![]() |
Ateş |
- Yanıcı bir maddenin tutuşmasıyla birlikte beliren ısı ve ışık: Yaktıkları ateş görevini iyi yapmış, üstleri başları tamamen kurumuştu. (H. Erdem)
- Yanmakta olan cisim: Mangalın içindeki ateşler yumuşak karanlıkta kıpkırmızı... (H. E. Adıvar)
- Hastalık nedeniyle vücut sıcaklığının yüksek olması: Çocuk, ateş içindeydi. Serum yapılmıştı. (S. Faik)
- Patlayıcı silahların atılması: Top ateşi sabaha kadar sürdü.
- (mecazi) Coşkunluk: O, bir zamanlar pek coşkundu, sonra sonra ateşini kaybetti.
- Isıtma, pişirme amacıyla kullanılan yer ya da araç, ocak: Pilavı ateşten indirmeyi unutma.
- (mecazi) Tehlike, felaket: Kendini ateşe atmaktan çekinmiyor.
- Yangın: İki ev de ateşten kurtulmuştu. (Ö. Seyfettin)
- (ünlem, askeri terim) Askerlerin ateş etmesi için verilen komut: Nişan al! Ateş!
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "ateş" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Ateş açmak: Ateşli silahla mermi atmaya başlamak.
- Ateş almak:
- Tutuşmak.
- (halk dilinde) Telaşlanmak.
- Silahı patlamak.
- Ateş almaya mı geldin?: (deyiminin anlamı) Uğradığı yerden hemen ayrılmaya kalkan misafire sitem yollu söylenir: — Ne zaman gidiyorsun? — Yarın sabah. — Niye, ateş almaya mı geldin? (F. D. Sürünme)
- Ateş bacayı sarmak:
- Bir durum, tehlikeli, önüne geçilmez olmak: Balkanlarda büsbütün ateş bacayı sardı. (B. Büyükarkın)
- Kadın erkek arasındaki münasebet ciddiyet kazanmak: Derken, ateş bacayı sardı. Anam gitti, anasından Nigâr'ı istemeye... Babam da babasına söyledi. (A. Nesin)
- (Birine) Ateş basmak: Sıkılıp başına kan yürümek.
- Ateş çıkmak: Yangın çıkmak.
- Ateş düşmek (bağrına, gönlüne, içine): Çok şiddetli bir acı duymak.
- Ateş düştüğü yeri yakar: Bir acıyı, çekenden başkası anlayamaz: Ateş düştüğü yeri yakar derler. Tabii ki onlar da benim için üzülüyordu ama hiçbiri benim o ateşin içinde diri diri ve cayır cayır yanarken yaşadığım ıstırabı hissedemiyordu. (B. Çivicioğlu)
- Ateş gibi:
- Çok sıcak.
- Zeki, çalışkan ve becerikli.
- Canlı, hareketli.
- Ateş gibi yanmak: Ateşi yükselmek.
- Ateş kesilmek: (Birden) Çok çalışkan, becerikli ve hareketli olmak.
- Ateş kesmek: (askeri terim) Ateşli silahlarla yapılan atışa son vermek.
- Ateş olsa cürmü (cirmi) kadar yer yakar: Hasmın pek önemsenmediğini, güçsüz görüldüğünü anlatır: "Desene kediler aslan oldu!.." diye, latifeler yaptıktan sonra, "Adam sende, ateş olsa cürmü kadar yer yakar..." diyerek, ilave etti. (İlgili cümle kaynağı: E. İ. Benice)
- Ateş pahasına: Çok pahalı: Her şey ateş pahasına.
- Ateş parçası:
- Çok canlı, hareketli, becerikli, çalışkan, kabına sığmaz.
- Çok yaramaz, afacan çocuk.
- Ateş püskürmek: Çok kızgın olmak.
- Ateş saçmak: Çok kızmak, aşırı öfkelenmek.
- Ateş sarmak (bürümek): Ateşle çevrilmek, her yanı ateş almak.
- (Kendini) Ateşe atmak: Bile bile çok tehlikeli bir işe girişmek.
- Ateşe tutmak:
- Az ısıtmak.
- Üstüne ateş etmek, ateşli silahlarla mermi atmak.
- Ateşe vermek:
- Kundakla yakmak, yangın çıkarmak.
- Aşırı telaşa düşürmek.
- Savaş, kargaşa gibi nedenlerle bir ülkeyi sıkıntı ve yıkımlara uğratmak.
- Ateşe vurmak: Bir yemeği pişirmek üzere ocağa koymak.
- Ateşe vursan duman vermez: Cimri olanlar için söylenir.
- Ateşe yürümek: Bile bile ölüme gitmek, yürekli davranmak.
- Ateşi başına vurmak: Çok kızmak, coşmak.
- Ateşi sönmek (soğumak): Eski coşkusu kalmamak.
- Ateşine yanmak: Birinin yüzünden güç duruma düşmek.
- Ateşle oynamak: Çok tehlikeli bir işe atılmak: Ateşle oynuyordu, her neyin peşinde idiyse. (H. Koç)
- Ateşler içinde: (Hasta) Ateşi çok yüksek.
- Ateşten gömlek: Dayanılmaz, sıkıntılı zor durum: Bu yol çetindir, meşakkatlidir, ateşten gömlektir, yarı yolda takat kesintisini asla kabul etmez. Yolda yalnızdır insan... (K. Yeşiltaş)
İlgili atasözleri ve anlamları
İçinde "ateş" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Ateş demekle ağız yanmaz: Kişi, zararlı bir eylemin sözünü etmekle kendisini zarara sokmuş olmaz.
- Ateş düştüğü yeri yakar: Felaket, asıl kimin başına gelmişse onu yakar, üzer. Başkalarının acıması ya da üzülmesi o ölçüde yürekten değildir.
- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz: Her söylenti gerçek bir nedene dayanır.
- Ateşle barut bir arada olmaz: (atasözünün anlamı) Bir arada bulunması tehlikeli olan şeyleri ya da kişileri birbirinden uzak tutmaya özen göstermelidir.
Soru ve Yorumlar: 2
Soru/Yorum Gönder