklaşmak.
  • Yumruğuna güvenmek: Kolunun gücüne güvenmek: Yani bu adam yumruğuna güveniyor. O zaman üç kardeş anladılar ki bu adam bizden bu kılıcı yumruk ile alır. (Köroğlu Destanı)
( 0 soru/yorum )