- Bir şeyi ya da birini bulmaya çalışmak: Onbaşıdan umut kesince başka kurtuluş yolları aradı (N. Cumalı). Sivil polisler, inzibatlar aramaya başladılar. (Y. Z. Ortaç)
- Bir şeyi, üzerine düşerek, direterek istemek: Hakkını aramak.
- Araştırmak, yoklamak: Ceplerini aradı, bir daha aradı... (B. Felek)
- Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek: Sonra bu günleri çok ararsın... İçkiyi bıraktım, hem de hiç aramıyorum... Yavaş yavaş kendi gençliğinde olan zamanları aramaya koyulur. (A. Ş. Hisar)
- Önemli görmek, önem verip istemek: Ben böyle şeyleri aramam... Aradıklarını bende bulamamıştı. (B. Necatigil)
- (halk dilinde) Belayı üzerine çekmek: Sen arıyorsun, şimdi dayağı yersin.
- Görmeye gitmek, gelmek: Komşularım da beni artık eskisi gibi aramıyorlar. (R. N. Güntekin)
- Bir kişiyle görüşmek üzere telefon etmek: Neden beni arıyor ki şimdi?.. Açmalı mıyım telefonu? (S. N. İymen)
- Arama!: (Olumsuz buyruk) Bulunduğunu sanma: Bizde para pul arama!
Aramak ile ilgili atasözü ve deyimler
İçinde "aramak" kelimesi geçen atasözü deyimler ve açıklamaları:
- Aramak taramak: Dikkatle aramak, inceden inceye aramak.
- Aramakla bulunmaz: Çok az rastlanır şeyleri tanımlarken söylenir. "O aramakla bulunmaz ama bulanlar arayanlardır" diye Bayezid-i Bestami (Hz)'nin bir sözünü söyledi. (F. Duman)
- Arayıp da bulamamak: Beklenmedik, umulmadık iyi bir olanakla karşılaşmak: Sen arayıp da bulamadığım güzel kız. Sen canım içi, Sen ruhumun ilacı, Sen derdimin dermanısın. (M. Tandoğan)
- Arayıp soranı bulunmamak (olmamak): Kimsesi olmamak, kimseden ilgi görmemek.
- Arayıp soranı yok: Kimsesiz, yalnız: Ne arayıp soranı var ne küçük bir uğraşı. Hem sahip olduğu görünmezlikle yaşamaya çalışıyor hem de hayıflanıyor buna. (İlgili cümle kaynağı: S. Gümüş)
- (Birini) Arayıp sormak: Biri hakkında haber sormak ya da birini görmeye giderek ona karşı ilgi göstermek: Arayıp sordu. Konuşup dert dinledi. Gülüp neşelendirdi. (M. K. Çelik)
- Arayan Mevlasını da bulur, belasını da: (atasözünün anlamı) İyiye ulaşmak da kötülüğe ulaşmak da insanın kendi tercihindedir: Irmak gibi (göz yaşı akıtan) iki gözle onları ara; sakın ümidini kesme. "Arayan Mevlâsını da bulur, belâsını da" derler. Arayan bir gün elbet bulur. Sabırla beklemek, ısrarla aramak gerek. (Mesnevi-i Manevi Şerhi)
Soru ve Yorumlar: 2
Soru/Yorum Formu
»