Turşu |
- Tuzlu suda ya da sirkede veya ikisinin karışımında bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş salatalık, lahana, biber gibi sebzeler: Değişik sebzelerin, tuz içeren salamura içinde laktik asit fermantasyonuna uğratılması ile edilen ürüne turşu denir. Ancak, bazı sebzelerin doğrudan sirke veya tuz, su ve sirke ile hazırlanmış salamura içinde bekletilmesiyle elde edilen ürünlere de turşu denilir. (İ. Şahin)
- (mecazi) Bitkin, yorgun.
- (argo) Çok sarhoş: Herifçioğluna bak, sâfi turşu.
- Turşu kurmak: Turşuluk sebze veya meyveleri kavanoz ya da fıçıya basmak: Türklerin fermente süt ürünleri yapımı yanında yine aynı yolla boza, Tarhana yaptıkları ve turşu kurdukları bilinmektedir.
Turşu ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "turşu" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Turşu gibi: Çok yorgun: Eh, görüyorum ki o da turşu gibi yatıyor arabada. (C. Dağcı)
- Turşu olmak: Çok gevşemek, içi geçmiş olmak.
- Turşusu çıkmak:
- Çok yorulmak: "Valla turşum çıktı!" deyip attı başını arkaya. Kartal'ı geçmeden uyudu. (F. Baykurt)
- Ezilmek, parçalanmak: Domateslerin turşusu çıkmış.
- Turşusunu kurmak: (deyiminin anlamı) (alay) "Bir şeyin elden çıkarılması gerektiği halde buna bir türlü kıyamayıp saklayanlara" veya "harcanması gereken bir şeyi elden çıkarmaya kıyamayanlara" şaka ve kınama yollu söylenir: Bu köhne masanın turşusunu mu kuracaksın? (K. Demiray). Ama sevgilisini niye dövüyorsun yani, ciddi düşünüyorlarmış. Koca kız oldu, alıp turşusunu mu kuracaksın? (E. Serbes). Ne yapacaksın o kadar parayı, turşusunu mu kuracaksın?
- Turşuya dönmek: Çok yorulmak, bitkinleşmek: Dedim, "Hoca, bizi boşa yorma. Varsa var de, yoksa yok de. Bak sabahtan beri anamız ağladı. Yağmur yedik bir yandan. Çalışa çalışa turşuya döndük bir yandan..." (T. Apaydın)
Soru/Yorum Formu
»