![]() |
Toprak |
- Kil ve ufalanmış kaya parçaları ve çeşitli organik kalıntıların karışımından oluşan siyah veya koyu kahverengi renkli malzeme, yer kabuğunun bitkilerin yetiştiği yüzey kısmı: Killi toprak. Kireçli toprak. Humuslu toprak. En büyük, en güzel kadın / Toprak / Neredeyse doğuracaktı. (N. Hikmet)
- Kara: Geminin limana yanaşmasıyla toprağa ayak bastılar.
- Ülke: Şurasını da hiç unutmayalım: Düşman bizim topraklarımızda bulunuyor (K. Tahir). Vatanım, toprağım, / Şehidimin emaneti. (A. Şenol)
- Arazi, tarla: Bahar olunca bu toprağın üstüne bir avuç arpa atarım. (N. Araz)
- Bölge, yöre: Sıra dağlar birinden birine geçire geçire bu sırrı ta Anadolu topraklarına ulaştırdılar. (N. Araz)
- Topraktan yapılmış: Eskiden, çömlek, çanak, küp gibi toprak kaplar kullanılırdı, toprak damlı evlerde oturulurdu.
- (mecazi) Doğduğu yerde doğmuş olan arkadaş, memleketli: "Ben gidip biraz kestirsem, sonra sen gitsen kestirsen, ha nasıl olur toprağım?" diyerek Ali'nin yüzüne baktı. (İlgili cümle kaynağı: O. Komurcu)
- Elektrik yönünden sıfır nicelikli olan, faz karşıtı.
İlgili deyimler ve anlamları
İçinde "toprak" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Toprak doyursun gözünü: → Gözünü toprak doyursun.
- Toprak kabul etmez:
- Kötü, günahkar olarak tanınmış kimse.
- Kötü kişiyi öldükten sonra toprak bile içine gömülmesini, içinde olmasını istemez, hoş karşılamaz: Bu mel'unu derya ve toprak kabul etmez! (M. Seyda)
- Toprak olmak: Ölmek, öldükten sonra bedeni çürüyüp toprağa karışmak: Topraktan yaratıldık yine toprak olacağız... Herkes aslına dönecek... O'ndan geldik O'na döneceğiz. (N. Sanlı)
- Toprağa bakmak: Ölümü yakın görülmek: Gözü toprağa bakan yaşlılar...
- Toprağa girmek: Gömülmüş olmak, ölmek.
- Toprağa vermek: Ölüyü gömmek.
- Toprağı bol olsun: (deyiminin anlamı) Ruhu sükun içinde olsun anlamında kullanılır: Osmanlı döneminde ölenin Müslüman yahut gayri müslim olduğunun anlaşılması için kullanılırmış bu tabir. Ölen şayet gayri müslim ise "toprağı bol olsun" denirmiş.
- Toprağı çekmek: Sürekli olarak oturduğu yerden kısa bir süre için ayrılıp gittiği yerde ölmek: Adam eceline gelmiş meğerse.. Toprağı çekmiş. (M. Kurşunlu)
- Toprağına ağır gelmesin: Bir ölünün aleyhinde onun kötülüğü hakkında konuşulacağı zaman kullanılır.
- Kabe toprağı: (halk dilinde) İstanbul'a göre Üsküdar ve ötesi: Haccın başlangıç yeri sayıldığı için, Osmanlılar döneminde Üsküdar, "Kâbe toprağı" sayılırdı. (F. Babacan)
İlgili atasözü ve anlamı
İçinde "toprak" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Toprağı işleyen, ekmeği dişler: (atasözünün anlamı) Emek veren çalışan, yemeye hak kazanır.
Soru/Yorum Gönder