Zurna |
- Zurnacı: Zurna çalan kimse: Davulcu hızlı hızlı tokmağı vururken, zurnacı da zurnasının ucunu yukarıya kaldırıp, ince yanık bir havaya geçti. (M. Niyazi)
Zurna ile ilgili atasözü ve deyimler
İçinde "zurna" kelimesi geçen atasözleri deyimler ve açıklamaları:
- Zurna gibi: (deyiminin anlamı) Çok dar (pantolon): Zurna gibi olan pantolonumun içindeki pusulama bakarak kaldırımlarda paldır küldür ilerliyordum. (İlgili cümle kaynağı: Ş. Onay)
- Zurnanın son deliği: Önemsiz kimse: Kendimi orada kral gibi hisseden ben, burada zurnanın son deliği gibiydim.
- Zurnacının karşısında limon yemek: Birinin aklını karıştırıp işini göremeyecek duruma sokan davranışlarda bulanmak.
- Zurnacının (zurnanın) zırt dediği yer: İşin en nazik yeri, en can alıcı noktası: Zurnanın zırt dediği yer, insanın söylemekle söylememek, yapmakla yapmamak, yazmakla yazmamak arasında, çok darda, çok zorda kaldığı o ikircimli yerdir. (A. Nesin)
- Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına: (atasözünün anlamı) Rastgele yapılan işlerde yöntem, kural aranmaz. Muayyen (belirli) bir şey bekleyen kimselere, mutlaka beklediklerini bulmak lâzım gelmeyeceğini anlatmak için "Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına" deriz (M. Belenli). "Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına" şeklinde halkın bozduğu atasözünün şu doğrusu Evliya Çelebi'de vardır: «Boruda peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına». (M. R. Gazimihal)
- Zurnayı biz çaldık, parsayı el topladı: "Emeği, gayreti biz gösterdik, işi biz hallettik, faydasını başkaları gördü" anlamında söylenir.
Soru/Yorum Formu
»